DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek karar kesinleştiğinden istinaf incelemesi davacının istinafı yönünden ve istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, bilirkişi raporunda mütevazi semt olarak davacının yaşadığı mahallenin gösterildiği, bu durumun davacının lehine olduğu, davacının alabileceği haline münasip ev değerine yönelik itiraz nedenlerinin somut olarak belirtilmediği, raporun denetime ve hükme esas teşkil etmeye elverişli olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı borçlu aleyhine başlatılan takip kapsamında, davacı borçluya ait taşınmaz üzerine konulan haciz ile ilgili olarak davacı borçlunun meskeniyet davası açtığı belirlenmiştir. İstanbul 31.İcra Müdürlüğünce davacıya 02/08/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, davacı tarafından 10/02/2021 tarihinde dava açıldığı, 103. Davetiyesinin 25/09/2020 tarihinde, kıymet takdiri raporu 02/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği şikayete konu taşınmaza haciz konulduğundan bu tarihler itibari ile haberdar olduğu, meskeniyet iddiası bir haczedilmezlik şikayeti olup, itiraz süresi haczi öğrenme tarihinden itibaren 7 gün olduğu da dikkate alındığında davacı tarafından 7 günlük süre sonrasında 10/02/2021 tarihinde açılmış olduğu belirlendiğinden şikayetin süre yönünden reddine'' karar verildiği görülmüştür....
Öte yandan, borçlu şikayet dilekçesinde hacizli taşınmaz yönünden haline münasip meskeni olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını istediği halde, mahkemece inceleme sırasında istemin kıymet takdirine itiraz olarak değerlendirilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun haline münasip evi…” şeklinde bir düzenleme yer almakta olup söz konusu yasal düzenleme nedeniyle müvekkilinin borçlunun evinin haczedilmesi kanuna açıkça aykırılık taşıdığını, tüm bu nedenlerle; Bolu İcra Hukuk Mahkemesi 19.11.2020 tarih 2020/232 esas 2020/288 sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Dolayısıyla, borçlu tarafça 10/03/2022- 15/03/2022 tarihlerinde 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra (28/03/2022 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK‘nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliğiyle karar verilmiştir....
Düzce İcra Müdürlüğü’nün 2017/17137 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu Havva Horuz aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, eldeki davanın meskeniyet şikayeti ile davacı üçüncü kişi tarafından açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya aittir. Somut olayda; şikayetçi Yusuf Horuz (muris ) icra takibinde taraf sıfatı olmadığından, yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olduğundan, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa dahi 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....
Mahkemece; Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine, şeklinde karar verdiği görülmüştür....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, borçlunun söz konusu taşınmazı üzerine Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/12179 esas sayılı, Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/12614 esas sayılı, Bursa 16....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut durumda, taşınmaz kaydındaki ipotek yönünden ilk derece mahkemesince Türkiye Halk Bankası A.Ş.'ye yazılan yazıya verilen 02/11/2020 tarihli cevapta, taşınmaz üzerindeki 27/09/2019 tarihli 240.000,00 TL bedelli birinci dereceden ipoteğin halen devam ettiği, borçlunun bankadan kullandığı ve kullanacağı asaleten ve kefaleten kredilerinin, doğmuş ve doğacak tüm borç ve risklerinin teminatını oluşturduğu 02/11/2020 tarihi itibarıyla banka riskinin 76.942,77 TL olduğu bildirilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu T7'un eşidir. Tapu kaydında tarla olarak kayıtlı hacze konu taşınmazın kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararı somut uyuşmazlıkta uygulanamaz....