Tic. ve San. Ltd. Şti. vs. ile davalı-birleşen dosya davacısı ... Çatı Sist. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.09.2018 gün ve 2018/465-663 sayılı bozmaya uyularak verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleşen dava, taraflar arasında 07.09.2011 tarihinde imzalanan eser sözleşmesinden (taşeronluk sözleşmesi) kaynaklanmakta olup, asıl dava sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespiti, sözleşme bedelinin iadesini isteme hakkını saklı tutarak menfi zarar alacağının tahsili, birleşen dava sözleşmenin davalılarca feshedildiğine dair bildirimin geçersizliğine 400.000,00 TL'lik teminat senedinin bedelsiz kaldığının tespitine, çatı işi, yemek bedeli, malzeme kullanım bedeli ve 27.000,00 TL'lik teminat senedi yönünden borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir....
imzalanmasından dolayı yapılan bir harcama olduğundan bu harcamanın menfi zarar kapsamında değerlendirilebileceği, sözleşmenin feshinde taraflar ortak kusurlu olduğundan tarafların birbirinden menfi zarar talebinde bulunamayacakları anlaşılmış ve bu nedenden ötürü davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Maddesi uyarınca Sözleşme uyarınca işin tamamlanmasının iş sahibinden kaynaklanan beklenmedik olay dolayısıyla imkansızlaşması nedeniyle davalıdan yaptığı işin değeri ile bu değere girmeyen giderler yanında, ayrıca tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır. Sözleşmenin davalı tarafından feshi halinde hangi miktarda alacak ve tazminat talebinde bulunulabileceği Sözleşmenin 3. Bölüm 5. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kusuru bulunmaksızın sözleşmenin sona ermesi halinde davacının davalı iş sahibinden kalan süre için hem sözleşme bedelini, hem de cezai şart ödenmesini talep edebilecektir. Sözleşmenin bu hükmü, TBK’nın 180. Maddesindeki “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir....
Yüklenici kooperatif arsa sahiplerinin fesih bildirimlerine karşı itirazda bulunmuşlarsa da, yaptıkları imalât bedelinin tahsili için 09.08.2002 tarihinde dava açtıklarından tarafların sözleşmenin feshi konusunda iradelerinin birleştiği sonucuna varılmaktadır. Sözleşmenin feshi durumunda kusurları olmadığı anlaşılan LO ./.. s.2 15.H.D. 2008/7209 2009/4136 arsa sahiplerinin menfi zararlarının tazmini için dava açma hakları mevcuttur. Bu davanın fesih konusunda iradelerin birleştiği, diğer bir deyimle sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren BK’nın 126/IV. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkündür. Ancak arsa sahipleri bu davayı sözleşmenin feshi tarihinden itibaren makul süre içerisinde açmamışlarsa, menfi zarar değerlendirmesi ve hesabının makul süre sonundaki tarihe göre yapılması gerekir....
Dosya içeriğine, toplanan delillere, sözleşmenin feshinde sözleşmenin imzalandığı tarihten 10 ay boyunca nedensiz yere inşaat yapımı için işe başlamayan yüklenicinin kusurlu bulunmasına, kaldı ki arsa sahibinin sözleşmenin feshinde bir an kusurlu olduğu düşünülse bile davacının sözleşmenin yapılmamasından ötürü uğradığı menfi zararını ve diğer tazminat alacaklarının olduğunu sunduğu delilleri ile ispatlayamamasına, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuksal niteliği itibariyle, eser Sözleşmesinden kaynaklı hakediş bedellinin tahsili ile sözleşmenin ihlali ve haklı nedenle feshe bağlı olarak uğranılan maddi zararların tahsili istemine ilişkindir. Birleştirme talep edilen .... ATM ... Esas sayılı dosya Uyap üzerinden temin edilerek incelenmiş olup dava dilekçesi tetkik edildiğinde bu davanın davacıları tarafından aynı sözleşme ve protokol ilişkisine dayalı olarak sözleşmenin haksız feshi iddiasına dayalı olarak tazminat davası açıldığı, her iki davanın da aynı sözleşme ve protokolden kaynakladığı, tahkikat aşamalarının birlikte yürümesinin hem usul ekonomisi hem de çelişkili kararların engellenmesi açısından zaruri olduğu anlaşılmakla HMK 166 Maddesi gereğince birleştirme talebi yerinde görülmüş olup aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1-Mahkememizin bu dosyası ile .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2020 NUMARASI : 2015/85 E-2020/719 K DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVANIN KONUSU : Müspet ve Menfi Zararların Tespiti/ Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 06/04/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan müspet ve menfi zararların tespiti ve alacak istemlerine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan müspet ve menfi zararların tazmini ve istirdat istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 04.05.2009 tarihli sözleşme yapıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeni ile inşaata başlayamadığını, ileri sürerek, 8.000 TL sözleşmeye aykırılık ve kazanç kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/1905 esas, 2014/4521 karar sayılı ilamında "öncelikle tarafların sözleşmenin feshi yönünde iradelerinin mevcut olup olmadığı hususunun belirlenerek ve davacı tarafın talep ettiği zararların açıklattırılarak menfi zarar niteliğinde bulunması halinde sözleşmenin feshine ve talep edilebilecek menfi zararın değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Davacı taraf, davalı tarafça açılan "Arsa karşılığı gelir paylaşımı" ihalesini kazanmış, ancak taraflarca sözleşme imzalanmamış olup, uyuşmazlık; asıl davada; ihale şartnamesi uyarınca verilen teminat mektuplarının iadesine, birleşen davalarda ise; sözleşmenin davalı tarafın kusuru nedeniyle ifa edilememesinden kaynaklanan müspet ve menfi zarar ile manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece; uyuşmazlığın açıklanan bu niteliği ve taraflar arasındaki eser sözleşmesi hükümleri değerlendirilmek suretiyle hüküm tesis edilmiştir. Bu söyleyişle ortada adi ortaklıktan kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi bu yönde bir nitelendirme de bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 15.Hukuk Dairesinindir....
Davacı tarafça, teminatın iadesi, ödenmeyen 8 günlük hakediş bedeli ve sözleşmenin haksız feshi dolayısıyla eldeki dava açılmış, yargılama aşamasında teminat mektuplarının iadesi dolayısıyla teminat mektupları ile ilgili bir talepleri bulunmadığı yönünde davacı vekili tarafından beyanda bulunmuştur. Öncelikle, sözleşmenin davacı şirketin kusuru olmadan feshedilmesi nedeniyle davacının uğradığı zararın niteliği ve miktarı üzerinde durulması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar, müspet zarar olabileceği gibi menfi zarar da olabilir. Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder....