Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ilçesinde 300.00,00 TL'ne haline münasip mesken satın alınabilmesinin fiilen imkansız olduğunu, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak meskeniyet şikayetinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Anayasa Mahkemesinin, 08/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 31093 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasadaki "özel hayatın gizliliği" ve "ailenin korunması ve çocuk hakları" maddelerine dayanarak, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının işlemden doğrudan etkilenecek eşe de tanınması gerektiğini, AİHM içtihatlarının da bu görüşü desteklediğini, bu yüzden mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 9....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczedilen evin aile konutu olduğunu, haczedilen evin aile konutu olduğu hâllerde hâline münasip ev kavramı sadece borçlunun değil borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut biçiminde anlaşılmalı ve sadece borçluya değil, borçlunun aile fertlerine de meskeniyet iddiasına dayanarak yasal yollara başvurma imkanı sağlanması gerektiğini, AYM'nin konuya ilişkin hak ihlali kararı nazara alındığında, somut olayda "borçlunun ve ailesinin haline münasip aile konutu vasfındaki taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek davacının aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceğini" kabul etmek gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir....

Bendi uyarınca kaldırılması (meskeniyet iddiası) istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz....

Hukuk Dairelerinin kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, bir kişinin içinde kiracısının oturduğu ev hakkında bile meskeniyet iddiasında bulunmasının mümkün olduğunu, dava konusu taşınmaz, müvekkilinin Türkiye’deki tek taşınmazı olup, Türk vatandaşı olan müvekkilinin Türkiye’de kalabileceği tek mesken olduğunu, müvekkilinin yılın önemli bir bölümünü de Türkiye'de bu evde yaşayarak geçirdiğini, kişinin birden fazla taşınmazı olması halinde ve hiçbirini mesken olarak kullanmasa bile, taşınmazlardan birini seçerek meskeniyet iddiasında bulunabileceğini, Mahkemece şikayet konusu meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde esasa yönelik inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12 maddesi gereğince, borçlunun haline münasip evi haczedilemez....

CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; davaya konu edilen taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu, tesis edilen ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olduğu, taşınmaz üzerinde zorunlu ipotek kapsamında olmayan herhangi bir ipotek olması durumunda borçlunun meskeniyet iddiasından vazgeçmiş olacağı beyanıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu edilen taşınmaz üzerinde ... Ekonomi Bankası'nın 18.06.2013 tarihli ve 12366 yevmiye nolu ipoteğinin bulunduğu, ......

    CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, davacı borçlunun 01.09.2020 tarihinden itibaren ilgili haczi öğrendiğini ve yedi günlük itiraz süresini kaçırdığını meskeniyet itirazının mahkemece süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, bunun haricinde borçlunun ilgili taşınmazlar üzerindeki ipotekler sebebiyle meskeniyet itirazı hakkından önceden feragat etmesi gerektiğini yurt dışında ikamet ettiği ve yerleşik olduğu birden fazla taşınmaza sahip olduğu yurt dışına çıkmadan önce dahi dava konusu taşınmazı mesken olarak kullanmadığı ve davalı alacaklı müvekkilin ipotek alacaklısı olması sebepleriyle esas yönünden de meskeniyet itirazının reddedilmesini talep etmiştir. III....

      Bendi uyarınca kaldırılması (meskeniyet iddiası) istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz....

      UYAP Entegrasyonu