İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, asıl talep yönünden tapu iptali, tescil ve mera aidiyetinin tespiti, asli müdahil talebi yönünden mera aidiyetinin tespiti talebine ilişkindir. Asıl talep yönünden, her ne kadar ham toprak vasıflı Hazine taşınmazına karşı mera iddası ile dava açılmış ise de, yargılama sırasında taşınmaz Mera Komisyonu kararı ile mera olarak tahsis edilmiş olduğundan, artık uyuşmazlık, davacı ve asli müdahil köy yönünden meranın aidiyeti ve tahsis kararının iptali davası niteliğine dönüşmüştür. Dairemiz kadastro öncesi nedene dayanan davalar yönünden görevlidir. HMK 'nın 352/1 maddesi gereğince".....
Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Dava, meranın aidiyetinin tespiti ve mera olarak sınırlandırma istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 166 ada 879, 1434 ve1435 parsel sayılı taşınmazlarla Düzoba Yaylası olarak bilinen yerin mera vasfında olduğunu, kadimden bu yana müvekkili köyün kullanımında olduğu, taşınmazlarda çadır, ağıl ve mezarlarının bulunduğunu, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını belirterek; davaya konu 879 parsel sayılı taşınmazın Mursal ve Ambarcık Köylerinin, 1434 ve 1435 parsel sayılı taşınmazların Göndüren ve Ambarcık Köylerinin, Düzoba Yaylasının ise Göndüren ve Ambarcık Köylerinin müşterek merası olarak tahdidine, tahsisine ve tesciline, mera olarak sınırlandırılmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, Mursal Köyü vekili ve Hazine vekili davanın reddini savunmuştur....
Köyüne tahsis edilmesine ve tahsis kararının valilik onayına sunulmasına dair 09.11.2007 tarih ve 2007/45 sayılı "Komisyon Tahsis Raporu'nun bulunduğu görülmüştür. Şu duruma göre; mahkemece çevre köylerden dava konusu taşınmazı bilen, tarafsız ve yaşlı kişilerden seçilecek mahalli bilirkişiler aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılarak, Mera Komisyonu tahsis kararının uygulanması ve akıbetinin araştırılarak sonucunun ne olduğunun belirlenmesi, davacı köy davada kadimlik iddiasında da bulunduğundan taraf köylerin kuruluş tarihinin ... Bakanlığından sorularak kadim veya muhdes köy olup olmadıklarının tespitinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yönler gözardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
Köyü arasında sınır ihtilafı bulunduğunu, davalı tarafın iki köy arasındaki meranın kendi köylerinin hudutlarında kaldığını iddia ettiğini, dava konusu yerlerin Karaağaç Köyü sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, meraya elatmanın önlenilmesini talep etmiştir. Davalı köy vekili, iki köy arasında idari sınır bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı köy temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 1.12.2003 gününde verilen dilekçe ile mera tahsis kararının iptali ve davacı köy adına mera olarak tahsis istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 4.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı köy temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera komisyonunun davalı köye yaptığı tahsis kararının iptali istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden çekişme konusu taşınmazın 1981 yılında yapılan kadastro işlemleri sırasında 42 parsel sayısı ile 149.350 metrekare olarak davalı köyün merası olduğundan bahisle sınırlandırıldığı 13.7.1982 tarihinde sınırlandırma işleminin kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı köy, dava konusu 202 ada 1 parsel ile 196 ada 8 parsel numaralı taşınmazların kadim meraları olduğunu ileri sürerek meraların aidiyetinin tespiti ve elatmanın önlenmesi isteminde bulunmuştur. Davalı köy, dava konusu meralara ilişkin İspir Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası bulunduğunu, taşınmazların köylerine ait mera olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı köy vekili temyiz etmiştir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Davacının sunmuş olduğu dava dilekçesi ile dava konusu meranın tapu kaydının iptali ile kendi köyleri adına sınırlandırılmasını, davalının el atmanın davalı tarafından yapılan el atmanın önlenmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ile talep edilen dava konusu taşınmazın sınırlarının tespiti açısından davacı tarafça sunulan kroki doğrultusunda Muş Valiliği İl Tarım Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmış ve davaya konu taşınmaz hakkında herhangi bir tashih kararının olup olmadığı sorulmuş, gelen cevabi yazıda taşınmazın herhangi bir köy adına tashih kararının bulunmadığı cevabının verildiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.06.2013 gününde verilen dilekçe ile tahsis kararının iptali ile tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 30 yıldan fazladır zilyedi olduğu tescil harici taşınmazın Mera Komisyonu tarafından mera kapsamına alındığını belirterek tahsis kararının iptali ile kullandığı kısmın adına tescilini istemiştir. Davalı, meranın zilyetlikle edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, zilyetliğe dayalı mera komisyon kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Eğer 104 ada 103 parselin müşterek mera olduğu tespit edilirse meranın müşterek kullanım hakkının tespiti ile müşterek kullanım hakkına elatmanın önlenmesine karar verilmelidir.Yukarıda değinilen ilkeler gözardı edilerek, noksan inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine; 2. bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hükmü, asıl davanın davacısı Yücepınar Köyü Tüzel Kişiliği temyiz etmiştir. 4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesi hükmüne göre mera, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen ya da kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Meralar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, yararlanmaları aynı yasanın 4.maddesi uyarınca bir köy veya belediye halkına bırakılabilir. Meraların hiçbir şekilde özel mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması olanaklı değildir. Belirtildiği üzere meralardaki yararlanma, ya bir tahsis kararına dayanır veya kadim kullanma şeklinde sürdürülür. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede, 4342 Sayılı Mera Kanununu gereğince ve bu kanun hükümlerine göre kurulan mera komisyon çalışmaları yapılmadığından, iddianın bilirkişi veya tanık sözleriyle kanıtlanması mümkündür. Bu bakımdan, uyuşmazlığın giderilmesinde tanık sözlerinin özel bir önemi vardır....