"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2006 gününde verilen dilekçe ile mera komisyonu kararının iptali ile birleşen dosyada elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın yetki nedeni ile reddine dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ... İli Mera Tespit Komisyonunun 10.02.2006 tarihli ve 2006/5 sayılı kararının iptali aynı zamanda davacı ve davalı köy tüzel kişiliği arasındaki yayla sınırının tespiti ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı ... Tüzel Kişiliği vekili, yetki itirazında bulunmuş aynı zamanda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ......
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...Tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2020 NUMARASI : 2017/209 ESAS, 2020/141 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Meraya Elatmanın Önlenmesi) KARAR : İlk derece mahkemesinin 02/07/2020 tarihli kararına karşı davacı orman idaresi ile davalı T7 ve davalı T3 tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı orman vekili dava dilekçesinde özetle; Bandırma ilçesi, Yeniziraatli Mahallesi sınırları içerisinde bulunan dava konusu 451 parsel sayılı taşınmaz mera olarak tespit gördüğü ancak söz konusu taşınmazın mera vasfında olmadığını, 1998 yılında 130 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan kesinleşen Orman Kadastro ile orman tahdidi içine alındığını ayrıca eylemli orman niteliğinde olduğunu beyanla Bandırma İlçesi, Yeniziraatlı mahallesi, 451 parsel sayılı taşınmazın mera olarak yapılan sınırlandırılmasının iptali ile orman vasfı ile T7 adına tescili...
Davacılar vekili, davaya konu yaylalardan köy ve mahalle sakinlerinin yararlanmaya devam edeceğini, devlet ormanı içinde kalan yaylalardan yararlanmaya bir engel bulunmadığını, Kırkkavak mahallesi halkından Mevlüt Çabuk isimli şahsın yaptığı evin dava konusu edilen yerde kaldığını, taleplerinin mülkiyete ilişkin olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yaylaya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Meraların mülkiyeti hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir. 4342 sayılı Mera Kanunun Mera, Yaylak ve Kışlaların Hukuki Durumu kenar başlıklı 4. maddesinde, Mera, Yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyelere ait olduğu, bu yerlerin Devletin Hüküm ve tasarrufu altında olduğu, aynı kanunun 6. maddesinde mera yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı ifade edilmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kabulüne, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfiyle gösterilen meraya tecavüzün men'ine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ... merasına elatmanın önlenmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ... kadastrosu yapılmamıştır. Somut olayda, davacı ... tüzel kişiliği, davalı ... Bakanlığına husumet yönelterek dava konusu taşınmazın mera niteliğindeki yerlerden olduğu iddiasıyla ... merasına elatmanın önlenmesi talep ve dava etmiştir. Ne var ki, mahkemece mahallinde icra edilen keşif sırasında, uzman ... bilirkişisi tarafından eski tarihli memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı, ... sayılan yerlerden olduğu saptanmıştır. ... vasfındaki taşınmazlar yönünden dava açma hakkı ... ile ......
Hukuk Dairesi ESAS NO : 2015/12340 KARAR NO : 2016/3399 Y A R G I T A Y İ L A M I Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2013 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme tazminatı istemlerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini talep etmiştir Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; dava konusu ... ada ....parsel sayılı taşınmaza fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve haritada gösterilen 89.260,43 m2' lik alanına davalı ......'...
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....
Mera Kanunu'nun 11. maddesinde, "Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır. Hesaplamada, bir büyükbaş hayvan birimi için verilmesi gerekli olan mera, yaylak ve kışlak alanı üzerinden o yerlerdeki çiftçi ailelerinin otlatma hakkı bulunur." hükmü bulunmaktadır....