HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2233 KARAR NO : 2021/2515 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TAVŞANLI İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2021/40 2021/105 DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|Meskeniyet İddiası|Kıymet Takdirine İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusunun eşi tarafından açılan meskeniyet şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, yasal düzenleme uyarınca meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Somut olayda davacının takipte borçlu olarak taraf olmadığı, takip borçlusunun eşi olduğu anlaşılmakla, şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Asıl olan borcun ödenmesi olduğundan, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığı için borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna uygun ve daha mütevazı semtlerde, daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi gerekir. Bu açıklamalar kapsamına göre, davacının ekonomik ve sosyal durumu ile meskeniyet şikayetine konu taşınmazın vasıf ve mahiyetine göre aynı sitede ve aynı nitelikte bulunan taşınmazlara ilişkin emsal satış ilanlarına göre taşınmaz değerinin belirlenmesinde ve daha mütevazi semtlerdeki emsal taşınmaz bedelleri dikkate alınmak suretiyle düzenlenen bilirkişi raporuna dayalı ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davaya tüm ferileri ile birlikte itiraz ettiklerini, davacı yapılan haczin tebliğ edilmediği, haczin 18.08.2020 tarihinde öğrenildiğini öne sürerek huzurdaki davayı süresinde ikame ettiğini iddia ettiğini, icra takip dosyasında davacıya ödeme emrinin 24.03.2020 tarihinde tebliğ edildiğni, davacı tarafından 01.07.2020 tarihinde gecikmiş itiraz yapıldığını, davacının icra dosyasından ve işlemlerinden muttali olduğunu, haczi yapılan meskenin elbirliği ile mülkiyet halinde olup meskeniyet iddiasına uygun olmadığını, haczi yapılan taşınmazda elbirliği ile mülkiyet halinde borçlunun hissesinin 1/4 olduğunu, 1/4 hisse üzerinde davacı borçlunun huzurdaki davayı zaman kazanmak açısından kötü niyetli olarak açmış olduğunu, davacının haksız ve yasaya aykırı davasının reddi ile yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu bağımsız bölüm üzerinde Denizbank lehine 13/09/2012 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, tapu kaydında konut kredisi şerhinin bulunduğu görülmektedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Anayasa Mahkemesinin, 08/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 31093 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasadaki "özel hayatın gizliliği" ve "ailenin korunması ve çocuk hakları" maddelerine dayanarak, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının işlemden doğrudan etkilenecek eşe de tanınması gerektiğini, AİHM içtihatlarının da bu görüşü desteklediğini, bu yüzden mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 9....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczedilen evin aile konutu olduğunu, haczedilen evin aile konutu olduğu hâllerde hâline münasip ev kavramı sadece borçlunun değil borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut biçiminde anlaşılmalı ve sadece borçluya değil, borçlunun aile fertlerine de meskeniyet iddiasına dayanarak yasal yollara başvurma imkanı sağlanması gerektiğini, AYM'nin konuya ilişkin hak ihlali kararı nazara alındığında, somut olayda "borçlunun ve ailesinin haline münasip aile konutu vasfındaki taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek davacının aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceğini" kabul etmek gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8427 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu dava dışı Yılmaz Gürbüz hakkında başlatılan takip olduğu, takip kapsamında davaya konu taşınmaza 09/08/2018 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda davacı takibin borçlusu olmadığı gibi anılan taşınmaz üzerine yine aynı alacaklı tarafından konulan bir başka hacze yönelik olarak yaptığı meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen İstanbul 25....
Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olduğundan, 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....