Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, İstanbul ili Ümraniye ilçesi, Tatlısu mah. 14293 Ada, B blok, 1. Kat 3 numaralı bağımsız bölüm üzerinde T.C. Garanti Bankası lehine 31/01/2018 tarihli ipotek kaydının bulunduğu görülmüştür....

Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 12.09.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 30.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 28.05.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür.Açıklanan nedenle, mahkemece; meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacının adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunduğu, haczedilen taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasında bulunduğu, ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hangisi olduğu belirtilmediğinden bu konuda beyanda bulunması için davacıya süre verildiği, mahkemece meskeniyet davasına konu taşınmazın belirtilmediği gerekçesi ile ispatlanamayan meskeniyet şikayetinin reddedildiği, ancak meskeniyet iddiasında bulunan davacının taşınmazlarına 08/11/2019 tarihinde şikayet konusu haczin konulduğu, 05/02/2020 tarihli şikayetten sonra yasal 1 yıllık süre içerisinde 08/11/2019 tarihli hacizle ilgili satış talebinde bulunulmadığından şikayet konusu haczin düştüğü, meskeniyet şikayetinin konusuz kaldığı anlaşılmakla HMK 353 (1) b-2 maddesi...

    İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Meskeniyet şikayeti süreye tabidir. Taşınmazın haciz edildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren borçlunun 7 gün içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunması gerekir. Aksi halde şikayeti süreden red edilir. Müşahhas hadisede takip dosyasında meskeniyet şikayetinde bulunduğu gayrimenkul ile ilgili kıymet takdiri raporu borçluya 05/09/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, işbu dava ise 06/03/2023 tarihinde açılmış olduğundan, süresinde olmayan meskeniyet şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın süreden reddine, karar verildiği görülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından başlatılan icra takibinde davacıya ait taşınmaza haciz konulduğu, davacı vekili tarafından meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, meskeniyet şikayetinin kısmen kabulü ile satış bedelinden 200.000.00- TL nin davacıya ayrılmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından meskeniyet rakamının yeni kıymet takdirine göre hesaplanmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından aynı icra dosyasından konulan haciz nedeni ile meskeniyet şikayetinde bulunulması sonrasında yapılan yargılama ile satış bedelinden 200.000.00- TL nin borçluya ayrılmasına karar verilmiş ve bu karar taraflar arasında hüküm hüküm oluşturmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık,taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinin İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yasal 7 günlük hak düşürücü süreye tabii olduğunu, ancak bu sürenin haczin öğrenildiği tarihten itibaren başladığını, davacı tarafın hacizden 103 davetiyesi tebliğ edildiğinde haberdar olacağından bahisle haciz ihbarnamesi henüz davacıya tebliğ edilmeden meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, bu yönden usulden ret karar verilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaza ait tapu kaydında iki ayrı ipotek şerhi bulunduğunu, davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazı hem banka lehine hem de üçüncü bir kişi lehine serbest iradesiyle teminat için ipotek ettirdiğini, davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmaz üzerinde iki ayrı ipotek tesis ettirerek haczedilemezlik korumasından feragat ettiğini, bu sebeple meskeniyet iddiasında bulunmasının mümkün olmadığını, bu...

    İcra Müdürlüğünün 2017/8350 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu ve somut meskeniyet şikayetine konu taşınmazın ipotekli takibe de konu edildiği, takibe dayanak resmi senet ve ipotek belgesinden, taşınmaz üzerinde ticari kredilerin ayni teminatını teşkil etmek maksadıyla ipotek tesis edildiği, ticari kredinin teminatı olarak tesis edilen ipotek ile davacı tarafça ileri sürülmediği gibi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip dosyasından da(Mersin 7. İcra Müdürlüğünün 2017/8350) borcun ödendiği, davacının meskeniyet şikayetinin dinlenemeyeceği belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 7. İcra Müdürlüğünün 2017/8348 esas sayılı icra takibindeki davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesi tebliği işleminin iptali ile meskeniyet şikayetinin esastan reddine karar verilmiştir....

    Bu halde davacı meskeniyet şikayeti sübuta ermediğinden şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle davacı borçlunun istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Somut olayda; meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmaz üzerinde Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. lehine 27/12/2017 tarihli ve 35929 yevmiye nolu ipotek kaydının bulunduğu, şikayete konu takip dosyasında taşınmazın kaydına 10/12/2019 tarihinde haciz konulduğu, ipotek resmi senet içeriğinden anlaşıldığı üzere, senedin 1. maddesinde T1 Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş.'...

    UYAP Entegrasyonu