Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'de açtığı haczedilmezlik (meskeniyet) şikayeti ile ilgili bir kısım nedenleri ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir. Borçlunun ihale konusu hacizli taşınmazla ilgili ihale tarihinden önce haczedilmezlik şikayetinde bulunması, bu şikayetin görüldüğü mahkemece satışın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece ihalenin yapılmasına engel değildir. Diğer yandan Bakırköy 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/328 esas sayılı dosyasında ihale tarihinden önce 22/06/2021 tarihinde nihai karar verilerek meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verildiği, davacı/borçlunun ise bu kararı ihale tarihinden sonra 06/09/2021 tarihinde istinaf ettiği anlaşıldığından, somut olayda İİK'nın 363/4. maddesinin uygulanması da söz konusu değildir. Yine meskeniyet şikayetinde borçluya ve vekiline gönderilen bir kısım tebligatların usulsüzlüğünün tartışılması, eldeki ihalenin feshi şikayeti bakımından etkili değildir....

Öte yandan; borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz ettiği taşınmazlardan biri de aynı zamanda meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz olup, mahkemece her iki şikayet konusunun da aynı dosyada çözümlenmesi ve borçludan alınacak tek bir gider avansı ile yapılacak keşifte her iki şikayet konusuna ilişkin olarak da tek rapor alınabilecek olması karşısında, mahkemenin tefrik kararı da usul ekonomisi ilkesi gereğince doğru bulunmamıştır. O halde mahkemece, kıymet takdirine itirazla birlikte meskeniyet şikayetinin yapıldığı ve tefrik kararı veren .......... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/......

    Borçlu vekili meskeniyet şikâyetinde bulunduğu ve henüz şikâyet sonuçlanmadığı hâlde taşınmazın satışının yapılmasının fesih nedeni olarak kabul edilmesi gerekir. Nitekim 12. H.D. 04.10.1991 tarihli 2496 Esas, 10097 Karar sayılı kararında haczedilmezlik şikâyeti kesin olarak sonuçlanmadan yapılan ihalenin feshi gerekeceğine karar vermiştir. Yasa'da mevcut bir düzenlemeye dayalı olarak borçlu meskeniyet şikâyetinde bulunduğu hâlde bu şikâyet sonuçlanmadan taşınmazın satılması, yasal düzenlemeleri işlevsiz hâle getirir. Cebri icra hukukunda uygulama ve kararların alacaklı ve borçlu menfaatini dengeleyecek doğrultuda olması Yasa Koyucunun amacına uygun düşer. Aksinin kabulü Yasa’dan kaynaklanan bir hakkın ihlalini de oluşturur. Açıkladığımız nedenlerle, direnme kararının doğru olduğunu düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyoruz....

      DAVA KONUSU : Meskeniyet Şikayeti ve Kıymet Takdirine İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklının müvekkili aleyhine Manisa 3....

      meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin şikayetin haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanacağı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının olmadığı, dolayısıyla alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması durumunda da meskeniyet şikayetinin dinlenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, davacının ihalenin feshi talebinin yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmiştir....

      Her ne kadar davacı vekili meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de, icra dosyasının incelenmesinde meskeniyet şikayetine konu taşınmaza 19/10/2012 tarihinde haciz konulduğu, 24/01/2013 tarihinde kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği, kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun davacı borçluya 25/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememize meskeniyet şikayeti davasının ise 20/04/2017 tarihinde, yaklaşık olarak 4 yıl sonra açıldığı, 7 gün olan şikayet süresi içerisinde borçlu tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunulmadığı anlaşılmakla, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....

      Somut olayda, borçlu ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı halde, mahkemece, bu hususun re'sen dikkate alınması yerinde değildir. Kaldı ki, borçlu adına çıkarılan satış ilanına ilişkin tebligat usulsüz dahi olsa, borçlunun satış işleminin iptali talebi ile icra müdürlüğüne başvurduğu 12/06/2015 tarihi itibariyle satışa muttali olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; şikayetçi borçluya kıymet takdir raporunun 25/09/2014 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlunun süresinde (yani 02/10/2014 tarihinde) kıymet takdirine itiraz ile birlikte meskeniyet şikayetinde bulunduğu,... 3....

        ın meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti nedeniyle haczin kaldırılmasını talep etme hakkı ancak taşınmaz maliki olan borçluya tanınmış bir hak olup; taşınmaz maliki olmayan borçlunun bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden ret kararı sonucu itibariyle doğru olup, şikayetçi borçlunun bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının REDİNE; 3- Borçlu ...'...

          yeniden rapor alınmasını istediklerini, borçlunun kıymet takdirine itirazının da kesin olarak reddedildiğini, 5.Borçlunun meskeniyet şikayetinin reddine ilişkin kesinleşmiş kararlar olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir....

            İhalenin feshini isteyen borçlunun bu talebine ileri sürdüğü yolsuzluk neticesinde kendi menfaatinin zarar görüdüğünü ispat etmekle yükümlüdür, diğer bir ifade ile hukuki yararın bulunması gerekir, ihalenin feshi istemi şikayet niteliğinde olup HMK'nın dava dilekçesine ilişkin kuralları ihalenin feshi istemi hakkında uygulanmaz, İhalenin feshi istemi ihale tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmış olup hak düşürücü süre mahkememiz tarafından resen nazara alınmıştır. İhalenin feshi nedenleri arasında İİK 134 maddesi uyarınca TBK 226 maddesinde yazılı satış ilamının tebliğ edilmemiş olması satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedeniyle fesh edilebilir. Kıymet takdirine itiraz etmeyen ilgilinin kıymet takdirine ilişkin iddialarla ihalenin feshini talep edemeyeceği sabittir. Satış ilanın tebliği taşınmazlar yönünden zorunlu olup taşınmaz satışlarında ilanlar ile satış tarihi arasında 1 aylık süre bulunmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu