Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2007 gününde verilen dilekçe ile mera aidiyetinin tespiti ve elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 29.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, davacıların ... Köyü'ne bağlı ... Mezrası'nda ikamet ettiklerini, hayvancılık ve çiftçilik yaptıklarını ancak tapulama esnasında davaya konu meraların sehven davalı köylere bağlandığını, bu taşınmazların intifa hakkının kadimden beri münferiden ... Köyü ve bu köyde oturanların yetkisinde olduğunu, bu sebeplerle bu hususun tespiti ile yapılan müdahalelerin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Somut olayda, Davanın,köy merasına yapılan müdahalenin önlenmesi ve mera kullanım hakkının (aidiyetinin) tespiti istemine ilişkin olduğu,Köyü Tüzel kişiliği arasında kulanım yönünden uyuşmazlık bulunduğu, taşınmazların mera niteliğine herhangi bir itirazın bulunmadığı,uyuşmazlığın taşınmazların Aidiyetine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, uyuşmazlık yalnızca HUMK’nin 8/11-3. Maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1.( 6100 Sayılı HMK.'nun 2.) maddesi uyarınca,uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1086 sayılı HUMK’nin 25. ve 26.(6100 sayılı HMK'nin 21. ve 22.)maddeleri gereğince...Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.05.2014 oybirliğiyle karar verildi....

      Kadastro mahkemesi ise; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının bulunmadığı, davanın iki köy arasındaki mera aidiyetinin tespitine ilişkin olduğu ve genel görevli asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinde, “Kadastro mahkemesi, A)---kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları B)----askı ilanı içinde açılan davaları C)Mahalli hukuk mahkemelerinden 27. madde gereğince kadastro mahkemesine devredilen davaları D)Kadastro Mahkemelerinde dava açıldıktan sonra, tespitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına ilişkin uyuşmazlıkları, inceler ve karara bağlar“ şeklinde düzenlenmiştir Dosya kapsamından, dava konusu edilen taşınmazın, 2014 yılı mera tahsis çalışma programına alındığının ve taşınmaz ile ilgili kadastro çalışmalarına başlanmadığının anlaşılmasına göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir...

        bahsi geçen 385 ve 386 numaralı toprak tevzi parsellerinin bütün halinde Yılanlı Köyü kadastro çalışma alanında 396 parsel numarası ve mera vasfıyla tespit gördüğünü, sonrasında söz konusu taşınmazın ifraz edildiğini, neticesinde 396 ve 595 parsel olarak ikiye ayrıldığını beyanla, dava konusu 396 parsel sayılı mera vasıflı taşınmazın kısmen, 595 parsel numaralı mera vasıflı taşınmazın ise tamamen köylerinin kullanımında olduğunun (mera aidiyetinin) tespitini dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06/10/2010 gününde verilen dilekçe ile meranın aidiyetinin tespiti ve elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/02/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı Yeşildirek Köyü Tüzel Kişiliği, köylerine ait mera ve yaylanın kadastro tesbiti sırasında davalı ... adına sınırlandırıldığını belirterek, 104 ada 4 ve 105 ada 5 sayılı parsellerin tespitlerinin iptali ile köyleri adına sınırlandırılmasını istemiştir. Davaya usulüne uygun müdahil olan ..., dava konusu mera ve yaylaları davacı köy ile müşterek kullandıklarını belirterek davacı tarafta müdahil olmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mera aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20.10.2014 gün ve 2014/10836 Esas, 11429 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK'nın 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....

            Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

              Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bağşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

                Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

                  Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bağşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

                    UYAP Entegrasyonu