"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle menfi zarar ve gecikme cezasının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dairemizin uyulan 15.01.2015 gün 2014/1527 Esas 2015/132 Karar sayılı bozma ilamında davacı iş sahibinin sözleşmenin feshi nedeniyle talep ettiği 2 ihale arasındaki farkın menfi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Tüketici Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tespiti, sözleşmenin feshi ile, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici mahkemesince ise, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin tüketici işlemi olarak sayılamayacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3/1-l maddesi, gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerini tüketici işlemi kapsamına almıştır....
DELİLLER : -Taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesi, -Tarafların karşılıklı olarak düzenledikleri ihtarnameler, -Asıl işveren TOKİ'den temin edilen sözleşmelere konu işlerle ilgili kayıtlar, -Bilirkişi raporları, -Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davadaki talep ; taraflar arasında imzalanan iki ayrı eser sözleşmesinden kaynaklanan ve davalı tarafından ödenmediği ileri sürülen davacı alacaklarının davalıdan tahsiline istemine ilişkindir. Taraflar arasında 04/04/2017 ve 02/02/2015 tarihli iki adet eser sözleşmesi imzalandığı çekişmesizdir....
Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden ve eser sözleşmenin bir türü olduğu kabul edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; sözleşmenim yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri ve noter ücreti de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatlarına göre eser sözleşmesinin karşı tarafın kusuru ile feshi halinde kâr kaybının hesabında sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 356. maddesinin yollamasıyla aynı Yasa’nın 325. maddesi hükmünde öngörülen yöntemin uygulanması gerekir. Sözü edilen bu yöntem "kesinti yöntemi"dir....
Ancak sözleşmenin 14.maddesi ile taraflar bedelin ödeme tarih ve miktarlarını belirlemiş olup bu durumda fesihte tarafların ortak kusurlu olup olmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karşı davacının menfi zararının belirlenmesi gerekir. Menfi zararlardan olan kaçırılan fırsat hesaplamasında uygulanan yöntem; eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflarda iş sahibince sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 123, 124, 125 ve 126. maddeleri gereğince iş sahibi olumsuz (menfi) zararını isteyebilir. Sözleşmenin ifa edileceğine güvenmekten doğan zarar olarak tanımlanabilecek olumsuz zarar kavramına; sözleşmenin kurulması ve işin görülmesi için yapılan masraflar ile daha elverişli koşullarda sözleşme yapma fırsatının kaçırılmış olmasından doğan zararlar girer....
Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatlarında da benimsendiği gibi; sözleşme kapsamında menfi ve müspet zarar taleplerinin incelenmesinde; sözleşmenin ifası nedeniyle yapılacak harcama ve giderlerin, sözleşmenin ifası ile elde edilebilecek ve talep edilebilecek kârın hesaplanmasında değerlendirilmesi gerektiği gibi; kâr kaybının hesaplanmasında, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi'nin 2018/3513 E, 2019/3182 K; 2019/31 E,2019/4171 K; 2018/3518 E,2019/2187 K; 2016/5951 E, 2018/1756 K sayılı içtihatlarında belirtildiği gibi; TBK'nın 408 maddesinde düzenlenen kesinti yönteminin uygulanması gereklidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır....
Olumlu zarar (pozitiv interesse); sözleşmenin, hiç veya gereği gibi yahut vadesinde yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarar olarak tanımlanabilir. Olumlu zarar, alacaklının, ifaya olan çıkarının beklentisinin gerçekleşmemesi sebebiyle uğradığı zarar olarak da tanımlanabilir. Başka bir anlatımla alacaklının mal varlığının mevcut durumu ile sözleşmenin tam ve gereği gibi yerine getirilmiş olsaydı ulaşacağı durum arasındaki farktır. Kural olarak, cebe girmesi beklenen paradır....
Ancak Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince sözleşmede feshedilemeyen süre varsa, bu süreden sonra sözleşmenin feshi halinde, feshedilmeyen süreyle sınırlı olarak ifaya ekli cezai şart talep edilebilir ( Yargıtay 15. HD, 15.05.2018,....)....