Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait olduğu iddia edilen asansör dahil olmak üzere menkul malların kullanımından ötürü davalıların fayda sağlayıp sağlamadıkları, fayda sağlıyorlar ise sağladıkları faydanın değeri, malların yıpranma payları, davaya konu menkul mallara zarar verilip verilmediği ve davacı şirketin bu sebeplerden ötürü her iki davalıya ayrı ayrı veya müştereken ve müteselsilen zarar tazmini başvuru hakkının mevcut olup olmadığının tespiti taleplerine ilişkin olduğu, dava dilekçesinde iddia edilen hususlardan menkul malların kullanımından ötürü davalıların fayda sağlayıp sağlamadıklarının ancak malların davalıların kullanımında olup olmadığının belirlenmesi ile tespit edilebileceği, bu çerçevede menkul malların kullanımından ötürü davalıların fayda sağlayıp sağlamadıklarının, menkul malların yıpranma payları ve menkul mallara zarar verilip verilmediği hususlarının tespit davası açılmasına gerek olmaksızın sonradan açılacak davaya esas teşkil etmek üzere tespit talebinde bulunulmak...
3. şahıslardaki anılan madde kapsamına giren menkul mal alacak ve haklarının haczine ilişkin bildirime (haciz ihbarnamesine) karşı 3.şahıs tarafından 7 gün içerisinde itiraz edilmediği taktirde mal elinde, borç zimmetinde kalmış sayılacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi KARAR Dava, menkul eşyalara ilişkin tespite ilişkindir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişikliğe göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 01.02.2015 tarihinden itibaren Yargıtay 4.Hukuk Dairesine verilmiştir. 6644 Sayılı Yargıtay Kanunu İle Hukuk Muhakemelerİ Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesinde yapılan ve 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre mahkeme tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle...
tedbir konulmasına, 1.000.000,00 TL'şer maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, UYAP sistemi üzerinden tapu ve araç sorgusunun yapılarak davalıya ait tüm malvarlığının tespitine, davalının menkul ve gayrimenkul malları ve banka - borsa ve kripto para hesaplarının TMK'nın ilgili hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir yolu ile kısıtlanmasına, davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul, araç kayıtları, banka ve finans kuruluşlarındaki hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK.nun 257. maddesi hükmü gereğince takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, davalı eşin hissedarı bulunduğu Semt İstanbul Gayrimenkul Kiralama ve Turizm Limited Şirketi kapsamındaki hisselerine, şirketin mahkemece tespit edilecek menkul ve gayrimenkul mallarına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkile düğünde ve nişanda takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde dava sonundaki değeri...
Asıl dava ile karşı dava birbirinden bağımsız davalar olup hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması ve taleplerden her biri hakkında verilen hükmün gösterilmesi gerekmektedir. Yasal gereklilik böyleyken davalı-davacı kadının mal rejimi davası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup davalı/davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin asıl davada verilen karar ile bu asıl davaya ilişkin harç,yargılama gideri ile vekalet ücretine ilişkin kararları hariç karşı davaya ilişkin olmak üzere kararın kaldırılmasına ve mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
yapıldığının kabul ve beyan edildiğini, buna rağmen davalı şirketin teminat olan bu bono için önce icra takibi başlattığını, akabinde de noter ihtarı ile sözleşmenin feshini ve menkul malın iadesini talep ettiğini, dolayısı ile sözleşme fesih edilmeden, menkul mal davalı şirket uhdesinde olmasına rağmen teminat mahiyetinde olan bonodan müvekkili şirketin borçlu olmamasına rağmen icra takibi yapıldığını belirterek, müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
600.000 TL'sinin alacaklı tarafa ödenmemesine dair kısmının kaldırılmasına, buna dair icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmesini, talep etmiştir.Mahkemece, davacı vekilinin asıl alacak yönünden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ederken, asıl alacağa bağımlı olan fer'i alacak yönünden tedbir kararının devam etmesini istediği, oysa genel ilkeler gereği fer'ilerin asla tâbi olduğunu, asıl alacak ortadan kalkınca fer'ilerin de ortadan kalkacağı ilkesi gereği, asıl alacak üzerindeki tedbirin kaldırılmasına rağmen fer'i alacak olan faiz üzerindeki ihtiyati tedbir kararının devamına karar vermenin usulen ve maddi hukuk açısından mümkün olmayacağı, zira asıl alacağın ödenmesine, davalı alacaklının Beykoz ......
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, eda davası açılması mümkün olan hallerde davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın varlığının dava şartı olup, mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerektiği, davacının da şirket mallarının aktif ve pasiflerini tespit ettirmek için tespit davası açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Davacı her ne kadar açtığı davada davalıdaki eşyaların ve eşya bedelinin 1/2 sinin kendisine ait olduğunu ve tespitini talep etmiş ise de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının davalıda bulunan eşyalara ilişkin taraflar arasında bulunan çekişmenin giderilmesini istediği anlaşılmaktadır. Hukuki yarar, dava şartı olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. 6100 sayılı Yasanın 25, 31, 119. maddeleri gereğince; mahkeme, açılan bu davayı aydınlatmalıdır. Davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davacının dava dilekçesinde eşyaların bedelini de miktar olarak belirtmesi nedeni ile, 08.05.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda tespit edilen eşya bedeli (5.280,00 TL) de dikkate alınarak, mahkeme bu davayı alacak davası (eda davası) olarak görmelidir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 74.797,71 USD dolar ödeme ile Çin’den 514 kap 18.200,00 kg kumaş ithali ve 10.000,00 USD dolar ön ödeme ile 660 kap 17.000,00 kg kumaş ithal işlerinde davalıdan gümrük hizmeti aldığını, davalı şirketin gümrük işlerini süresinde yapmayarak emtianın vaktinde gümrükten çekilememesi nedeniyle malların müvekkilinin eline geçemediğini, Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü tarafından malların tasfiye edilerek 3. kişiye satıldığını öğrendiklerini, davalı tarafından bilgilendirilmediği için bu ihalelere girilemediğini, davalı şirketin üstlendiği yetki ile tasfiye edilecek eşyalara ilişkin tüm işlemleri takip etme, tasfiye öncesi ve sonrası aşamalar hakkında davacıyı bilgilendirme ve menfaatleri koruma yükümlülüğü de olduğunu, zararı tam olarak tespit etmenin mümkün olmaması ve Tasfiye İşletmeleri Müdürlüğünden tasfiye bakiye bedellerinin ödenmesi de talep edildiğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ileri sürerek, şimdilik...