Mahkemece, Mera Komisyonu Başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, Hazine aleyhine açılan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1995 yılında yapılan arazi kadastrosu 13.02.1996 - 14.03.1996 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Orman kadastrosu yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile Hazine ve dahili davalı ... Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.02.2011 gün ve 154/19 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... dava dilekçesinde; 127 ada 168 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, arpa ve buğday ekerek kullandığını, 30 yılı aşkın bir süreden beri aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla zilyet olduğunu açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....
, dava konusu taşınmazın çevresinde dizili taşlardan oluşan kadim taş duvarın bulunduğu, böylelikle fiili zeminde de taşınmazın sınırlarının bu şekilde belirlenmiş olduğu, dava konusu 3301 ada 62 parsel (eski 1178 parsel) sınırının güneyindeki kayalık ve meranın sınırında sona erdiği, yine 3301 ada 62 parsel (eski 813 parsel) ile kayalık arasındaki eskiden bağ olarak kullanılmış kısmın dava konusu taşınmaz olduğu, 30.04.1979 tarihli komisyon kararı ekindeki 15.03.1979 tarihli fen memuru tarafından hazırlanan krokiden de görüleceği üzere dava konusu taşınmazın kayalık ile 813 parsel sayılı taşınmaz arasında bulunduğu, bu nedenle dava konusu taşınmazın mera sınırları içerisinde bulunmayıp Devlete kalan yerlerden olmadığı, meranın dava konusu taşınmazın güneyinde bulunduğu dikkate alınmakla dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesi sebeplere dayalı zilyetlik yoluyla kazanımı mümkün yerlerden olduğu, taşınmazın uzun yıllardır bağ vasfıyla kullanıldığı, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17...
Mahkemece, taşınmazların bulunduğu yer itibarıyla Torbalı Mahkemelerinin ve kadastro çalışması olmaksızın yapılan mera komisyonu kararlarına karşı açılacak davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mera komisyon kararının iptali ve orman olarak tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 03.09.2003 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre; 4342 sayılı Mera Kanununun "Tahsis Kararının Tebliği, İlânı, İtirazı ve Kütüğe Kayıt" başlıklı 13. maddesi; Teknik ekiplerce yapılan çalışmaların sonuçları komisyonca ilgili köy ve belediyelerin ilân yerlerinde 30 gün süre ile askıda kalır....
... niteliği ile ... adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Ancak, anılan raporlardan taşınmazın öncesinin mera niteliği taşıyıp taşımadığı ve taşınmazlar üzerinde zilyetliğin ne şekilde ve ne zamandan beri sürdürüldüğü net olarak anlaşılamadığı halde, bu raporlarla yetinilerek, hükme esas alınması; dava 3402 sayılı tescil harici taşınmaz hakkında, mera sicil kaydının oluşmasından önceki zilyetliğe dayanılarak açıldığı; ve mera komisyon kararının kesinleşmesi üzerinden 5 yıllık süre geçmediği halde mera komisyon kararı kesinleşmiş gibi mülkiyetin tespitine karar verilmesi, taşınmazın niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğrafı uygulamasının fotogrametri ya da jeodezi mühendisleri yerine uzman olmayan ziraatçi ve taşınmazı sadece orman olup olmadığı yönünden değerlendiren ormancı bilirkişi marifetiyle yapılmış olması nedeniyle araştırma ve inceleme yetersizdir. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mera komisyon kararının iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 3. Değerlendirme 1. Davacılar, Kanunisani 1944 tarih, 61-108/56 no, Mart 1944 tarih 62-58-29 ve Mart 1944 tarih 62-49-119 No.lu tapu kaydı ile adlarına tescil edilen ve zilyedi oldukları taşınmazların İl Mera Komisyonu tarafından mera kapsamına alındığını, mera komisyon kararının iptali ile adlarına tescilini istemiştir. 2....
Sırasında yer alan 137 parselde yer alan yaklaşık 1956,97 m² miktarlı taşınmazın tahsis edildiğini, anılan taşınmazın 1970 yılından bu yana nizasız fasılasız yaklaşık 42 yıldır amacına uygun olarak müvekkili tarafından kullanıldığını, dava konusu taşınmaz ile ilgili Maliye Hazinesi tarafından açılan davalarda bu yerin mera ve orman olmadığı, 36 nolu Toprak Tevzii komisyonunca müvekkili adına tescil edilen yerlerden olduğunun tespit edildiğini beyan ederek dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile tapuya müvekkili adına tesciline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İptali istenen 16.03.2007 tarih ve 2007/10 sayılı mera komisyon kararı mera tahsisine ilişkin olmayıp, yayla tahdidine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tamamlanmış bir komisyon çalışması bulunmamaktadır. Dava tarihinde iptali istenebilecek mera tahsis komisyon kararı da yoktur. Başka bir deyişle, davacılar aleyhine herhangi bir mera tahsisi bulunmayıp, dava açmakta hukuki yararları olmadığından davanın açıklanan bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İptali istenen 16.03.2007 tarih ve 2007/10 sayılı mera komisyon kararı mera tahsisine ilişkin olmayıp, yayla tahdidine ilişkin olup, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tamamlanmış bir komisyon çalışması bulunmamaktadır. Dava tarihinde iptali istenebilecek mera tahsis komisyon kararı da yoktur. Başka bir deyişle, davacılar aleyhine herhangi bir mera tahsisi bulunmayıp, dava açmakta hukuki yararları olmadığından davanın açıklanan bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.3.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....