Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre davacının mezkur icra dosyasında hazırlanan ilk bilirkişi raporu ile tespit edilen değerin taşınmazların objektif özellikleri ve emsallerine göre ''düşük'' olduğu iddiası mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ile ortaya konulmuş olmakla kıymet takdiri şikayetinin kabulüne dair hüküm kurmak gerekmiştir. Haczedilmezlik şikayeti bakımından; İİK.nın 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 12....

İcra Müdürlüğünün 2020/8734 Esas sayılı dosyası ile müvekkillerinin ikamet ettikleri konut hakkında satış işlemlerinin başlatıldığını ve tapu kaydına İİK. 150/c şerhinin işlendiğini, meskeniyet şikayetinde bulunulan ilgili taşınmaz üzerindeki ipoteğin mahiyetinin araştırılarak, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulan ipoteklerden olduğunun tespiti ile meskeniyet şikayetinin değerlendirilmesi ve kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından söz konusu takipte haciz aşaması bulunmaması gerekçe gösterilerek meskeniyet şikayetinin reddi yönünde hüküm tesis etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, meskeniyet iddiası araştırılırken evin haczedilmezliği iddiasının haklı olup olmadığının keşif ve bilirkişi delillerine başvurularak karara bağlanacağını, hiçbir inceleme yapılmadan şikayetin reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun meskeniyet iddiası ile taşınmaza konulan 27.8.2019 tarihli haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, aynı taşınmaza 16.03.2017 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının 1 yıllık satış isteme süresi içinde satış avansını yatırdığı, haczin geçerli ve ayakta olduğu, ilk hacze ilişkin meskeniyet şikayetinde bulunduğu ve şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu şikayete konu ve somut olayda taşınmazın üzerine 27.08.2019 tarihinde konulan haczin, düşmüş bir haciz bulunmadığı için haciz...

    İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca haczedilemezlik şikayeti borçlunun kendisine ait mallar yönünden söz konusu olup, davacının diğer takip borçlusu Akif Başdan adına kayıtlı taşınmaz yönünden haczedilemezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığından aktif husumet yokluğu nedeni ile şikayetin reddine karar vermek gerekir. Birleşen dava yönünden davacının meskeniyet şikayetinin incelenmesinde; Şikayet, İİK.nın 82/1- 12.maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması talebine ilişkindir. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2017/1053 esas 2018/5592 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşkın haciz şikayeti yönünden icra hukuk mahkemesince verilen kararlar İİK'nın 363/1. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğundan, taşkın haciz şikayeti yönünden verilen karara yönelik istinaf başvurusunun ek kararla reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, haczin borçlunun adresinde ve borçlunun huzurunda gerçekleştirildiği, istihkak iddiasının tutanağa geçirildiği ve gereği için asıl icra müdürlüğüne gönderildiği, istihkak iddiasıyla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığı, eldeki dosyada açılan istihkak davasının bu dava dosyasından tefrik edildiği, yapılan haciz işleminin usul ve yasaya uygun olduğu ve haczin yapılış şekline 3. kişi konumundaki davacının itiraz hakkının da bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının şikayetinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

      Davacı istinaf dilekçesinde özetle; şikayet tarihinin 17/05/2021 olduğunu, kıymet takdirine itiraz ile meskeniyet şikayetinin aynı dilekçede ileri sürüldüğünü, meskeniyet şikayetinin yetkisizlikle mahkemeye gönderildiği belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Somut olayda; davacı tarafından 17/05/2021 tarihli dilekçe ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz için icra mahkemesine başvurulduğu, davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/236 E. sayılı dosyasında, meskeniyet şikayeti yönünden tefrik kararı verilerek aynı Mahkemenin 17/05/2021 tarihli, 2021/268 E., 2021/320 K. sayılı ilamı ile meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verildiği ve bunun üzerine dosyanın istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye gönderildiği görülmüştür....

      İcra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde ve aynı Kanun'un bazı maddelerinde (m. 134/4, m. 97/5, m. 36/5 gibi) açıklanmıştır. İstinafa konu uyuşmazlık davacının İİK'nın 85. maddesinin uygulanma biçiminden kaynaklanan taşkın hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayeti bakımından verilen karara yönelik olup, ilk derece mahkemesinin taşkın haciz şikayeti yönünden verilen kararı İİK'nın 363/1. maddisine göre kesin niteliktedir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

      dükkan niteliğindeki taşınmaz üzerindeki haczin taşkın haciz nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Borçlu şirketin tüzel kişi olması nedeniyle ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatların iade gelmesi üzerine, aynı adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi gereğince yapılan tebligat işlemine yönelik şerhin şeklen usulüne uygun olduğu ve tahkikatta durumun gerçeği yansıttığı anlaşılmakla davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Taşkın haciz şikayeti yönünden yapılan incelemede; Taşkın haciz şikayeti bir hakkın yerine getirilmemesinden veya kamu düzenine aykırı işlem anlamında değerlendirileceğinden süresiz şikayete tabi olup mahkememizce yapılan incelemede, davacı taşınmazlar üzerindeki hacizlerin taşkın olduğunu kaldırılmasını talep etmiş ise de taşınmazların henüz kıymet takdirinin yapılmadığı, dolayısıyla dosya borcunu karşılayıp karşılamayacağının ve ihalede taşınmazlara alacaklı çıkıp çıkmayacağının bu aşamada tespitinin mümkün olmaması nedeniyle taşkın haciz şikayetinin reddine'' karar verildiği görülmüştür....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı dosyasında, şikayetçi, muris .... olup muris hakkında yapılan takipte murisin haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen karar, takibin mirasçılara yöneltilmesinden sonra mirasçıların kendi adlarına yapacakları haczedilmezlik şikayeti yönünden kesin hüküm teşkil etmez. Tarafları aynı olmayan.... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı kararı eldeki meskeniyet şikayeti yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece, borçlu mirasçıların meskeniyet şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak kesin hüküm nedeniyle istemin reddedilmesi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu