DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, icra dosyasından kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir....
Davacılar vekilince harcı yatırılarak düzenlenen 23.09.2008 tarihli dilekçede yer alan menfi tespit talebinin dava ve usul ekonomisi bakımından ayrı açılıp birleştirilmiş bir dava olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Nitekim, yerel mahkemece bu dilekçedeki menfi tespit talebi yönünden hüküm oluşturulmuştur. Ne var ki, 31.03.2008 tarihli ilk dava dilekçesinde yer alan tazminat talebi bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. Somut olayda tam ıslahtan söz edilemeyeceğine ve ilk dava dilekçesinde yer alan tazminat taleplerinden vazgeçilmediğine göre mahkemece tazminat talebi bakımından da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi 23.09.2008 tarihli dilekçedeki menfi tespit talebinin temelini oluşturan......
Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda; davanın kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, UYAP kayıtlarına göre davanın 09/10/2023 tarihinde açıldığı, bu tarih itibariyle davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi davalardan olduğu, işbu dava açılırken herhangi bir arabuluculuk tutanağı sunulmadığı, davacı vekili tarafından sunulan 10/10/2023 tarihli beyan dilekçesi ile arabuluculuğa başvurulmadığı beyan edildiğinden düzenlenmiş bir zorunlu arabuluculuk son tutanağının mevcut olmadığı anlaşılmakla arabulucuya başvurulmaksızın açılan işbu davanın 6102 sayılı TTK'nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/A....
Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki davada taşınmazın rayiç bedeli ile birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL'lik yoksun kalınan kira bedeline hükmedilmiş ve bu karar Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş ise de yapılan değerlendirmede davacının 2000 yılından bu yana yaklaşık 10 yıllık zaman geçtikten sonra dahi fiilen varlığı saptanamayan ancak kayden mevcut olan davalı kooperatif aleyhine kira yoksunluğunu belirterek tazminat talep etmesinin adalet duygusu ve hakkaniyet ile bağdaşmadığı, genel ilkeden hareketle müspet ve menfi zararın birlikte istenemeyeceği kuralı nazara alınarak ve davacının kesinleşen mahkeme kararı uyarınca müspet tazminatını elde ettiği kabul edilmekle artık menfi zarara ilişkin talepte bulunamayacağı, davacının, villanın yıkılmış olduğunu bildiği, rayiç bedelinin tespiti için girişimde bulunduğu ve Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bu konuda tespit yapıldığı, yasa gereğince davacının müspet zararı istediği durumda menfi zararını isteme...
Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır....
Köyü Tüzelkişiliği ve ... aleyhine açılan manevi tazminat davasının yasal şartları oluşmadığından reddine, karşı dava yönünden; Davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının takip edilmemesi sebebiyle açılmamış sayılmasına, Davacı ... tarafından açılan manevi tazminat davasının yasal şartları oluşmadığından reddine, birleşen dava yönünden; davacı ... tarafından açılan birleşen davanın ise tümden reddine karar verilmiştir....
Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Tüm bu açıklamalara göre davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca; bu konudaki Bölge Adliye Mahkemeleri arasında çıkan uyuşmazlık, Yargıtay 19. H.D. 13/02/2020 tarih, 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı karar ile; "ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı" şeklinde giderilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2008/9339 ve 9340 sayılı takip dosyalarından dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmekte ise de, davacının davaya konu takiplerde taraf olmadığı ve takip alacaklısı davalının davacıya yönelik bir alacak isteminin bulunmadığı, davacının takiplerdeki istihkak iddialarının da, İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davalarda karara bağlandığı, davacının açıklanan nedenlerle davaya konu takiplerle ilgili olarak menfi tespit davası açma hakkı ve aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalının tazminat isteminin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı tarafından davacıya ait işyerinde haciz yapılması üzerine haciz uygulayan alacaklıya karşı menfi tespit davası açılabilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/04/2021 KARAR TARİHİ : 24/11/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacılar vekili dilekçesinde özetle; ... kapsamında davalı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğunu, takibe konu bonoda ismi yazılı davalı/alacaklı görünen-... ile takipte borçlu sıfatıyla yer alan müvekkillerim... arasında geçmişten günümüze değin senet verilmesini gerektirecek hiçbir ticari ilişki söz konusu olmadığını, takip konusu bono üzerindeki imzalar da müvekkillerim tarafından atılmamış olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile davacıların borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminat talebine hükmedilmesine ilişkindir....
Maddesi ile 6102 Sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine" karar verilmiştir.6102 Sayılı TTK'nın 5/A. maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davalarında bir miktar paranın ödenmesi istemi bulunmadığından, alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.HMK 4/a maddesinde "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde" görüleceğinin...