Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

    Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

      Noterliğinin 09/03/2018 tarih ve 5396 yevmiye numarası ile davalıya ihtarname keşide edildiği ve bedellerin süresi içinde ödenmediğinden ve sözleşme hükümleri gereğince düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin feshi ile teslim edilen malın aynen iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

        Somut olayda davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 2012 yılında aile konutunun iç tavanlarının yapılması konusunda anlaştıklarını, Kasım ayı içinde anlaşma sağlanan hizmetin gerçekleştiğini, hizmetin kabul edilerek davalı tarafa hizmet bedelinin eksiksiz şekilde ödendiğini, yapılan işin gizli ayıplı olması sebebiyle 03/10/2013 tarihinde salonun asma tavanlarının çöktüğünü çökme sonucu dilekçede belirtilen eşyaların zarar gördüğünü kullanılamaz hale geldiğini, davalı taraf ile görüşülerek bedel iadesi ve zararın giderilmesi hususunda şifaen anlaşma sağlandığını, davalının sürekli oyalama yolu ile bedel iadesi ve zararın tazminine ilişkin anlaşmaya uymadığını, yapılan işin ayıplı olması sebebiyle 18.000,00.-TL iş ve hizmet bedelinin 1.000,00.-TL maddi hasarın ve meydana gelen olayın davalılar üzerinde yarattığı manevi zarara istinaden toplam 15.000,00.-TL manevi zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir....

          Mahkemece davaya konu yerde keşif yapılarak bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişilerce 3194 Sayılı İmar Kanunu ve yönetmelik hükümlerine göre taksimin ivaz ilavesiyle dahi mümkün olamayacağının tespit edildiği, dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesine yönelik bilirkişi raporundaki görüşün esasa etkili olmadığı,, satış aşamasında İİK 87. madde gereğince yeniden kıymet taktiri yapılacağı ve kıymet taktirine itirazın mümkün olduğu ve itiraza esas hususun satış aşamasında yeniden yapılacak kıymet takdiri ve kıymet takdirine ilişkin şikayet yoluyla giderilebilecek olduğu anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesince verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK.'nun 353/1- b-1 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir....

          Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/07/2022 KARAR TARİHİ : 14/07/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı nezdindeki 80151708 nolu hesabına ilişkin haksız ve hukuka aykırı iştemlerinin tespiti ile bu işlemler nedeniyle davacının 07.08.2020 tarihinde uzun pozisyonları kapatmak zorunda bırakılması sebebi ile FX0300820 nolu uzun pozisyonlarının kapattığı bedel ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000TL'ye tekabül eden kısmının davacıya iadesini, iadenin mümkün olmaması durumunda davacının davalının haksız ve hukuka aykırı işlemleri ve kapatmak zorunda kaldığı pozisyonlardan kaynaklı uğradığı tüm maddi zarar miktarı belirlendiğinde arttırım yapılmak ve harç tamamlanmak üzere (belirsiz alacak...

              Ancak; 1) 09.02.2011 tarih ve 948 sayılı Belediye İmar Müdürlüğünün cevabi yazısı ve ekli krokide dava konusu taşınmaz kısmen kısa mesafeli koruma alanında kaldığı, taşkına maruz kalan bölüm ise orta mesafeli koruma alanında bulunduğu belirlendiği halde, fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen 15.04.2011 tarihli rapora ekli krokide, bu alanların imar krokisine göre ters işaretlendiği gibi yüzölçümlerinin de alanlarında ters gösterildiği anlaşıldığından, bu çelişkilerin giderilmesi için fen bilirkişisinden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın imar planında gösterildiği gibi orta ve kısa mesafeli koruma alanında mı kaldığı, yoksa dere mutlak koruma alanında mı kaldığı ve yüzölçümlerinin doğru belirlenip belirlenmediği tesbit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2) İdarece taşınmaza kısmen el atıldığına ve el atılan bölümdeki davacının hissesi karşılığına hükmedildiği halde, davacının el atılmayan bölümleri de dahil olmak üzere taşınmazdaki...

                < Taşınmazın; Hukuk Mahkemesinde açılan izale-i Şuyu davası sonucu ihale yoluyla hissedarlardan … ve …'a … lira ihale bedeli üzerinden satışı sonucu bu bedel üzerinden salınan Damga Vergisine Karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteğini; Sulh Hukuk Mahkemesince taşınmazdaki ortaklığın gidirlesine dair verilen karar bir işin yapılması yada bir hizmetin götürülmesine ilişkin olmadığı gibi mahkemelerce verilen ihale kararlarını, 2886 sayılı Devlet İhaleleri Kanununun 30.maddesinde, kurumların yetkili organlarınca verilen karar olarak nitelendirilmesine imkan olmadığından, taşınmazın ihale bedeli üzerinden Damga Vergisi alınmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul etmek suretiyle bozan Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararındaki gerekçe aynen benimsenmek suretiyle yükümlüler adına salının Damga Vergisinin terkini yolunda veri- len Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenmektedir....

                  TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2021 NUMARASI : 2018/222 E-2021/24 K DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 28/03/2018 tarihinde mutfak tezgahı, evye, mutfak dolaplarının tamamı, ankastre ve duvarların yapım işi için 13.000,00 TL bedel üzerinden anlaşma yaptıklarını, 12.500,00 TL'nin ödendiğini, ancak davalının iş başlangıcından itibaren taahhütlerini yerine getirmediğini, eksik, ayıplı ve hileli iş yaparak kendisini oyaladığını belirterek, davanın kabulü ile davalının kusuru ile yapmadığı mutfak taşının, farklı renkteki dolap kapaklarının ve diğer malzeme ve işçiliklerin anlaşılan nitelik ve işçilik kalitesi ile yapılmasına, mümkün olmadığı...

                  UYAP Entegrasyonu