Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....

Köyüne aidiyetinin tespitine, müdahilin davasının reddine karar verilmiştir. Hükmü, müdahil davacı ... ve Hazine vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre müdahil davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Hazine vekilinin temyiz itirazına gelince; Dava konusu 22 parsel numaralı taşınmaz, Kadastro Mahkemesince mera olarak sınırlandırılmıştır. Taşınmazın niteliğinin mera olduğu kesinleşen karar ile sabittir. Dava konusu taşınmazın mera olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır....

    Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

      Dava tapu iptal ve tescil isteği ile ikincil talep olarak muhdesat aidiyetinin tespiti isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, davada tapu iptal ve tescil talebi ile muhdesatın aidiyetinin tespiti olmak üzere iki terditli talep bulunmaktadır. Ancak mahkemece davacının tapu iptal ve tescil talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve bu istek hakkında herhangi bir hüküm kurulmadan muhdesat aidiyetinin tespiti davası bakımından hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Ağrı Kadastro ile Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meranın aidiyetinin tesbiti ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 02.07.2004 tarihinde asliye hukuk mahkemesine açıldığı, dava konusu edilen 102 ada 1 ve 101 ada 1 parselin mera niteliği ile kadastro tutanağı düzenlenip Özveren Köyü orta malı olduğunun belirtildiği, tutanağın 05.07.2004 -04.08.2004 tarihleri arasında ilan edildiği, taşınmazların mera olduğu husususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        Davalı Köy Tüzel Kişiliği vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'isinde bulunduklarını, 119 ada 6 parselin mera parseli olduğunun tartışmasız olduğunu, aidiyetinin tespiti istenen telli direk ve tel örgü sisteminin taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olmayıp (mütememim cüz) her zaman için sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşya (teferruat) niteliğinde olduklarını, tespiti istenen tel örgü sistemi ve telli direk yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar vekilinin kamulaştırma sınırı dışında kalan 170.102,96 TL yönünden de davayı ıslah ettiğini, kamulaştırma sınırı dışında kalan yer ile ilgili davacıların muhdesatın aidiyetinin tespitini talep etmelerinde hukuki menfaatleri bulunmadığını, bilirkişi raporunda kamulaştırma sınırı dışında kalan alanlar yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

          Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından, ihtiyati tedbir istenen davalılar aleyhine 20.03.2013 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve meranın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine; ihtiyati tedbir isteminin kabulüne mera vasfını bozacak şekilde elatmanın önlenmesine dair verilen 24.05.2013 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 31.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.09.2011 gününde verilen dilekçe ile mera aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Mal Müdürlüğü tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/06/2018 tarihinde verilen dilekçeyle muhdesatın aidiyetinin tespiti, 15/10/2018 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılar arasında rızai taksime dayalı tapu iptali ve tescil ya da ödenen bedelin iadesi, terditli olarak temliken tescil, terditli olarak muhdesat aidiyetinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada muhdesat aidiyetinin tespiti isteminin kabulüne dair verilen 22/10/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....

                  UYAP Entegrasyonu