Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üst Kurulunun meslek hastalığı olup olmadığını ayıramadığı somut olayda Sayın Mahkeme müvekkilin hastalığının mesleki olup olmadığı ayrımını kendisi yaptığını ve hastalığın mesleki olmadığı kanaatiyle davanın kabulüne karar verdiğini, davacının davalı iş yerinde çalışmaya başlamadan önce böyle bir sağlık sorunu bulunmadığını bu hastalığı tetikleyebilecek başka bir sağlık sorunu da bulunmadığını, hastalığın mesleki olduğunu belirleme yetkisi de münhasıran Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde bulunduğunu, SGK tarafından mesleki hastalığı ve buna bağlı maluliyet oranı da belirlendiğini, 510 sayılı Kanun dönemi öncesi, SSK İstanbul Meslek Hastanesinin ve SSK Zonguldak Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi tarafından belirlenen mesleki maluliyet oranlarının verilme sebepleri nazara alındığında meslek hastalığının ölüme etkisinin somut olayda gerçekleşmeme nedenine ilişkin makul ve yeterli bir gerekçelendirmenin görülmediği bunun sonucu olarak da bilirkişi raporunun yeterliliğine ilişkin Mahkeme...

Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde de disk hernisi hastalığının mesleki olduğunun tespit edildiğini, SGK Sağlık Kurulu'nun 02/08/2016 tarihli kararı ile davacıda meslek hastalığı olduğunun, iki yıl sonra kontrol kaydı ile %13,10 derecesinde malul kaldığının, meslek hastalığının başlama tarihinin 10/06/2015 olduğunun tespit edildiğini, davacının bu tarihten sonra bir süre daha çalıştığını ve ağrıları ve çalışmasının sağlığı açısından sakıncalı olduğunu anladığından 05.04.2017 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, işten ayrılmasından sonra ... Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde 12.06.2017 tarihli kontrol muayenesinde maluliyetine neden olan hastalıklarının azalması ile maluliyetinin kalmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin kontrol muayenesinden 3-4 ay önce işten ayrılmamış olsa maluliyetinin devam edeceğini, Yüksek Sağlık Kurulu'nun 10.01.2018 tarihli kararı ile müvekkilinin hastalığının mesleki olduğunu, maluliyetinin bulunmadığına karar verildiğini, Adli Tıp Kurumu 3....

    Taraflar arasındaki meslek hastalığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Davalı taraflar cevap dilekçelerinde davaya konu meslek hastalığının oluşumundan kusurlarının bulunmadığını ve meslek hastalığının sigortalının kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğini beyanla davanın reddini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece".....Davalıların işyerinde toz solunmasına karşı ne toplu ne de kişisel korumaya yönelik tedbirleri almada yetersiz olduğu, çalışanların daha az süreyle toza maruziyetlerini önlemek adına çalışma süresinin kısaltılması veya tozlu ortamlarda dönüşümlü olarak çalışılması şeklinde idari tedbirleri almadıkları, çalışma ortamındaki tozlar ve bu tozlardan kaynaklanabilecek sağlık ve güvenlik riskleri ve meslek hastalıkları gibi konularda gerekli bilinçlendirmeyi ve davranış değişikliğine yol açacak yeterli eğitimleri işçilere vermedikleri, iş güvenliği çalışanın insiyatifine terk ettikleri için dava konusu meslek hastalığının meydana gelmesinde kusurlu oldukları anlaşılmıştır..........

      İDM tarafından aldırılan rapor tek kişi - İnşaat Mühendisi tarafından düzenlenmiş, raporda SGK tahkikatında düzenlenen kusur oranlarında ayrılma nedeni açıklanmamış, meslek hastalığının tespiti noktasında 4857 sayılı yasanın 77 maddesi ve ilgili yönetmelilleri mevzuat olarak esas alınmıştır. Maluliyetin meydana geldiği kabul edilen 05/05/2013 tarihinde meslek hastalıklarının tespiti yönünden 6331 sayılı yasa yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Ayrıca davacı da meydana geldiği iddia oluna meslek hastalığı yönünden sağlıkçı bilirkişi görüşü de alınmadığı izahtan varestedir. Bu yönleri ile İDM'ce belirlenen kusur ve kaçınılmazlık durumu tespiti için alınan rapor denetime elverişli olmaktan uzaktır....

      Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Hasan Ermiş'ın davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 20,00 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 1983 tarihindeki maluliyet oranının %7,86 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 8,52 kusurlu olduğu ve sigortalının 1941 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2019 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında olması ve 1983 yılından itibaren yaşlılık aylığı alıyor olması bir arada değerlendirildiğinde...

      Kurumca sigortalının sürekli iş göremezlik oranının belirlenerek sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. Kuruma belirtilen şekilde bir bildirimde bulunulmadığının anlaşılması halinde ise yapılacak iş, davacıya iş kazasını veya meslek hastalığını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası veya meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazası/ meslek hastalığı tespiti” davası açması için önel verilmesi, önel içerisinde dava açılması halinde iş bu davanın sonucu beklenilerek, sonucuna göre davacı sigortalının Kurum tarafından sürekli iş göremezlik oranın tespiti ve giderek tespit edilen bu oran doğrultusunda gelir bağlanmasının temini sağlandıktan sonra tazminat davasının çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır. (Kapatılan 21....

        Kurumca sigortalının sürekli iş göremezlik oranının belirlenerek sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. Kuruma belirtilen şekilde bir bildirimde bulunulmadığının anlaşılması halinde ise yapılacak iş, davacıya iş kazasını veya meslek hastalığını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası veya meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazası/ meslek hastalığı tespiti” davası açması için önel verilmesi, önel içerisinde dava açılması halinde iş bu davanın sonucu beklenilerek, sonucuna göre davacı sigortalının Kurum tarafından sürekli iş göremezlik oranın tespiti ve giderek tespit edilen bu oran doğrultusunda gelir bağlanmasının temini sağlandıktan sonra tazminat davasının çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır. (Kapatılan 21....

          Yönetmeliğe göre, yükümlülük süresi, sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun süreyi ifade eder. Ancak meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Burada önemli olan hastalığı belirleyen rapor tarihi değil, tıbbi verilere göre hastalığın ortaya çıktığı tarihtir....

            Dava, iş göremezlik oranının tespiti taleplerine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu