WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/605 esas, 2023/319 karar sayılı dava dosyasında verilen elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebinin kabulüne karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

Söz konusu taşınmaz tekrar ifraz görerek 1967, 1968, 1969, 1970 ve 1971 parseller oluşmuş, iddia edilen müdahalenin ise 1967 ve 1971 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde olup, tapu kayıtlarından bu taşınmazların mera vasfında oldukları görülmüştür. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun, 3/d maddesine göre, “Mera: Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri” ifade etmektedir. Aynı Kanun'un 4. maddesine göre de; “Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli Kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur. Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz ...”...

    Bu yerler, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında da kullanılamaz. Mera Kanununun 5.maddesine göre; mera kaynakları arasına, devletin hüküm ve tasarrufunda veya hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler de alınabilir. Mera Kanununun 21.maddesi uyarınca da mera, yaylak ve kışlak alanlarının tapu sicil müdürlüğünde tutulan özel sicillere kaydı gerekir. 4342 Sayılı Mera Kanununa ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, yörede mera komisyonu tarafından tespit, tahdit ve tahsis işlemlerine başlandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece mera komisyonunun yaptığı bu çalışmalara ilişkin belgeler ilgili yerlerden getirtilmemiş, keşif yapılarak dava konusu taşınmazla ilişiği de belirlenmemiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu meraya ilişkin yapılan keşif neticesi verilen bilirkişi raporunda davalının son yıllarda ekim yapmamasından dolayı dava konusu 138 ada 286 ve 160 ada 111 sayılı mera parsellerinin tekrar mera özelliği kazandığı şeklinde bilimsel olmayan görüşü ve bu görüş doğrultusunda yaptığı hesaplamaya taraflarınca itiraz edildiğini, bunun üzerine bilirkişilerden ek rapor alındığını, fakat ek raporda sadece itiraz ettikleri 138 ada 286 ve 160 ada 111 sayılı mera parsellerine ilişkin itirazları doğrultusunda düzeltme yapılması gerekirken ilk raporda itiraz etmedikleri 159 ada 73 ve 101 ada 163 sayılı mera parsellerine ilişkin yaptıkları hesabı ortadan kaldırır şekilde bütün mera parselleri için zayıf karakterli mera olduğu belirtilerek tazminatın suni mera tesis ve işletme tablosundaki veriler ve masraflar toplamının 1/2'sinin kullanılmasıyla hesaplama yapıldığını, böyle bir hesap şeklinin teknik olarak ve bilimsel...

        Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....

          Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

            Mahkemece, davalının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 1020 m2 yere elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu "güney" mevkiindeki yer, daha önce davacı ... Başkanlığının taraf olmadığı üç ayrı davaya daha konu olmuştur. Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/12 Esas sayılı dosyasında davacı ..., davalılar ... ... ve ... ...'e karşı tapulu yere elatmanın önlenmesi davası açmış ve yapılan yargılama sonunda davacı tapusunun dava konusu yere uymadığı ve yerin köy halkı tarafından hayvan otlatılması amacı ile kullanıldığı sabit olduğundan reddedilmiş ve hüküm Yargıtay 1.Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Bunun üzerine yine Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/172 Esas sayılı dosyasında bu kez davacılar ... ... ve ... ... davalı ...'e karşı meraya elatmanın önlenmesi davası açmışlar ve bu davada davacıların sıfat ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş ve temyiz edilmeden kesinleşmiştir....

              Hükmü davacı vekili ve davalı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacının ve davalının aşağıda yazılı neden dışındaki temyiz itirazlarının reddi yerindedir. 2-Davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, 188 ve 190 sayılı mera parsellerine elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemine ilişkin olup mahallinde yapılan keşif sonucu davalıların mera parsellerine el attıkları sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ancak, gerekçeli kararın hüküm sonucunda 188 sayılı mera parselinin 180 olarak yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve hükmün infazında tereddüt oluşturacağı anlaşıldığından HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncesinin mera olduğuna ilişkin herhangi bir delilin bulunmadığı, uzun yıllardır ... arazisi olarak kullanıldığı ve davalı lehine zilyetlikle mülk edinme şartları oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ... tarafından açılabilir....

                  Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncesinin mera olduğuna ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, uzun yıllardır tarım arazisi olarak kullanıldığı ve davalı lehine zilyetlikle mülk edinme şartları oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ... tarafından açılabilir....

                    UYAP Entegrasyonu