Dava, davacının meslek hastalığından kaynaklı maluliyeti nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı-murisin, davalı kurum tarafından işletilen madende yeraltında çalıştığı, SGK tarafından düzenlenen raporda meslek hastalığı nedeniyle maluliyetinin bulunmadığının belirtildiği, ancak bu rapora itiraz üzerine SS YSK tarafından düzenlenmiş olan 07/08/2013 tarih, 61/6115 karar sayılı raporda ise davacının % 13,2 oranında mesleki maluliyetinin belirlendiği, raporlar arasındaki çelişkiler nedeniyle Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı ve birbiriyle tam uyumlu olan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp 2. Üst Kurulu raporlarında açıkça tespit edildiği üzere meslek hastalığına yakalandığı ve % 0 oranında maluliyeti bulunduğu tartışmasızdır. Maden işi yapılan işin niteliği gereği riskler içermekte olup, işyerinde maruz kalınan kömür ve silis tozları pnömokonyoz meslek hastalığına yol açmaktadır....
olarak davacının meslek hastalığından kaynaklı oluşan maluliyet oranınından doğan zararının tümünün müvekkili şirkete yüklenilmiş olduğunu, davacının zararının müvekkili şirkette çalıştığı süre ile sınırlı olacak şekilde tekrar bir rapor alınması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilin davalıya ait termik santralde tekniker olarak çalışıp gürültülü ortamda çalışmasından kaynaklı işitme kaybının ilk raporda %13,30 iken ATK raporu ile %27 olarak belirlendiğini, meslek hastalığı nedeniyle oluşan işitme kaybından kaynaklı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında 05.01.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 80.785,97 TL' ye çıkarmıştır. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 13.07.2009 tarihinde emekli olup işitme kaybının emeklilikten 2 yıl sonra belirlendiğini, meslek hastalığından kaynaklanmadığını, çalışması sırasında gerekli sağlık kontrollerinden geçtiğini, işyerinde gerekli tüm önlemlerin alındığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Mahkemece, 10/12/1991 tarihinde meslek hastalığı nedeniyle malül kaldığı anlaşılmasına rağmen murisin 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalı aleyhine manevi tazminat davası açmadığı, meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle açılacak manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi ölüm tarihinden itibaren işlemeye başlayacak ise de, dava konusu somut olayda davacıların murisinin meslek hastalığını ve iş gücü kaybı oranını öğrendiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içerisinde bu hakkını kullanmadığı gerekçesi ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hak sahibi olan davacıların manevi tazminat talebi, sigortalının meslek hastalığından kaynaklanan maluliyetine değil, meslek hastalığı nedeniyle ölümüne dayanmaktadır. Bu nedenle somut olayda zamanaşımı gerçekleşmemiştir. ......
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurumun ödemelerde güçlük çektiğini bu nedenle B.K 51- 52 md. uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, farazi verilere göre hesaplama yapıldığını, maluliyete etki olabilecek diğer hususların araştırılmadığını, hesap raporunun hatalı olduğunu, hüküm tarihine en yakın tarihteki artışlar nazara alınarak bağlanan gelirin düşülmesi gerektiğini, 60 yaş sonrası pasif dönem için zarar hesabı yapılamayacağını, manevi tazminat miktarının fazla olduğunu, faiz başlangıcının tespit tarihi olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE: Meslek hastalığından kaynaklı maluliyet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında ilk derece mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin emsal nitelikte kararları bulunduğundan bahisle davanın reddolunmasına karşın,sundukları emsal nitelikli kararlarda, benzer durumdaki kişilerin ölümünün meslek hastalığından kaynaklandığının işaret edildiğini, kaldı ki davacılar murisinin meslek hastalığı maluliyeti ağır ve yüksek oranda olup, %84,6 mesleki maluliyet sigortalıda bir çok organın işlevini yitirmesine sebebiyet verecek düzeyde bir maluliyet olduğunu, bu kapsamda ölümün meslek hastalığından kaynaklanmadığı şeklinde değerlendirme yapılmasının gerçeklikle bağdaşmadığı gibi, hayatın olağan akışına da aykırı kaçtığını, -Dosya kapsamında aldırılan ATK 3. Üst Kurulu raporunda açıkça görüleceği üzere davacılar murisi Mevlüt KÜÇÜK'ün yaşadığı sürece akciğer dokusunda meydana gelen meslek hastalığı sebebiyle sürekli hastanelere tedavi için gittiğini ve meslek hastalığın maluliyet oranın %84,6 olduğu tespit edildiğini, ATK 3. Üst Kurulunu oluşturan ve akademik ünvanı olan 24 uzmanın içinde sadece Prof. Dr....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 22.03.2005 tarihinden 12.10.2015 tarihine kadar davalı işyerinde tezgah teknisyeni olarak çalıştığını, davalı işyerinde sürekli ağır kaldırmaktan dolayı belinden rahatsızlandığını belirterek, davacının meslek hastalığından kaynaklanan %8 oranındaki çalışma gücü kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının rahatsızlığının meslek hastalığı olmadığını ve kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu 2....
olduğunu, davacının solunum darlığı ile hastaneye başvurduğu , hastanede yapılan tetkikler neticesinde davacıya "silikosiz hastalığı" tanısı konulduğunu, davacının yakalanmış olduğu bu hastalığın meslek hastalığı olduğunu belirterek davacının meslek hastalığından kaynaklı maddi tazminat alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davacı murisinin vefat etmeden önce meslek hastalığı maluliyeti nedeniyle davalı kuruma karşı açmış olduğu tazminat dosyalarının sonucu beklenmiş, ilgili dosyalar dosyamız arasına alınıp incelenmiştir. Zonguldak 3.İş Mahkemesine ait 2010/805 Esas (bozma sonrası 2016/521 Esas) sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının Hasan Durkut, davalısının T3 olduğu ve meslek hastalığı fark malüliyet için (maluliyetin %87,24 e yükselmesi nedeniyle) maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davanın reddine karar verildiği ve Yargıtay'ca verilen kararın onandığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında davacı murisinin sağlığındaki son maluliyet oranının %26,2 olduğu hususunun kesinleştiği anlaşılmış, davacı vekilinin işbu dosyada ısrarla iddia ettiği gibi murisin son maluliyet oranının %87,24 olmadığı anlaşılmıştır. Murisin sağlığındaki maluliyet oranlarına ilişkin çok sayıda farklı raporların olması ve davacı vekilinin talebi dikkate alınarak Adli Tıp 1....
İş mahkemesinin 2012/554 Esas sayılı dava dosyasında açılan davanın kısmen kabulü ile, davacının meslek hastalığından kaynaklı % 18 oranındaki maluliyetinin % 32,2 ye yükselmesi nedeniyle oluşan % 14,2 fark maluliyeti nedeniyle davacının yaşı ve maluliyet derecesi de dikkate alındığında 14.000,00-TL manevi tazminatın maluliyetin artış tarihi olan 16/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....