İcra Müdürlüğünün 2007/1230) sayılı dosyasındaki 29/03/2019 tarihli satışa ilişkin kararının ve bu karar doğrultusunda alınan satış kararının iptaline, şikayete konu kararın iptaline karar verilmiş olması sebebiyle meskeniyet şikayeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
GEREKÇE: Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davasıdır....
Şikayet konusu taşınmaz üzerinde bulunan 21.06.2013 tarihli hacze ilişkin olarak borçluya herhangi bir bildirim yapılmadığı, kıymet takdirine dair 20.11.2014 tarihli tebligata göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmakla, süreye yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 25.07.2011 ve 21.06.2013 tarihlerinde haciz konulduğu görülmüştür....
Davacının, dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti de mevcut değildir. Dolayısıyla, borçlu tarafça 10/03/2022- 15/03/2022 tarihlerinde 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra (28/03/2022 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK‘nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliğiyle karar verilmiştir....
Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacının davaya konu taşınmaz dışında başka malvarlığı da bulunduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, davaya konu taşınmazın üzerinde haczedilmezlik iddiasında bulunulabilecek bir taşınmaz olmadığını, taşınmazın üzerinde başka bir alacaklıya ipotek tesis edildiğini ve bu taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, davacı vekilinin hacze konu taşınmaz üzerinde Vakıfbank tarafından konut kredisi nedeniyle ipotek kurulduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddiasını ispatlayan bir delil sunmadığını, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları doğrultusunda da, bir taşınmaz üzerinde önceden ipotek tesis edilmesi o taşınmaza ilişkin haczedilmezlik iddiasından vazgeçildiği anlamına geldiğini, taşınmaz üzerinde konut kredisi nedeniyle konulmuş ipotek şerhi bulunsa bile, bu durumun taşınmazın haline münasip ev niteliğinde olduğuna delalet etmediğini, davacı tarafından meskeniyet iddiasında bulunulan yerin 300 metrekarelik alana sahip olduğunu ve bu evin haline...
Mahallesi, ... ada ... parsel, 2 nolu bağımsız bölümün, İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece; meskeniyet şikayeti yönünden mahalline keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan, dava dosyası elden Emlak bilirkişisi Turhan Sinir’e teslim edilerek düzenlettirilen bilirkişi raporu hükme esas alınarak, şikayetin kabulü ile 2 nolu bağımsız bölüm üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde; ispat külfeti borçluya ait olup, ispat ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkündür İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir....
şikayeti yapma hakkını verdiğini belirterek, kararın kaldırılmasına şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, şikayet eden-3. kişinin davadışı borçlu eşe ait taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle satılamayacağına dair meskeniyet şikayeti olup, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması ve satışın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İcra İflas Kanunu'nun 82. maddesi. 2. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 103 davet kağıdına ilişkin icra dairesine itirazlarını sunmalarının sebebinin davet kağıdında diyeceklerinin icra dairesine başvurularak belirtilmesi olduğunu, haczedilmezlik niteliğinin öncelikle icra müdürlüğü tarafından takdir edilerek takdir yetkisinin şikayet yoluyla icra mahkemesi tarafından denetlenmesi gerektiğini, icra dairesi tarafından takdir yetkilerinin olmadığından bahisle taleplerini reddedilmesinden dolayı şikayeti yaptıklarını, dolayısıyla şikayet zamanında yapılmış olup icra müdürlüğünün kararı beklendiğini, müvekkilinin haline münasip evine haciz konulduğunu, dolayısıyla İİK m. 82/12 uyarınca borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Mahkemece davacının talebi, takibi kesinleştikten sonra birikmiş ve devam eden nafaka borcunun itfa sebebiyle takibin durdurulması ve meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmiş ise de, dava dilekçesi içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının nafaka borcunu düzenli ödediğini, herhangi bir birikmiş ve güncel nafaka borcunun bulunmadığını, 103 davet kağıdına yasal süresi içinde itiraz ettiğini belirterek, taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir. Davacının talebi, aylık işleyen nafaka borcu ile ilgili olarak birikmiş ve güncel borcun bulunmaması nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına yöneliktir....