"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 1975 yılında yapılan kadastro sırasında ..... kasabasında bulunan 1730, 1741 ve 1742 parsel sayılı taşınmazlar mera niteliği ile tespit görmüş olup mera, yaylak ve kışlak kütüğünde mera niteliği ile kayıtlıdır. Davacı ... ..., ... kasabası 1730, 1741 ve 1742 parsel sayılı taşınmazların Mera İl Tahsis Komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiğini, taşınmazlar orman sayılan yerlerden olduğundan parsellerin mera sınırlandırmasının iptali ile orman olarak tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ......
Davacı Hazine, kadastro komisyonunca şahıslar adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerinin mera niteliği taşıdıklarını, mera vasfında olmasalar bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduklarını ileri sürerek, kadastro komisyonu kararının iptali ile taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına veya adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....
Ancak, mahkemece, taşınmazın 1968 yılında yapılan kadastro sırasında mera olarak sınırlandırılarak özel sicile kaydedildiği ve 2009 yılında mera komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiği halde, kararda mera komisyon karının iptaline karar verilmemesi ve mera kaydının iptali yerine mera olan vasfının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Ancak, mahkemece talep olduğu halde mera tespit, tahdit ve tahsis kararının iptaline karar verilmemesi doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının ikinci paragrafında yer alan "mera olan tapu kaydının iptali ile" cümlesinden sonra gelmek üzere "bu parsellere ilişkin olarak il mera komisyonu tarafından yapılan mera tespit, tahdit çalışmaları ile tahsis kararının iptaline" cümlesi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi....
Daha sonra 4342 sayılı Mera Kanununa göre çalışma yapan... Komisyonunca ilgili parsel mera olarak tesbit ve tahdit edilerek tahsis yapılıp ilân edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, 25.11.2009 tarihli dava dilekçesinde; ...942 parsel sayılı taşınmazın mera tesbit komisyonu tarafından mera olarak tesbit ve tahsis edildiğini, taşınmazın üzerinin orman bitki örtüsü ile kaplı olduğunu ileri sürerek, mera tesbit komisyonu tarafından yapılan tesbit ve tahsisin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir. Mahkemece davacının davasının kabulü ile ...942 parsel sayılı taşınmazın ... Komisyonu tarafından alınan mera tahsis kararının iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4342 sayılı Mera Kanuna göre mera tesbit komisyonunca yapılan mera tesbit, tahdit ve tahsis kararının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil istemine ilişkindir....
Mera komisyon çalışmaları sırasında ise 4342 Sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınmıştır. 4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, ilgili mera komisyonundan yukarıda zikredilen şekilde izin istenip istenmediği sorulup saptanmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2013 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 117 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı için zilyetlik nedenine dayalı ... iptali ve tescil davası açtığını, yargılama devam ederken, Mera komisyonun 8.11.2002 tarih 189 nolu kararı ile mera olarak sınırlandırıldığını, bu yerin mera niteliği taşımadığını belirterek ... İl Mera Komisyonu Başkanlığının kararının iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur....
belirtmelik tutanağı ile tespit tutanağı bilirkişilerinden gerekli beyanların alınmadığı ve dosya içinde 1962 tarihli mera tahsis kararı bulunmasına ve dava konusu taşınmaza komşu 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın öncesinde mera olarak tespit edilmesine rağmen sonrasında malik hanesinin açık bırakıldığı gözetilmeksizin mera tahsis kaydı ve haritası ile eki belgeler getirtilerek yöntemince mera araştırması da yapılmadığı belirtilerek, anılan hususlarda yöntemince araştırma yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mera komisyon kararının iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi vekili ... köyü 742, 743, 750, 757, 758 ve 760 sayılı parsellerin il mera komisyonu tarafından mera olarak tahsis edilmişler ise de kesinleşen orman kadastro sınırı içindeki yerlerden olduğu iddiasıyla mera tahsis kararının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini, Hazine ise, 2/B sahası olarak tescilini istemiştir....
Ancak, mahkemece, taşınmazın 1968 yılında yapılan kadastro sırasında mera olarak sınırlandırılarak özel sicile kaydedildiği ve 2010 yılında mera komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiği halde kararda mera komisyon kararının iptaline karar verilmemesi ve mera kaydının iptali yerine mera olan vasfının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....