Mahalleleri Kanalizasyon İnşaatı İşinin 12.07.2016 tarihinde en uygun teklifi veren davalılara yapılması ve fakat işin eksik yapılması ve uyarılara rağmen tamamlanmaması nedeniyle sözleşmenin feshi ve yeniden yapılan ihale nedeniyle tespit edilecek her türlü zarar ve ziyanın davalılardan tazmini talep edilmiş olup, dosyaya alınan her üç heyet raporda da davacının işbu ihalenin feshinden sebep menfi bir zararının yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre oluşmamış olduğu belirlenmiş, raporlarda da ifade edildiği üzere bu meyanda davacının menfi zarar talep edemeyeceği vurgulanmış, raporların birbirini teyit etmesi ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi, 2020/228 Esas, 2020/3185 Karar; 2013/3504 Esas, 2014/3017 Karar). 4- Bir eser sözleşmesinde yüklenici borcunu yerine getirirken sözleşmenin diğer tarafı olan iş sahibinin yararına olacak şekilde davranmak ve ona zarar vermekten kaçınmakla yükümlüdür. 6098 sayılı TBK’nın 472. maddesi uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye teknik ve sanatsal kurallara ve amaca uygun olarak imâl edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftir. Eser, yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfıyla gerçekleştirdiği bir sonuçtur. Eser sözleşmelerinde; yüklenici sadakat ve özen borcu gereği eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek zorundadır....
Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. Yüklenicinin sözleşmenin feshi nedeniyle kâr kaybı alacağı talebinde bulunabilmesi için fesihte tamamen kusursuz olması gerekir. Yargıtay yerleşmiş içtihatlarına (15. HD, 06.12.2006 gün, 2006/4522 esas, 2006/7157 karar, 15. HD 26.05.2016 gün, 2016/1062 esas, 2016/3002 karar, 15....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan asıl dava yüklenicinin sözleşme ve özen borcuna aykırı davranışı sonucu sözleşmenin haklı feshi nedeniyle fazla ödenen bedelin iadesi, üçüncü kişilere verilen zarar, depo kira bedeli ve yapılmayan işlerin yaptırılmasının getireceği maliyet farkı ile manevi tazminat istemlerine, yüklenici tarafından açılan karşı dava ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın fazla ödeme ve depo kirası yönünden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ve manevi tazminat isteminin reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davacı-karşı davalı iş sahibi...
Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin kendine özgü bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı arsa sahiplerince sözleşmenin feshi ve menfi zararların tazmini talep edilmiş, mahkemece akdin feshine, menfi zarar talebinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenici kooperatif vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, tümüyle reddi gerekmiştir. 2-Davacı arsa sahiplerinin temyiz itirazlarına gelince; davacılar vekilince ibraz olunan dava dilekçesinde yanlar arasında düzenlenmiş bulunan 31.12.1997 tarihli sözleşmenin feshi istendikten başka fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davalıdan 6.000,00 TL tazminatın...
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi nedeniyle kaçırılan fırsat menfi zararın ve teminat güncelleme fark bedellerinin ödetilmesi; karşı dava sözleşmenin feshinden kaynaklanan zararların ödetilmesi ve alacak istemlerine ilişkindir....
Mahkemece, uyulan Hukuk Genel Kurulu bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davada menfi zarar talep edildiği, davacının önceki davada verdiği ....03.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile tek taraflı fesih hakkını kullandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin münfesih olduğu konusunda tereddüt bulunmadığı, ancak bu nedenle oluştuğu iddia edilen zararın davacı tarafça ispatlanması gerektiği, sözleşme gereği sökülen ağaçların zarar olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı, sözleşme gereği yapılan işlerin kaldırılması için yapılacak masrafın zarar olduğunun söylenebilmesi için davacının bu nedenle aynı koşullarda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapmasına engel olma durumunun ve elde edeceği menfaatin bu nedenle azaldığının ortaya konulması gerektiği, ancak davacı tarafça böyle bir olay bildirilmediği, sadece taşınmazda yapılan işin kaldırılma bedelinin tazminat olarak talep edildiği, sonuç olarak oluşmuş ve talep edilebilecek bir menfi zarar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir...
Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan raporda müspet ve menfi zararın yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde incelenmediği anlaşılmaktadır. İstinaf ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulmuştur....
ve kök rapordaki hesaplamaların değişmediği, düzenlenen kök ve ek raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, tarafların iddia ve savunmaları ile dayandıkları belgelere göre, ilk derece mahkemesince işi süresinde tamamlamayan ve kusurlu olan yüklenici davalılardan taraflar arasında yapılan sözleşmenin 36/4 ve 36/7 maddelerine göre işin başkasına tamamlattırılması nedeniyle iki sözleşme bedeli arasındaki fark nedeniyle 49.765,17-TL'nin tahsiline karar verilmesinde ve işin tamamlanmaması nedeniyle zarar gören ve yenilenmesi gereken inşaat imalatları bedeli olan 30.844,86TL +KDV= 36.396,93-TL 'nin tahsiline karar verilmesinde usule ve yasaya aykırılık bulunmadığı; davacı iş sahibinin inşaatın süresinde bitirilmemiş olması nedeniyle talep ettiği kira kaybı bedeli ise müspet zarar niteliğinde olduğu ve sözleşmenin feshi halinde menfi zararın istenebileceği, müspet zararın istenemeyeceğinden Mahkemece kira kaybı isteminin reddine karar verilmesinde usule ve yasaya aykırılık bulunmadığından...