Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gösterilen davacı köy tüzel kişiliklerine ait olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazların niteliğinin belirlenmesi ve mera aidiyetinin tespiti yönünden yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır....

    Köyü Tüzel Kişiliğinin davasının kısmen kabulü ile fen bilirkişi raporunda mera olarak gösterilen 7.537.562.052 m2 alanın tarafların müşterek kullanımına ait mera olduğunun tespitine, müdahalenin men'i davasının reddine, davacılar ... ve arkadaşlarının açtığı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyiz etmişlerdir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde; mera, yaylak ve kışlakların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, kullanma hakkının ise köy veya belediyelere ait olduğu belirtilmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık meranın kullanım hakkına ilişkin olduğundan harca esas değerin belirlenmesinde sadece kullanım ... dikkate alınmalıdır. Bu nedenle mahkemece çekişme konusu taşınmazın öncelikle kullanma değeri belirlenerek bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca belirlenecek peşin karar ve ilam harcının tamamlattırılması gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.05.2009 gününde verilen dilekçe ile mera aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 31.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı... Köyü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılama ve dosya içeriğine göre mahkeme kararı ve dayanılan gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki mera aidiyetinin tespiti, tapu iptali, mera olarak özel sicile tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.01.2012 gün ve 2011/15605 - 2012/491 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

          Bozmaya uyularak yeniden yapılan inceleme ve araştırma sonucu; davanın kabulü ile 102 ada 93 nolu Mera parselinin krokide A harfi ile gösterilen 1355244,33 metrekarelik kısmının davacı ... Kişiliği kullanımında olan mera olduğunun tesbiti ile özel siciline tesciline karar verilmiştir. Hükmü davalı ... Köyü ve Hazine vekili temyiz etmiştir. Dava dava konusu yaylanın aidiyetinin tespitine ilişkindir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre özellikle uzman bilirkişiler tarafından Mera Kanunu 11 inci maddesi uyarınca taraf köylerin ihtiyaç tespiti gözetilerek davanın kabulüne karar verildiğine göre davalıların aşağıda yazılı nedenler dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Dava, yaylanın kullanım hakkının tespiti istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı ..., tapulama sırasında “ mera “ vasfı ile davalı Gölmarmara belediyesi adına tescil edilen 1271 parsel sayılı taşınmazın belediye sınırları içinde kalması nedeniyle imar uygulamasına tabi tutularak ifrazen 252 ada 1 parsel numarası ile yine “mera “ vasfı ile davalı ... adına tescil edildiğini, evveliyatı mera olan taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını ancak, taşınmazın imar planı içinde kalması nedeniyle mera vasfını yitirdiğini ileri sürerek, tapu iptali ve ... adına tescili istemiyle yüksek dereceli hukuk mahkemesine Hakem sıfatıyla davaya bakılması için dava açmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.8.1984 gününde verilen dilekçe ile mera sınırlandırmasının iptali ve aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.9.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....

                Dava, meranın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....

                  Kadastro mahkemesince her iki dava sebebiyle verilen 22.2.2007 tarihli karar davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 30.11.2007 tarihli kararı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yararlanma hakkının tespiti ile müdahelenin önlenmesi isteğine ilişkin olup, eda davası niteliğinde bulunduğundan Kadastro Kanununun 25.maddesi gereğince davaya bakmakla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, istem konusu yapılan meraların aidiyetinin tespiti ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.04.2014 gününde verilen dilekçe ile meranın aidiyetinin tesbiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Aşağı ... Köyü Tüzel Kişiliği, kadim meralarının davalı köy adına mera olarak tahsis edildiğini belirterek 401 sayılı mera parselinin köyleri adına mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Mahkemece, dava konusu parselin tespit ve tahdit işlemlerinin devam ettiği, tamamlanmış bir komisyon kararının bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, bulunsa dahi sürenin geçirildiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu