YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının şikayete konu ettiği taşınmazın 470 m² yüzölçümlü ve tarla vasfında olduğunu, meskeniyet iddiasına konu edilemeyeceğini, taşınmazda başka bir alacaklı lehine ipotek bulunduğunu, davacının bu şekilde meskeniyet iddiasından baştan vazgeçmiş sayılacağını, taşınmazdaki diğer paylarını kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile devreden davacının böylece birden fazla konuta sahip olacağını belirterek, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, meskeniyet şikayetinin kabulü ile; İzmir ili, Konak İlçesi, 2. Karantina Mah., 6139 Ada, 6 Parsel, Bodrum Kat, 1 no.lu bağımsız bölümde davacının hissesine ilgili icra dosyasından konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Uyuşmazlık; İİK'nın 82/12.maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Borçlunun, takip dosyasında haczedilen taşınmazının, İİK’nun 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi, geçimi için zaruri olan arazisi ve aile konutu olduğunu ve taşınmaza takdir edilen değerin düşük olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesi tarafından kıymet takdirine itiraz talebi yönünden dava dosyasının tefrik edildiği ve eldeki başvurunun meskeniyet şikayeti bulunduğu, mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, bu karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
Davacısının takip borçlusunun eşi olduğu mahkememiz dosyası göz önüne alınarak; yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca, davacının icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı, taşınmazdaki aile konutu şerhinin de bu hususu değiştirmeyeceğinden ve aktif husumete sahip olmadığı anlaşıldığından, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, haczedilen taşınmazın aile konutu vasfında olduğunu, taşınmazda davacının dosya borçlusu eşi ve taşınmazın tapuda maliki olarak görünen kızı ve torunları ile yaşadığını söyleyerek haczin kaldırılmasına istemiştir....
Somut olayda, borçlu adına kayıtlı olan taşınmazla ilgili yapılan kıymet takdiri raporunun borçluya 20/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayete konu taşınmazın 02/12/2019 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı tarafça satış talep edildiği ve satış avansı yatırıldığı, davacı borçlu tarafça herhangi bir usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, dolayısıyla borçlu tarafın taşınmazın haczinden haberdar olduğu, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaza konan haczin 02/12/2019 tarihli olduğu, haczedilmezlik davasının ise 01/06/2021 tarihinde açıldığı, dolayısıyla meskeniyet davasını yasal 7 günlük süre içerisinde dile getirmediği görülmekle, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı görülmektedir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları bu yönde olup, şikayet dilekçesine ve istinaf dilekçesine konu edilen Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlaline dair kararı sonrasında da bu yöndeki içtihatta değişikliğe gidilmemiştir.) Buna göre, mahkemece şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İstinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine konulan haczin öğrenilme tarihinin keşif tarihi olduğunu, borçlunun yasal süresinde meskeniyet iddiasında bulunmadığını, zira dosyada yapılan ilk kıymet takdir raporunun 04/07/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, her ne kadar bu raporda sadece dava konusu olmayan 2 nolu mesken için kıymet takdiri yapılmış ise de, talimat icra müdürlüğüne yazılan müzekkerede her iki taşınmaz için de kıymet takdiri yapılmasının talep edildiğini, diğer bir değişle borçlunun her iki taşınmazın da satışının yapılacağını keşif zamanında öğrendiğini, bu nedenle davanın usul ve esas yönünden reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nın 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davasıdır....
bulunduklarını, hem de kendi adlarına kayıtlı olmayan 3 adet taşınmaz için meskeniyet şikayeti yaptıklarını, dilekçede "ayrı ayrı münasip evi" gibi bir ifade yazılmış olsa da böyle bir ifadenin hukuken korunmayacağının açık olduğunu, haline münasip ev niteliğinin birden fazla taşınmaz için olamayacağını, dosyaya intikal eden ekonomik ve sosyal durum araştırması belgelerinden davacı borçluların meskeniyet iddiasına konu taşınmazlarda kira ödeyerek oturduklarının anlaşıldığını, kira ödeyerek oturmak zorunda kaldıkları bir ev ile ilgili meskeniyet iddasında bulunmalarının yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davanın süresinde açılmadığını belirterek süresinde açılmayan, aksi halde haksız ve yersiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun haczedilen taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....
İcra Müdürlüğünün 2018/157 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, bahse konu bu takip dosyasında Yeşiltepe Mahallesi 57/7 Sokak No:7/2 Zeytinburnu adresinde bulunan aile konutlarına haksız haciz işlemi uyguyanarak satış işlemleri başlatıldığını, söz konusunun taşınmazın haline müvekkilinin münasip evi olduğunu, satışa çıkan evden başka evi olmadığını, evin satılması halinde müvekkilinin telafi edilemeyecek zararı ve mağduriyeti doğacağını, bu nedenle haczin kaldırılmasına ve satışın iptaline karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Davanın niteliği itibariyle dosya üzerinde inceleme yapılması uygun görülmüştür, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 01.11.2012 gün ve 2012/23456 Esas, 2012/31158 Karar sayılı ilamı ile; "...İİK.nun 82/12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikâyet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....
Bu nedenlerle, taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipotek kapsamında olduğu ve meskeniyet şikayetine engel mahiyette olmadığı değerlendirilmiştir....