Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, ödeme iddiası ile borçlu olmadığını ileri süren davacı ... davasını ispat edemediğinden menfi tespit davasının reddine, Ödemiş 1. İcra Müdürlüğünün 2004/2859 sayılı icra dosyası için paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğinden asıl alacağın % 40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davacı ...’den alınarak, davalı ...’e verilmesine, birleşen itirazın iptali davasının kabulüne, Ödemiş 1. İcra Müdürlüğünün 2004/2858 sayılı takip dosyasında borçlu ...’in itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalı (asıl davanın davacısı) ...’den alınarak birleşen davanın davacısı ...’e verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl davanın (menfi tespit davasının) davacısı ... vekilince temyiz edilmiştir....
Av. ... aralarındaki birleşen menfi tespit - itirazın iptali davası hakkında Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.06.2012 gün ve 300-308 sayılı hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Menfi tespit davasında davacı olan ... miraşçıları, aleyhine açılan itirazın iptali davasında davalı konumunda olup, itirazın iptaline dair mahkeme kararını da temyiz ettiklerinden dava değeri üzerinden nispi temyiz harcı yatırmaları gerekir. ... mirasçılarına temyize konu itirazın iptali davasında nispi temyiz harcını tamamlamaları için muhtıra çıkarılarak sonucuna göre dosyanın temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesince, icra takibi üzerine davacı tarafça takibin iptali amacıyla açılan davanın İcra Hukuk Mahkemesine açılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. İmamoğlu İcra Hukuk Mahkemesi ise, açılan takibin iptali davasının menfi tespit olduğunu bildirip, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir (HUMK.md.76) İİK 72/1. maddesine göre borçlu takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Somut olayda borçlu vekili İmamoğlu İcra Müdürlüğünün 2009/415 esas sayılı takip dosyasında aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilgili ilamlı takibe karşı İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile takip konusu borcun ödenmiş olduğunu bildirerek takibin iptali ile birlikte lehine icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir. Bu istem İİK'nun 72....
Mahkemece, davalı tarafından başlatılan icra takibinin davacının itirazı sonucu durduğu, takibe devam edilebilmesi için davalının itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davası açması ve olumlu sonuç alması gerektiği, bu haliyle davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu icra takibinin itiraz üzerine durdurulmuş olması, itirazın iptali davası açılmadıkça borçlunun menfi tespit davası açmasına engel oluşturmaz. Somut olayda bu davanın açıldığı tarihte alacaklı tarafından açılmış bir itirazın iptali davası bulunmadığına göre davacının dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. Mahkemece bu yönler bakımından yanılgılı değerlendirme sonucu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi isabetsizdir....
Somut olayda eldeki itirazın iptali davası ve davalı tarafından açılan menfi tespit davası taraflar arasındaki nakliye sözleşmesi uyarınca başlatılan aynı icra takibinden kaynaklanmaktadır. Buna göre aynı icra takibi uyarınca açılan itirazın iptali ve menfi tespit davasında biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyecek mahiyette olup,huhuk güvenliği açısınde birlikte görülmesi gerektiğinden, her iki dava arasında HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece taraflar talep etmese dahi dosyalar arasında bağlantı buluduğunun tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında re'sen birleştirme karar verebileceği ve usul ekonomisi gözetildiğinde mahkemece dosya üzerinden eldeki itirazın iptali davasının, arasında bağlantı bulunan daha önce açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine kara verilmiştir....
Buna göre aynı icra takibi uyarınca açılan itirazın iptali ve menfi tespit davasında biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyecek mahiyette olup,huhuk güvenliği açısınde birlikte görülmesi gerektiğinden, her iki dava arasında HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece taraflar talep etmese dahi dosyalar arasında bağlantı buluduğunun tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında re'sen birleştirme karar verebileceği ve usul ekonomisi gözetildiğinde mahkemece dosya üzerinden eldeki itirazın iptali davasının, arasında bağlantı bulunan daha önce açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine kara verilmiştir....
Av. ... aralarındaki menfi tespit davası hakkında ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 29.11.2014 gün ve 2013/232 E., 2014/24 K. sayılı hükmün davacı - karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davacı (karşı davalı) vekili menfi tespit davasının reddine ve aleyhine açılan ve birleştirilen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen iki ayrı kararı da temyiz ettiği halde dosya arasında bulunan harç alındı belgesinin tetkikinden sadece red kararına konu menfi tespit davasıyla ilgili maktu temyiz harcı ve temyiz yoluna başvurma harcını yatırdığı, davalı (karşı davacı) tarafından açılan ve birleştirilen itirazın iptali davasına ilişkin nisbi temyiz harcı ve temyiz yoluna başvurma harcını yatırmadığı saptanmıştır....
Alacaklı itirazı gidermediği sürece borçlunun üzerine gidemeyeceğinden itirazın giderilmesi için sadece itirazın iptali davası yoluna başvurabileceğinden, bu yola başvurması halinde borçlu savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden bu aşamada menfi tespit davası açmakta korunmaya değer hukuki yararının bulunduğu kabul edilemez. Kaldı ki, alacaklı banka dava dilekçesi tebliğ edilmeden takipten feragat ettiğine ilişkin bir dilekçe sunmuştur. Açıklanan nedenlerle menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Kararın bu gerekçeyle bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun (1) nolu benddeki temyiz itirazlarının reddine ilişkin gerekçesine katılmıyorum....
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; somut olayda menfi tespit davası ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1 -H uyarınca usulden reddi gerektiğini, davacının da belirtmiş olduğu üzere huzurda görülmekte olan davanın konusunu oluşturan ve davacı şirket tarafından ödenmeyen 133.994,15-TL'lik borç icra takibine konu olan 679.485,84-TL'lik cari hesap bedeline dahil olduğunu, bu sebeple davacı tarafından itirazın iptali davasına konu olan aynı faturalar sebebi ile ayrıca menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, alacaklının itirazın iptali davası açmasından sonra borçlu tarafından menfi tespit davası açılamayacağını, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edildiğini, davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmesi, açıklaması ve gerekirse ispat etmesi gerektiğini, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önceden açılmış ve...