Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının eserin ayıplı olması sebebiyle menfi zarar isteminin, davacı iş sahibinin ayıp sebebiyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinden sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek menfi zarar kapsamında; sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından kaynaklanan zararları davalı taraftan talep edebilecektir. Bu itibarla bilirkişi heyete tarafından ticari defterler ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının sistemin kurulumu aşamasında üstlendiği işler sebebiyle 19.800 TL zararının olup bu miktarın davalıdan talep edebileceğinden taleple bağlı kalınarak 10.000 TL menfi zarar yönünden davanın kabulune karar vermek gerekmiştir....

    Yapı Kooperatifinin yapmayı üstlendiği inşaat ,için inşaat malzemesi getirmeyi üstlendiğini ancak inşaat malzemelerinin inşaat alanına getirilmediğini, davacının davalıya ödeme amacıyla toplam 255.000,00-TL değerinde senet verdiğini ve inşaat alanında bulundurduğu kalıp işçilerine çalışmadıkları halde 12.000,00-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, ileri sürerek sözleşmenin feshi ile uğradığı 12.000,00-TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili; dava değeri olarak 12.000,00-TL göstermiş, 12/05/2017 tarihli duruşmada çekler ve senetler yönünden menfi tespit davası açmadıklarını, davalarının sözleşmenin davalı tarafından ifa edilmemesinden doğan müspet ve menfi zarar istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı adına dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davaya yanıt vermemiştir....

      İmar Yasası'na, fen ve sanat kurallarına ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılan "yasal yapının" eser sahibine tesliminde yüklenicinin temerrüdünün gerçekleşmesi ve sözleşmenin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshi durumunda eser sahibi Borçlar Kanunu'nun 108. maddesi hükmü gereğince verdiğinin iadesi yanında gerçekleşmiş ise menfi zararının tazminini de isteyebilir. Az yukarıda açıklandığı üzere; sözleşmenin batıl olması ifasının kusursuz imkânsızlık nedeniyle olanaksız bulunması ya da eser sahibinin kusuru sebebi ile feshi durumunda eser sahibi menfi zararlarının tazminini isteyemeyeceği gibi; müspet zararının giderilmesini de isteyemez. 25.01.1984 tarih ve 84/3-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, olayın özelliği ve niteliğinin haklı gösterdiği durumlarda Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükmü gözetilerek sözleşmenin ileriye etkili sonuç doğurur şekilde feshine karar verilebilir....

        Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

          Kambiyo senedinin standartlarla uyumluluğunun eser sözleşmesi üzerindeki etki ve sonuçları ayrı, onun kambiyo senedi yükümlülüklerine hukuki sadakati aynı şeyler değildir. Davamız ile temin edilmek istenen ilkidir ve buna dair kuşkunun aşılma yeri, ticaret mahkemeleridir...." denilmek suretiyel görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince, "...dava kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasıdır. Kambiyo senedinden kaynaklanan davalar her ne kadar mutlak ticari davalar olsa da eğer kambiyo senedinin ne sebeple düzenlendiği tespit edilebiliyorsa bu durumda görevli mahkemenin tespiti için temel ilişkiye bakmak gerekecektir. Olayımızda taraflar arasında eser sözleşmesi kapsamında bir ilişki olduğu hususu ihtilafsızdır....

            Davacı sözleşmenin gereği gibi ve süresinde ifa edilmediğini iddia ederek ödediği bedelin iadesiyle birlikte ceza-i şart ve zarar talebinde bulunmuş, davalı ise işin %90 oranında tamamladığını bu nedenle sözleşmenin feshedilemeyeceğini , sözleşme kapsamında yaptığı bir kısım iş ve işlemler olduğunu belirterek davanın reddi ile birlikte takas-mahsup kapsamında alacak talebinde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından ödenen bedelin iadesine ve fakat ceza-i şart alacağı ile zarar talebinin reddine hükmedilmiş, karara karşı davalı yüklenici tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf edenin sıfatına göre istinaf incelemesi sadece iadesine karar verilen bedel yönünden yapılacaktır. Davacı ödediği bedelin iadesini istemiş olmakla sözleşmenin feshini de talep ettiğinin anlaşılmasına göre ve davaya konu sözleşme bedel karşılığı düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla tüm sonuçlarını doğurur....

              Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. (Binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yapılması dolayısıyla uğranılan zarar, binanın kal bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir). Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Bu hususlar dikkate alındığında, davacının zamanında fen ve tekniğine uygun olarak buharlı ısı kazanı teslim etmemesi nedeniyle fuel oil yakıtı kullamaya devam ederek daha fazla yakıt gideri harcadığı iddiası ve talebi menfi zarara girer....

                İşte, bu eylemli azalmaya, olumsuz zarar (negative interesse) denilir. Bu zararın tazminine ilişkin yasal dayanak, aynı maddenin ikinci fıkrasında (BK m. 108/II) düzenlenmiştir. Olumsuz zarar; sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve ... uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2021 NUMARASI : 2017/361 E-2021/684 K ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI : VEKİLLERİ DAVALI : VEKİLİ: DAVALARIN KONUSU : İtirazın İptali - Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 27.04.2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 27.04.2023 Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli asıl dava ve menfi tespit talepli birleşen davada mahkemece davaların reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, birleşen dava menfi tespit taleplidir. Vekil ile takip edilen davalarda vekaletnamenin ibrazını düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 76. madde, vekaletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması halini düzenleyen 77. madde ile dava şartlarını düzenleyen 114/f maddeleri uyarınca usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamenin dosya içerisinde bulunması zorunludur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı ... davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen 12/06/2012 tarihli eser sözleşmesine göre davalının kadastral çalışmalar yapacağını ancak kendisine 12.600 TL ödeme yapılmasına rağmen davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin feshedildiğini bu nedenle ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan tahliye davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu