Davanın yasal dayanağını oluşturan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79.maddesinde; "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira ve saire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, ticari alacak nedeniyle konulan menkul rehni nedeniyle yapılan takibin iptali, menfi tespit ve menkul rehninin kaldırılması isteğine ilişkin olduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine, 22.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, dava, davacının, davalıdan dava konusu oteli kiraladığı, birtakım faydalı masraflar yaptığı, bu masrafların davalı tarafından kiradan düşüleceği söylenmesine rağmen düşülmediği gibi otelin icra yolu ile tahliye ettirildiği ve alınan eşyalara da el konulduğu iddiasıyla, fatura karşılığı toplam 163266,37 TL nin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Bu halde, kira sözleşmesinden kaynaklanmayan ve sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Holding hisse senetlerinin aynen iadesini, bu talep yerinde görülmez ise, 2000 yılı Ocak ayı itibari ile 345.600 TL olan zararından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 45.000 TL'nin 18/10/1999 tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş ve 21/12/2000 tarihli ıslah dilekçesi ile .... Holding hisselerinin şimdilik 45.000 TL'lik kısmının iadesi şeklinde talebini ıslah etmiş, birleşen davada, aynı sebeplere istinaden 201.400 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, eda davası açılacak yerde tespit davası açılamayacağını, davacının menkul kıymet alımı için müvekkiline herhangi bir talimatının olmadığını, ayrıca yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak davacı yanın davalı nezdindeki yatırım hesabında herhangi bir menkul kıymet ve hisse senedi mevcudu tespit edilemediği gibi davacı....'...
(X)-KARŞI OY : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi" başlıklı 79. maddesinin birinci fıkrasında, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacak ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle, haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyet olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu, ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağının bildirileceği; üçüncü...
üzerine alacağın icra yoluyla tahsili sırasında alacak bedelinde meydana gelen değer kaybının karşılığı ödenen temerrüt faizi niteliğinde bulunması ve tahsilin gerçekleştiği ana kadar davacının üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkının bulunmaması karşısında davacının hesabına geçen tutarların menkul sermaye iradı olarak vergilendirilemeyeceğinden, davacı tarafından elde edilen ticari temerrüt faizinin menkul sermaye iradı olarak kabulü suretiyle tarh edilen cezalı gelir vergisinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir....
üzerine alacağın icra yoluyla tahsili sırasında alacak bedelinde meydana gelen değer kaybının karşılığı ödenen temerrüt faizi niteliğinde bulunması ve tahsilin gerçekleştiği ana kadar davacının üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkının bulunmaması karşısında davacının hesabına geçen tutarların menkul sermaye iradı olarak vergilendirilemeyeceğinden, davacı tarafından elde edilen ticari temerrüt faizinin menkul sermaye iradı olarak kabulü suretiyle tarh edilen cezalı gelir vergisinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir....
nin gerekse HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş'.nin farklı tüzel kişilik ve farklı işveren oldukları da ihtilaf dışıdır. Adreslerinin aynı olması HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin %99 hissesinin ....'ye ait olması ve HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'ye adına çıkarılan tebligatın .... evrak yetkilisi tarafından alınmış olması bu iki işverenin farklı tüzel kişilik olduğu ve farklı işveren oldukları sonucunu değiştirmez. Tebligat her ne kadar davalı .... evrak alım görevlisine teslim edilmiş ise de teslim alınan zarfın üzerinde muhatap olarak HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş. olduğu için evrakı alan çalışanın bu evrakı .... yetkililerine değil, HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş. yetkililerine teslim etmesi gerekir. Bu tebligatı alan çalışanın, evrakı tebliğ zarfı üzerine de muhatap olarak yazılı HSBC Yatırım Menkul Değerler A.Ş. yetkilileri yerine kendi inisiyatifi ile .... yetkililerine teslim ettiği yönünde iddia ve ispat da söz konusu değildir....
Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir. 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık taşınır eşyalara ilişkin alacak istemine ilişkin olup, hüküm Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş olmakla inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay * 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2009 (pzt.)...