WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının ilk derece mahkeme kararından sonra 05.05.2021 tarihinde öldüğü nüfus kayıtlarıyla sabit olduğundan, şikayetçi borçlunun vefatı nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

ye yazılan yazılara verilen cevaplara göre söz konusu ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı, ticari kredi nedeniyle konulduğu, ipoteğin 02/06/2022 tarihinde terkin edildiği, eldeki davanın açılış tarihinin ise 19/08/2021 tarihi olduğu, ipotek konulma tarihinin meskeniyet şikayetinden önce olduğundan ve dava tarihi itibariyle henüz ipoteğe konu borç ödenmediğinden ve Halkbank A.Ş'nin 12/04/2022 tarihli cevabi yazısında ipoteğin devam ettiğinin, banka riskinin 1.000,00 TL olduğunun ve fazlaya ilişkin talep ve haklarını saklı tuttuklarının beyan edildiği, bunun gibi şikayet eden tarafça da ipoteğe konu borcun haciz tarihinden sonra 07/10/2021 tarihinde kapatıldığının beyan edildiği, haciz tarihi itibari ile ipotek borcunun ödendiğine dair bir iddianın bulunmadığı anlaşıldığından, dava tarihi itibariyle davacının meskeniyet şikayetinde bulunma hakkından serbest iradesi ile feragat ettiğinin kabulü gerektiği, bu itibarla mahkemece meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık,taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihaleye konu taşınmazın muhammen bedelinin 210.000 TL olmasına rağmen bunun üzerinde 301.000 TL'ye satılmış olduğundan zarar unsuru oluşmadığını, borçlunun şikayette hukuki yararının bulunmadığını, kamu düzenine yönelik olarak da herhangi bir fesih sebebinin bulunmadığını, İİK'nın 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olunacağından borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerektiği anlaşıldığından ihalenin feshi talebinin reddine karar verildiğini, bununla birlikte taşınmaz üzerindeki hacizden davacının haberdar olduğu ancak 7 günlük şikayet süresi içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunmadığını da belirterek;davacının meskeniyet iddiasının süresinde yapılmamış olması nedeniyle reddine, ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine, işin aslı incelenmediğinden tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir...

    Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; dosya borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takipte davaya konu taşınmazın haciz işleminin yapıldığını, davacı tarafından kötü niyetli olarak meskeniyet iddiasında bulunulduğunu, müvekkili şirket tarafından dosyanın temlik alınması ile takipsizlik nedeniyle düşen dosyanın yenilenerek ödenmemiş dosya borcuna istinaden aynı taşınmazlar üzerine yenilenen 2018/2235 esas sayılı dosya ile yeniden icrai haciz tesis edildiğini, söz konusu işlemin eski haczin yenilenmesi mahiyetinde olduğunu, taşınmaz üzerinde birden fazla haciz mevcut olduğunu, davacı tarafça daha önce yapılan haciz işlemlerine itiraz edilmeksizin yenilenen hacze itirazda bulunulmasının itirazın kötü niyetle yapıldığının göstergesi olduğunu, taşınmaz üzerine ipotek olması nedeniyle de söz konusu itirazların haksız olarak öne sürülmüş olduğunun açık olduğunu, anılan nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak yapılan meskeniyet iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip niteliğinde olduğunu ve ipoteğin konut finansmanının teminatı olduğunu, bu nedenlerle meskeniyet şikayetinin yerinde olmadığını, davacının eşine ait evlerinin olduğunu ve meskeniyet iddiasında bulunabilmek için dava konusu evi kullandıklarını, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, İİK.'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılan meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir....

    Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre de meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya tanınmış olduğundan davacının meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen karar yerinde görülmüş olup, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Nitekim borçlu yukarıda da belirtildiği üzere haline uygun meskeninin alacaklı tarafından haczedilmesi nedeniyle şikayette bulunmuş olup; alacaklı şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğüne yaptığı ....05.2015 tarihli talebinde mahcuz taşınmazın borçlunun haline münasip meskeni olması nedeniyle haczin kaldırılmasını istediğini bildirdiği gibi icra mahkemesine verdiği ....05.2015 tarihli cevap dilekçesinde de; şikayete konu taşınmazın mesken niteliğinde bulunması sebebiyle haczin terkini isteminde bulunduğunu ifade etmiştir. Şu halde, alacaklı tarafından mahcuz taşınmaz üzerindeki haciz, borçlunun meskeniyet şikayetinde haklı olduğunun kabulü nedeniyle kaldırılmıştır. Bu itibarla, alacaklı, borçlunun haline münasip meskeni üzerine haciz uygulamak suretiyle eldeki şikayetin yapılmasına sebebiyet verdiğinden alacaklının harç ve tebligat giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği açıktır....

      Mahkemenin esasa ilişkin değerlendirmesinin incelenmesinde; yerleşik Yargıtay içtihatlarında açıkça belirtildiği üzere İİK'nun 82/1- 12. maddesi gereği; meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi, burayı kiraya vermesi de bu talepte bulunmasına engel olmadığı, ayrıca, borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde, bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunması mümkündür (Yargıtay 34 XX 201/4497 Esas 2019/7050 Karar)....

      Davacı vekili yasal 7 günlük süre içinde 22/08/2020 tarihinde meskeniyet davası açmıştır. Davacı borçlu tarafından meskeniyet şikayetin bulunulmuş ise de, şikayete konu taşınmazın tapu kaydında Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. lehine kurulmuş ipoteğin söz konusu olduğu, her ne kadar davacı borçlu tarafça ve bankanın verdiği cevaba göre söz konusu ipoteğin konut kredisi nedeniyle kurulduğu belirtilmiş ise de, ipotek senedi incelendiğinde, ipoteğin davacı borçlunun kullanmış ve kullanacak olduğu her türlü krediye karşılık olarak tesis edildiği ve haciz tarihinden önce de ipoteğe konu borcun ödenmediği anlaşılmış olup, bu sebeple davacı borçlu meskeniyet şikayetinde bulunamayacağından, mahkemece bu durum gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      UYAP Entegrasyonu