DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayeti ve İİK'nın 128/a. maddesi uyarınca kıymet takdirine itiraz istemine ilişkindir. Davaya konu Aydın İli, Sultanhisar İlçesi, Malgaçemir Mahallesi, 1430 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde, 26/05/2014 tarihli 1524 yevmiye nolu işlemle davalı banka lehine 2. derecede ipotek tesis edildiği, söz konusu ipotek ve kredi genel sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı tartışmasızdır. Borçlu, ipotek kurulurken bu evi mesken olarak kullanmaktan vazgeçmiş sayılır. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi, meskeniyet şikayetine konu edilecek bir haciz işlemi de bulunmadığından, meskeniyet şikayetinde bulunma olanağı yoktur....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/11/2022 gün, 2022/1229 Esas- 2022/1136 Karar ilamı ile, ".....meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazda dava dışı borçlu Süleyman Dağ'ın hissesine haciz konulmuş olup takip dışı 3.kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının olmadığı anlaşıldığından davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı.." gerekçesiyle, "1- Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2022/9947 esas sayılı dosyasında davacıya kıymet takdiri tebliğ tarihinin 07/11/2022 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, meskeniyet şikayetinin ve satışın iptali talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE," karar verilmiştir....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 10.07.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 12.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin ve 12.05.2014 tarihinde kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 05.09.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı, alacaklı vekilinin 07.11.2014 havale tarihli talebi doğrultusunda icra müdürlüğünce borçlu adına 05.09.2014 günlü son hacze ilişkin 103 davet kağıdının gönderildiği, anılan davetiyenin borçluya 15.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 19.12.2014 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meskeniyet iddiasında bulunma hakkının sadece takip borçlularına tanınmış bir hak olduğunu, lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa bile icra takibinde taraf olmayan kişi tarafından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, meskeniyet iddiasının yasal süresi için yapılmadığını, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hacizli yolu ile takipten değil, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip dosyasından satışa çıkarıldığını, taşınmazın ipotek edilmiş olması halinde, ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olsa bile, davacının taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine ipotek kurulmasına dair açık izni ve rızası olduğunu, haczedilen meskenin aile konutu niteliğinde olması taşınmaza haczedilmezlik vasfını kazandırmayacağını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerinde, müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, davacı tarafça açıkça izin ve rıza gösterilen...
Borçlunun haline münasip..." şeklinde bir düzenleme yer almakta olup söz konusu yasal düzenleme nedeniyle müvekkilinin evinin haczedilmesinin kanuna açıkça aykırı olduğunu beyan ederek, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava, İİK 103'de belirlenen borçluya tebliğinden itibaren 3 günlük süreden sonra açılmış olduğundan öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazda ipotek tesis edildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı gereği taşınmazın ipotek edilmesi durumunda borçlunun meskeniyet iddiasından önceden vazgeçtiğinin kabul edildiğini, yine borçlu meskeniyet iddiası sebebiyle haczedilemezlik şikayetinde bulunmuşsa da söz konusu taşınmazlarda kendisinin ikamet etmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulmuş ipotek bulunmasının, haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya engel olmadığını, haczedilmezlik iddiasından haciz tarihinden önceki bir dönemde yapılan feragatın geçersiz olduğunu, bu konuda taraflar arasında yapılan anlaşmaların da geçerli olmadığını, borçlunun evini ipotek etmesi durumunda bunun tüm alacaklılarına karşı haczedilmezlikten feragat ettiği şeklinde yorumlanmasının, borçlunun ve ailesinin öngörülmesi çok güç bir riskle karşı karşıya bırakılması anlamına geldiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık İİK'nun 82/12 ve 16. Maddeleri gereği meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Mahkemece, davacının meskeniyet iddiasının, şikayete konu her iki taşınmaz yönünden reddine, dair karar verilmiştir....
, araçların ve banka hesaplarındaki hacizlerin kaldırılmasına, ayrıca aile konutuna haciz konması nedeni ile İİK 82- 83 maddesi gereği meskeniyet iddiasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. Şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, borçlunun.......