DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; 04.11.2019 tarihinde yapılmış olan ihale ile müvekkili adına kayıtlı taşınmazın T3 adına Caner Şener tarafından 161.700,00 TL’ye satın alındığını, ancak söz konusu taşınmaz hakkında meskeniyet iddiaları olduğunu, bu nedenle taraflarınca yasal süresi içerisinde meskeniyet iddiası nedeniyle dava açıldığını, Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/271 Esas sayılı dosyasıyla meskeniyet yargılaması yapıldığını, meskeniyet davası bitmeden ihalenin yapılmış olmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Akhisar İcra Müdürlüğünün 2018/5174 E sayılı dosyası ile 04/011/2019 tarihinde yaptığı ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şikayetin konusu meskeniyet ve maişet şikayeti olduğu halde hüküm fıkrasında şikayetin sadece meskeniyet şikayeti olarak belirtilmesi de hukuka aykırıdır. Mahkemece, ipotek akit tablosu ve ipoteğe dayanak kredi sözleşmesi ipotek alacaklısından getirtilmek suretiyle ipoteğin zorunlu borç ipoteği olup olmadığının tespiti ile ipoteğin zorunlu borç ipoteği olduğunun anlaşılması halinde, davacının meskeniyet ve maişet şikayetini ileri sürebileceği gözönüne alındığında, mahkemece davacının maişet şikayetinde ileri sürdüğü taşınmazlar davacıya açıklattırılmak suretiyle tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile çiftçi olup olmadığı araştırılarak maişet ve meskeniyet şikayeti yönünde usulünce inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik inceleme ile verilen karar isabetli görülmemiştir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir....
kabulü ile borçlunun hissesi üzerindeki haczin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmaya uyularak verilen temyize konu kararda ise; ''şikayetin kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 405 parsele ilişkin meskeniyet iddiasının kabulü ile, üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, (daha önce mahkememiz 26.06.2014 tarih 2014/9 esas, 2014/299 karar sayılı kararı ile aynı köy 586 parsele ilişkin şikayetin kabul kararı temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına) karar verildiği, hükmün borçlu tarafından 405 parselin çiftçilik yaptığı tarlası olması nedeniyle hükümde yazılan 405 parselle ilgili meskeniyet ifadesinin meskeniyet şikayetine konu olan 586 parselle karıştırıldığı, 586 parsel sayılı taşınmaza dair meskeniyet şikayetinin ise daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurusunda; kıymet takdirine itirazın yanısıra meskeniyet şikayetinde de bulunduğu, anılan mahkemenin 2013/846-2014/179 sayılı ve 25.02.2014 tarihli kararında, kıymet takdirine itiraz yönünden mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, meskeniyet şikayeti yönünden ise, açılan davanın tefriki ile mahkemenin başka bir esasına kaydının yapılmasına karar verildiği, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nce, kıymet takdirine itirazın reddi ile birlikte meskeniyet şikayeti yönünden de hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. ....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, borçlunun 1/2 hissesinin bulunduğu taşınmazı üzerine 22.07.2014 tarihli haciz müzekkeresi ile 06.08.2014 tarihinde haciz uygulandığı, ancak daha önce taşınmazın tapu kaydında 3. kişi .... lehine tesis edilmiş 08.10.2012 tarihli ipotek kaydının bulunduğu görülmüştür....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmesi halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun tamamen ödenmiş olması halinde de ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği ... Mahallesi, 550 Ada 27 parsel 6 nolu bağımsız bölüm üzerine takip dosyasından en son 10.02.2015 tarihinde haciz konulduğu, ancak taşınmazda haciz tarihinden önce Türkiye İş Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş 13.10.2006 tarihli ipotek mevcut olduğu halde, mahkemece ipoteğin niteliği araştırılmadan sonuca gidildiği görülmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/292 Esas sayılı dosyası üzerinden meskeniyet şikayetinde bulunulduğu belirtilmiş olup, bu dava dosyası celp edilerek aynı icra takibi nedeniyle aynı taşınmazlar yönünden davacı borçlunun meskeniyet ve maişet şikayetinde bulunup bulunmadığının, buna göre derdestlik durumunun söz konusu olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmesi de doğru bulunmamıştır....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, dosyada mevcut ipotek akit tablosunda ipoteğin genel kredi sözleşmesine istinaden konulduğu dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olmayıp, mahkemece haciz tarihi itibariyle ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek ve ödenmiş ise meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği, ödenmemiş ise meskeniyet iddiasına engel olacağı değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meskeniyet iddiasında bulunma hakkının sadece takip borçlularına tanınmış bir hak olduğunu, lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa bile icra takibinde taraf olmayan kişi tarafından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, meskeniyet iddiasının yasal süresi için yapılmadığını, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hacizli yolu ile takipten değil, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip dosyasından satışa çıkarıldığını, taşınmazın ipotek edilmiş olması halinde, ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olsa bile, davacının taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine ipotek kurulmasına dair açık izni ve rızası olduğunu, haczedilen meskenin aile konutu niteliğinde olması taşınmaza haczedilmezlik vasfını kazandırmayacağını, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerinde, müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, davacı tarafça açıkça izin ve rıza gösterilen...