Bu durumda, borçlu sadece bir taşınmaz için meskeniyet iddiasında bulunduğu halde, mahkemece borçlunun daha önce farklı taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulunduğu kabul edilerek, meskeniyet iddiası dinlenmeden sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıya ait birden fazla taşınmaz olduğu, şikayete konu taşınmazın kaydında bir çok haciz bulunduğu bu nedenle borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmada hukuki yararının bulunmadığı iddia edilmiş ise de, borçlunun birden fazla taşınmazı bulunmasının meskeniyet şikayetine engel olmayacağı Yargıtay içtihatları ile sabittir. Diğer taraftan taşınmazın kaydında bir çok haciz bulunması da her haciz birbirinden bağımsız olduğundan meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel olmayıp borçlunun şikayette hukuki yararı vardır. Dava konusu taşınmazın kaydında ipotek olduğu bu nedenle borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasının mümkün olmadığı, ipoteğin ticari krediden kaynaklandığı iddia edilmiş ise de; taşınmazın kaydına 29/07/2016 tarih ve 11778 yevmiye numarası ile SS....
Hal böyle olunca, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz üzerine 28/04/2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, borçluya İİK'nın 103. maddesine ilişkin davetiyenin tebliğ edilmediği, bu durumda, borçlunun hacizlerden en erken dilekçe tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla 05/11/2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/539 Talimat sayılı dosyasından müvekkili adına kayıtlı bulunan Manisa İli, Salihli İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, 3560 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki 17/11/2020 tarihli kıymet takdiri raporunun tebliği ile hacizden haberdar olduklarını, yasal süresi içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunduklarını belirterek, meskeniyet şikayetleri nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının Salihli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2020/539 Talimat sayılı dosyasına yapmış olduğu meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrikine, meskeniyet şikayeti yönünden mahkemeninin yetkisizliğine, dosyanın yetkili olan Manisa Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Manisa Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, davacı/borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için bu tür takiplerde haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet iddiasına konu edilecek bir haciz işlemi de olmadığından meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmamasına, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sandıklı İcra Dairesinin 2015/1218 Esas sayılı dosyası ile yapılan takip sonucunda takibin kesinleştiğini, daha sonra Girişim Varlık tarafından temlik edilen icra dosyası alacağının şirket birleşmesi nedeniyle Güven Varlık Yönetimi AŞ'ye devrolduğunu, taşınmaz üzerine icra müdürlüğünün 24/12/2018 tarihli yazısı ile 24/12/2018 tarih ve 9160 yevmiye numarasıyla dosyaları lehine haciz şerhi konulduğunu, davacı tarafın hangi taşınmaz için meskeniyet iddiasında bulunduğunun belirtilmediğini, bu konuda kendisine kesin süre verilerek davaya konu taşınmazlardan hangisi için meskeniyet şikayetinde bulunduğunun açıklanması gerektiğini, davacı tarafça şikayete konu taşınmazlar için haciz konulmasında yasal engel bulunmadığını, davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın hangisi olduğunu açıklaması halinde taşınmaz için kıymet takdiri yapılarak davaya konu evin değerinin tespit edilmesini, mahkemece alınacak yeni bilirkişi raporunda borçlunun...
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Eğer borçlu kendi borcu için değilde başkasının borcu için ipotek kurmuşsa ipoteğin dayanağı kredi sözleşmesinin türü ne olursa olsun anılan ipotek borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olur....
Büklüm Cd. 18- 20 A No:7 Lüleburgaz Kırklareli olup tüm kayıtlarda ikamet adresi bu adres göründüğünü, dolayısı ile borçlunun meskeniyet iddiasında bulunduğu yerde ikamet ettiğine dair bir kayıt mevcut olmadığını, borçlunun meskeniyet iddiasında bulunduğu parsel "bahçe nitelikli" olup mesken olarak görünmediğinden meskeniyet iddiasına konu edilemeyeceğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; " ... İncelenen tüm dosya münderecatına, icra dosyası içeriğine ve bilirkişiler heyet raporuna göre; Davacının meskeniyet şikayet ve davasının KISMEN KABULÜ ile; Davacının haline münasip alabileceği ev tutarı olan 78.900- TL (davacının haline münasip ev parası olarak) ayrıldıktan sonra daha fazla miktara satılırsa ancak artan kısmın alacaklıya verilmesi koşuluyla satışına ve haczin bu şekilde devamına ... " dair karar verildiği görülmüştür....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle iki ayrı takip borçlusu tarafından aynı takibe ilişkin olarak iki ayrı taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasında bulunulduğu meskeniyet iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğü karı ve kocanın ayrı ayrı taşınmazlar için meskeniyet iddiasında bulunmasının her iki taşınmazın da meskenleri olmadığını gösterdiğini açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Meskeniyet şikayeti mesken sahibinin ailesi ile yaşamını sürdürebileceği konuta ilişkin olup her 2 davacının karı koca olması nedeni ile ancak bir mesken için şikayet de bulunabilecekleri anlaşıldığı gibi, davaya konu her 2 taşınmazın üzerinde banka lehine ipotek bulunduğu, bu ipoteğin konut, tüketici ve zirai krediden kaynaklanmadığı anlaşıldığından her iki davacının haczedilmezlik şikayetinin reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2020/8734 Esas sayılı dosyası ile müvekkillerinin ikamet ettikleri konut hakkında satış işlemlerinin başlatıldığını ve tapu kaydına İİK. 150/c şerhinin işlendiğini, meskeniyet şikayetinde bulunulan ilgili taşınmaz üzerindeki ipoteğin mahiyetinin araştırılarak, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulan ipoteklerden olduğunun tespiti ile meskeniyet şikayetinin değerlendirilmesi ve kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından söz konusu takipte haciz aşaması bulunmaması gerekçe gösterilerek meskeniyet şikayetinin reddi yönünde hüküm tesis etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, meskeniyet iddiası araştırılırken evin haczedilmezliği iddiasının haklı olup olmadığının keşif ve bilirkişi delillerine başvurularak karara bağlanacağını, hiçbir inceleme yapılmadan şikayetin reddedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....