Davalı, icra hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin icra hukuk mahkemesince kabul edilerek kesinleştiği ve davaya konu taşınmaz üzerindeki borçlunun babasından intikal edecek hissesi üzerine konulan haczin kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Yine İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/342 esas sayılı dosyası da bir kısım taşınmazlar yönünden İİK'nın 82/1- 4.maddesine dayalı maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Bu dosyadan yapılan yargılama sonucu verilen karar Dairemizin 2021/873 E. - 2021/3073 K. sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Hemen yukarıda ve Dairemizin kaldırma kararında da belirtildiği gibi maişet iddiası yönünden borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Oysa somut olayda davacının adına kayıtlı tüm taşınmazların (İzmir 4....
Bölge Adliye Mahkemesi kararında; meskeniyet şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı tespiti üzerine, İlk Derece Mahkemesi'nin ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddi kararına ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet iddiasında bulunan davacı T1 işbu meskeniyet iddiasına dair şikayetin hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra yapıldığını, davacı hakkında Bartın 1....
Davacı borçlu istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayete dair hiçbir karar verilmediğini, bu yönde hiçbir gerekçe de sunulmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin doğrudan TK 21/2 maddesi uyarınca yapılması sebebiyle usulsüz olduğunu, şikayet dilekçesinin gerekli şekilde incelenmediğini, meskeniyet iddiası yönünden ise verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın haline münasip evi olduğunu beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun tamamen ödenmiş olması halinde de ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu "Karabük İli Merkez İlçesi Bulak Mahallesi 206 ada 10 parselde 3 nolu BB üzerinde" SS-Karabük 2 Esnaf ve Sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifi lehine 08/02/2019 tarihli ve 157 sayılı ipotek kaydının bulunduğu, ipoteğe ilişkin resmi senet ve ekli kredi sözleşmesinde yer alan yer alan; " Şengül Arı namına açılacak olan kredilere karşılık..." ipotek tesis edildiği görülmüştür....
Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu takip dosyasının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe ilişkin olduğu, ipotekli takiplerde haciz aşaması bulunmadığı için meskeniyet şikayetini ileri sürmeye yasal imkan bulunmadığı, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad. Gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmaması nedeniyle, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan “ T1 namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu hesaplardan veya senetlerin bankaca iskonto veya iştirasından vela teminat alınmasından yahut yuriçi ve yurt dışı her türlü resmi daire, müessese, mahkeme ve icra dairelerine gerçek ve tüzel kişilere, bankalara , üçüncü kişi lehine verilen banka teminat mektuplarından ...her türlü kredi sözleşmeleri ve taahhütnamelerinden doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 270.000,00 TL'sine kadar olan alacakları teminat olarak birinci derecede, ipotek etmeyi kabul ediyorum" şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun başka borçlarının da teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. (Benzer karar Yargıtay 12....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, meskeniyet iddiasının kanundan yer bulmasının amacının borçlunun asgari yaşam standartlarının aşağı düşmemesi ve hayatını devam ettirebilmesi olduğunu, sosyal ve ekonomik duruma uygun evin haczedilip satılması sonucu borçlunun düşeceği olumsuz durumun engellenmek istediğini, ayrıca bu olumsuz durumdan etkilenecek olanın sadece borçlunun kendisi değil o evde yaşayan herkes olduğunu, borçlunun borcunun ödememesinin sonuçlarına borçlu ile birlikte başkalarınında katlanmak zorunda kalacağını, hal böyle iken kanunu amacına aykırı olarak verilen kararın kaldırılması gerektiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2005/20569 E. 2005/24373 K. sayılı ilamında, “İİK m. 82/7 ve 12’de geçim ve meskeniyet şikayetinin hangi hallerde ileri sürülebileceği açıklanmıştır....