Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olmadığını, taşınmazlara yapılan kıymet takdirlerinin de çok düşük olduğunu ve kıymet takdirlerine itiraz ettiğini belirterek taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına ve kıymet takdirlerinin yeniden belirlenerek yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Somut olayda, davacı borçluya icra takip dosyasında çıkartılan kıymet takdir raporunun 07/03/2020 tarihinde bizzat davacının kendi imzasına tebliğ edildiği, davacı borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna ilişkin tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiasının da bulunmadığı, bu durumda 10/12/2020 tarihinde yapılan haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı, Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının imza ve borca itirazının süreden reddine, davacının meskeniyet şikayetinin süreden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Mahkememizin 07/01/2021 tarihli ara kararı ile verilen takibin tedbiren durdurulmasına ilişkin ara karardan vazgeçilmesine, Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, Davacının imza ve borca itirazının süreden reddine, Davacının meskeniyet şikayetinin...

Somut olayda borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazda 18/04/2016 tarihinde kıymet takdirine yönelik keşif yapılmış olup kıymet takdir tutanağında "borçlu ..." ibaresi yazılı ise de, tutanakta şikayetçi-borçlu ...’nın hazır olduğuna dair bir kayıt mevcut değildir. Dolayısıyla diğer borçlunun kıymet takdiri esnasında hazır bulunmuş olması sebebiyle taşınmaz maliki şikayetçi-borçlunun şikayete konu taşınmaz haczini öğrendiğinin kabulü mümkün değildir. Diğer taraftan, borçluya İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğ edilmediği, borçlunun icra dairesine sunduğu 25/04/2016 havale tarihli dilekçesi ile dosyanın fotokopisini talep ettiği görülmüş olup borçlunun hacizden en erken 25/04/2016 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla, 02/05/2016 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir....

    Hukuk Dairesinin 17/02/2015 tarihli 2014/35489 Esas 2015/2294 Karar sayılı kararında zorunlu verilen ipotek sonucu, ipotekli taşınmaz için meskeniyet iddiasında bulunulabileceğinin belirtildiğini, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin zorunlu ipotek olduğunu ve bu nedenle meskeniyet iddiasının kabul edilmesi gerektiğini, red kararının isabetsiz olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İzmir 21....

    Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; her ne kadar davacılar vekili tarafından meskeniyet şikayetinde bulunulmuş ise de, şikayete konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, davalının alacaklı olduğu icra dosyası üzerinden 12/02/2019 tarihinde taşınmaz üzerine haczin konulduğu, bu tarihten sonra alacaklı tarafça 06/02/2020 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, davacılar tarafından söz konusu haciz nedeniyle 20/04/2020 tarihinde şikayette bulunulduğu ve bu şikayet üzerine verilen kararın 23/09/2021 tarihinde kesinleştiği, bu dönemde ilk yapılan kıymet takdiri üzerinden iki yıllık sürenin geçmiş olması sebebiyle 01/07/2022 tarihinde yeniden kıymet takdirinin yapıldığı, ancak ilk konulan hacizden sonra taşınmaz üzerine yeni bir haczin konulmadığı, yeniden kıymet takdiri yapılmış olmasının yeni bir meskeniyet şikayeti hakkı vermeyeceği, buna göre iş bu şikayetin 7 günlük hak düşürücü süreden sonra gerçekleştirildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden...

    Somut olayda, mahkememiz dosyası ve icra takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafın 14/12/2021 tarihinde tesadüfen hacizden haberdar olduğu iddia olunmuşsa da taşınmaza ait kıymet taktiri raporunun 31/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 24/04/2019 tarihinde İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/740 Esas sayılı dosyasına kıymet taktirine itiraz da bulunduğu, öğrenmenin kıymet taktiri raporunun tebliğ ile gerçekleştiği anlaşılmakla meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra yapılmıştır. Bu nedenle mahkememizce, İİK 16.maddesine göre bu tarihten başlayarak 7 günlük süre içerisinde gerçekleştirilmesi gerekirken, davanın 17/12/2021 tarihinde açıldığı sabit olduğu, bu davanın süre aşımı nedeniyle reddine'' karar verildiği görülmüştür....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 11.11.2013 tarih ve 2012/38 E. - 2013/61 K. sayılı kararı ile meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleşmesi üzerine alacaklının taşınmazın satışı için 30/06/2014 tarihinde talepte bulunduğu, icra müdürlüğünce taşınmazın satışının kıymet taktir raporunun alınmasından 2 sene sonra yapılmasının ihalenin feshi sebebi sayılacağının Hukuk Genel Kurulu'nca kabul edildiği belirtilerek taşınmazın kıymet taktir raporu tarihinin 15/12/2012 olduğu 2 yılı aşkın süre geçtiğinden satış talebinin reddine, ancak süresi içinde satış avansı yatırılmış olduğundan alacaklı tarafça feragat edilmedikçe taşınmaz üzerindeki haczin devamına, talep halinde yeniden kıymet takdiri yapılmasına karar verildiği, taşınmaz üzerinde yeni bir haciz işlemi yapılmadığı, alacaklının talebi üzerine yeniden alınan kıymet takdir raporunun borçluya tebliği üzerine borçlunun tekrar meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Gönen İcra Müdürlüğünün 2019/636 takip sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığını, Manyas İcra Müdürlüğünün 2020/70 talimat sayılı dosyası ile haciz konulan Manyas İlçesi, Kızıksa Mahallesi 114 ada 2 parsel 1 nolu meskeninde kıymet takdiri yapıldığını davalı tarafından Manyas İcra Hukuk Mahkemesinde açılan kıymet takdirne itiraz davasının dava dilekçesinin tarafına 28/01/2021 tarihinde tebliği üzerine öğrendiğini, haczedilen taşınmazın tek evi olması sebebiyle satışın durdurulmasını talep etmek zorunda kaldığını, haline münasip tek evi ile ilgili olarak meskeniyet itirazının kabulü ile konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Buna göre, aşkın haciz şikayeti yönünden verilen kararın kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla İİK'nun 365/3. maddesi gereğince aşkın haciz şikayetine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, Meskeniyet Şikayeti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde, ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere meskeniyet şikayeti ancak haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanmakta olup, davacılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz safhası olmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacıların meskeniyet şikayetinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafça meskeniyet şikayeti yönünden verilen hükmün kısmen red edilen kısımları yönünden, davalı tarafça ise hükmün kısmen kabul edilen kısımları yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Kıymet Takdirine İtiraz ve Meskeniyet(Haczedilemezlik) Şikayetine ilişkin olup, karar yalnızca meskeniyet yönünden istinaf edilmiş inceleme de bu yönden yapılmıştır. Çorum İcra Müdürlüğünün 2018/20704 Esas sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememizde yapılan incelenmesinde: Alacaklısının T5 borçlusunun T3 T1 T2 konusunun 35.922,34 TL'lik alacak olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 02/05/2012 Tarihli içtihadında "Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir....

      UYAP Entegrasyonu