Dosya içerisindeki kayıt ve belgelerden;Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlğı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tedavi Hizmetleri Ve Maluliyet Daire Başkanlığı'nın 03.04.2007 tarihli sürekli işgöremezlik derecesi tespit kararında davacının maluliyet oranının %29 dan %57'ye arttığını belirtirken Yüksek Sağlık Kurulunun ise 27.05.2009 kararında davacının sürekli iş göremezlik oranı %34,2 olarak tespit ettiği ve davacıya bu mamuliyet oranı üzerinden Kurumca meslek hastalığı sürekli işgöremezlik geliri bağlandığı,Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 04.10.2010 tarihli raporda ise davacının sürekli iş göremezlik oranının bu kez %44 olarak tespik otunduğu ve mahkemece ATK 3.ihtisas kurulu raporunda belirtilen %44 oranındaki maluliyet dikkate alınarak neticeye varıldığı,davacının sürekli işgöremezliği oranlarını farklı belirleyen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmıştır....
Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde meslek hastalığının, 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından öğrenmeden sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi Kurum'a bildirilmesinin zorunlu olduğu, meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmaların, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabileceği, hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasların, Kurum...
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlikte maddi zarar sigortalının zararlandırıcı sigorta olayından önce ve sonraki durumu arasında oluşan farktan ibarettir. Başka bir anlatımla zararlandırıcı sigorta olayı meydana gelmeden önce malvarlığı hangi durumda ise o durumla zararlandırıcı sigorta olayı olduktan sonraki durum arasında ortaya çıkan fark iş kazası veya meslek hastalığı sonucu maddi tazminat isteminin temelini oluşturur. ./.. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır....
Peşin değer ise, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup, Kurumun iş kazası ya da meslek hastalığı ile malullük sonucu sigortalılara ve bunların ölümü halinde hak sahiplerine kaza tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 31. maddesine göre gelir bağlama işlemlerini tamamlaması gerekmektedir....
bu raporlarda; hastalık tespiti, maluliyet oranı ve farklı yüzdelik dilimlerle meslekte kazanma gücü kaybı oranlarının çelişkili olduğu yine davacı tarafça iddia edildiğini, Mahkemenin de hemen fark edeceği üzere, sağlık kuruluna başvuru yapan işçilerin her birinin mesai saatleri ve çalışma şartları, şirketteki toplam Kıdem süreleri ve şirketteki iş pozisyonları ve çalıştıkları birimler farklılık göstereceğinden; Kurul raporlarının her birinde tespit edilen meslek hastalığı ve diğer unsurların birbirinden farklı olmasının doğal olduğunu, Sırf bu iddia ile raporların çelişkili olduğunun kabul edilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle; idari yollar bitirilmeksizin açılan haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatteyse yapılacak yargılama sonucunda hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Meslek hastalığı, işin niteliğine göre tekrarlanan sebepler veya işin yürütüm şartlarına göre ortaya çıkan hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleridir. Kusur incelemesi yapılırken, meslek hastalığının bu özelliği dikkate alınarak ve öteden beri uygulanan şekliyle 32 yıl formülü esas alınmak suretiyle belirleme yapılmalıdır. Sigortalının işyerlerinde 32 yıldan daha kısa bir süre çalışması halinde, kaçınılmaz maluliyet oranı; çalışılan yıl sayısı: 32, yıl ortalaması ile çarpılarak kaçınılmaz maluliyet oranı belirlenmelidir. Sigortalının 18 yaşından sonra çalışmaya başlaması halinde ise; her yıl için 32 yıldan 3 yıl indirilerek kaçınılmaz maluliyet belirlenmeli, artık yaşlar için orantılama yoluyla indirime gidilmelidir. Hükme esas alınan rapor Dairemizin ve Yargıtay’ın kabul ettiği, uygulamada 32 yıl formülü olarak adlandırılan esaslara aykırı düşmektedir....
Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....
Tüzükte sayılmayan bir hastalığın meslek hastalığı sayılabilmesi için, işyeri şartlarından doğduğunun kesin olarak tespiti gerekir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, meslek hastalığı ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece, (kapatılan) ... Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece verilen ilk karar (kapatılan) ......
Somut olayda, davacının maluliyet oranı ve başka birinin yardımına sürekli muhtaç olup olmadığı hakkında Kurumca tespit olunup kabul edilen karar ile ATK 3.İhtisas Kurulunca verilen rapor arasındaki çelişkinin yukarıda belirtilen prosedür işletilerek giderilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacının maluliyet oranının ve yardıma muhtaç olup olmadığının tespiti bakımından dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde son kez olarak Adli Tıp Genel Kurulundan rapor almak ve çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....