Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2019 NUMARASI : 2016/577 E, 2019/81 K DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Elatmanın Önlenmesi Ve Eski Hale Getirme) KARAR : EREĞLİ(KONYA) 2....

Davalı şirket vekili, görev, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ve dava konusu yer ile ilgili olarak Maden İşleri Genel Müdürlüğünce verilmiş maden işletme ruhsatlarının bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu 1150 parsel 31.01.2003 tarihinde mera vasfı ile mera özel siciline kayıtlı iken 2012 yılında yapılan ifraz sonucu 1190, 1191 ve 1192 parsel olarak üçe bölünmüştür. 1192 parsel 505.749 m2 mera vasfı ile sicile kaydedilmiştir. Davalı şirkete ise çevrede 2006, 2007, 2009 tarihlerinde maden arama ruhsatları verilmiştir. Davalı şirketin 1192 parselin 29.660 metrekarelik bölümünde kırma ve eleme tesisi, idare binası, su deposu, yol ve araç park alanları, kum çakıl ve dolgu malzemeleri alanları, wc ve trafo binası bulunmaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.4.2006 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 1.3.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve asli müdahil vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... , davalı ... köyü tüzel kişiliğinin köylerine ait kadim meraya elattığını ileri sürerek , elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı köy tüzel kişiliği vekili , nizalı meranın her iki köyün müşterek yararlandığı mera olduğunu ve buna ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/75-131 sayılı ilamının kesinleştiğini belirterek davanın kesin hüküm nedeniyle reddini savunmuştur. Yargılamalar sırasında ......

      Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

        Vekili 113 ada 184 sayılı mera parseli için davalı şirketin ruhsat sahaları içerisinde bulunan mera alanının tahsis değişikliğinin, ilgilisi tarafından 20 yıllık ot bedeli, teminat, geri dönüşüm sözleşmesi ve ifraz dosyalarının ibraz edilmemesi nedeniyle Valilik makamının olurları ile iptal edildiğini, Yozgat İl Mera Komisyonununca yapılan tespitte dava konusu mera parselinde tahribat olduğu ve mera dokusunun bozulduğunun belirtildiği, toplamda 32.718,96 m² lik alana haksız müdahalenin men'ine, eski hale getirme ve taş toprak bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketten 10.000,00-TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedeli istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2011 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, 118 ve 135 sayılı mera parsellerine davalının inşaat ve kuyu yaparak elattığını, meraya elatmasının önlenmesini ve muhdesatların yıkılmasını istemiştir. Davalı, kuyuları kendi taşınmazına yaptığını, meraya tecavüzünün olmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir....

            Tüzel Kişiliği 132 parsel sayılı mera parselini davalıların sürerek kullandıklarını iddia ile davalılar ..., ... ve ... tarafından yapılan bu elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalılar ... ve ... açtıkları ve eldeki dava ile birleştirilen davada elatmaya konu yerin kendi zilyetliklerinde olduğunu ileri sürerek mera kaydının iptali ile adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davalılar ... ve ...'in meraya elatmasının önlenmesine, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı birleştirilen davanın davacısı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıda açıklanan neden dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davacı Köy Tüzel Kişiliği meraya elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Elatılan mera alanı mahallinde yapılan keşifte 103.400 metrakare olarak belirlenmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2012 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedeli talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedeli istemine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, davalıların... Köyü'nde bulunan mera parsellerine pamuk ve mısır ekmek suretiyle müdahalede bulunduklarını belirterek davalıların müdahalesinin önlenmesini, ekilen ürünlerin kaldırılmasını ve eski hale getirme bedeli olarak İlçe Tarım Müdürlüğü'nce tespit edilen 14.031,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....

                Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2012 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili talebi üzerine Yargıtay 14....

                    UYAP Entegrasyonu