Mahkemece, asıl davada davalı kiraya verenin talep edebileceği zarar miktarının 46.700,00-TL olduğunun tespit edildiği, menfi tespit talebine konu 10.000,00-Euro bedelli bononun dava tarihindeki Euro kuru karşılığının 19.329,00-TL olduğu, bu nedenle davacının davalıya karşı sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebin reddine, karşı davada ise karşı davacının ıslah dilekçesinin bozma ilamından sonra ibraz edilmiş olması ve menfi tespit davasına konu bononun dava ve karşı dava tarihi itibariyle değerinin, karşı davacının 1.000,00-TL tazminat talebinin üzerinde olduğu, karşı davaya konu tazminat talebinin asıl davaya konu bono ile fazlası ile karşılandığı gerekçesiyle karşı davanın ıslah dilekçesindeki miktar üzerinden reddine karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine...
ücretlerinden oluşan maddi zararı ile menfi tespit davasının kabul edilmesi nedeniyle de borçlu olmadığı halde hakkında icra takibi yapılmasından dolayı uğramış olduğu manevi zararının tazminini talep etmiştir....
Davacının temyizi tazminat isteminin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. İİK.’nun 72/5. maddesi hükmü uyarınca borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa takip yapan alacaklı tazminat ile sorumlu tutulur. Somut olayda yanlar arasındaki protokol uyarınca satış bedeli olarak verilen çek ve senetlerin ödendiği ve teminat bonosunun hükümsüz hale geldiği kararlaştırılmış olmasına rağmen davalının elindeki teminat senedini icra takibine koyması onun haksız ve kötüniyetli olduğunu gösterir. Mahkemece bu yön gözetilmeden davacının tazminat isteminin reddi yerinde görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının yargılaması devam ederken davacı taraf, mahkeme başkan ve üyeleri hakkında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde tazminat davası açtığını bildirmesi üzerine mahkemenin başkan ve üyeleri davadan çekilmişlerdir. Çekilme talebini inceleyen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 11/02/2011 tarihli kararı ile çekilme isteklerini kabul etmiştir. Karar davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz etmesi nedeniyle dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı şirket vekili, davalı ... aleyhine 12/07/2010 tarihinde menfi tespit davası açılmış ve tedbir talebinde bulunmuştur. Mahkemece, 27/07/2010 tarihli ara kararı ile tedbir talebi reddedilmiştir. Yargılama devam ederken davacı şirket temsilcisi tarafından mahkeme başkan ve üye hakimleri hakkında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde tazminat davası açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekili aleyhine icra takibi yapıldığını, bankaya herhangi bir kredi veya kredi kartı borcu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini 5.000 TL manevi tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, husumet itirazında bulunduktan sonra, banka tarafından düzenlenen kredi kartının diğer davalı ... tarafından kulanıldığının tespit edilmesi üzerine icra takibinin sonlandırıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, bu nedenle ticari menfi tespit davasında arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....
Şti yönünden davacının menfi tespit ve istirdat isteminin kabulüne, menfi tespit davasının devamı sırasında ödenen 40.000TL bedel yönünden İİK'nun 72/7. maddesi uyarınca davanın istirdat davasına dönüşeceği gözetilerek 40.000 TL'nin davalı .... Şti. 'den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar.... Ve San. Ltd. Şti. ile davalı ... açısından ise menfi tespit ve istirdat isteminin reddine,davalı ... açısından tazminat talebi ile ilgili olarak çek icra takibine konulmadığından ve icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden koşulları oluşmayan tazminat talebinin İİK'nın 72. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.1.2005 gününde verilen dilekçe ile menfi tesbit ve tazminat isteminde bulunmuş, birleştirilen davada da Hazine tarafından alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; menfi tespit ve tazminat isteminin reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.9.2005 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı (davalı) ... Ltd.Şti. vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 3.4.2007 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı (davalı) vekili gelmedi. Karşı taraftan davalı (davacı) Hazine vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
ara kararımız ile 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı tarafından süresi içerisinde verilen 08.06.2022 tarihli talep açıklama dilekçesi ile 3 nolu ara karar yönünden dava değerinin 30.000 TL olduğu, bunun 20.000 TL'sinin müspet zarar için, 10.000 TL'sinin menfi zarar için olduğunun bildirildiği görülmüştür. 3-Ancak müspet zarar ve menfi zarar adı altında istenebilecek tazminat kalemlerinin birden fazla olması nazara alındığında davacının hangi tazminat kalemlerini talep ettiği, ve istediği 20.000 TL'nin ne kadarının hangi müspet zarar kalemleri için olduğunu, 10.000 TL'nin ne kadarının hangi menfi tazminat kalemleri için olduğunu açıklamadığı, bu şekilde talep sonucunun açık olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafa 08.06.2022 tarihli ara karar ile; " Mahkememizin 07/06/2022 tarihli ara kararı ile, talep sonucundaki 3 nolu talebin açıklanması istenmiş davacı vekili tarafından 08/06/2022 tarihli dilekçe ile menfi zarar için 10.000 TL müspet zarar için 20.000 TL olduğu belirtilmiş ise de...
Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....