Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlunun açmış bulunduğu menfi tespit davasının, daha önce icra mahkemesince alacaklı aleyhine verilen icra inkar tazminatının borçlu tarafından takibe konulmasını engelleyip engellemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun "İtirazın Kesin Olarak Kaldırılması" başlıklı 68.maddesinin son fıkrasında aynen ; "… …İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar." Hükmü yer almaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2011 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin kaldırılması ve menfi tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haciz şerhinin kaldırılması ve menfi tespit istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, menfi tespit istemine ilişkin talebin vazgeçme nedeni ile reddine, haciz şerhinin kaldırılmasına dair talebin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, arsa maliki kooperatif ile dava dışı yüklenici ... Ltd....
Bu durumda, mahkemece; dava konusu edildiği halde harcı yatırılmayan menfi tespit istemine ilişkin olarak, menfi tespit talebinde bulunan davacılar arasında da zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gözetilerek, tüm davacılar için harcı tamamlamak üzere davacılar vekiline harçlar kanunu'nun 30. maddesi uyarınca süre verilerek, eksik harcın tamamlatılması, harç tamamlanmadığında harcı yatırılmayan davacılar ile ilgili dava dosyasının tefriki ile işlemden kaldırılması, yenilenmemesi halinde bu talebe yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, harcın ikmal edilmesi halinde; her bir davacı için oluşacak uygun sonuç dairesinde menfi tespit istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan menfi tespit istemi hakkında yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre bonoların yetkililerin imzalarını taşıdığı, teminat olarak verildiğinin kanıtlanamadığı, teklif edilen yeminin davacı tarafça eda edildiği, ihdas nedeninin talil edilmediği, depo emrine konu meblağın depo edildiği, itirazlı iflas davasına karşı borçlunun menfi tespit davası açmada hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle iflas isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takibe davalı borçlu tarafından itiraz edilmiş, borçlu takip konusu alacakla ilgili menfi tespit davası açmıştır. İtirazın iflas davasında borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden ayrıca menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece iflas davası yönünden menfi tespit davasını bekletici mesele yapmaması isabetlidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarına menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması davalarını açmaları için süre verilmesi, yerel mahkemece görülen itirazın kaldırılması davası ile menfi tespit davasında aynı vakıaların tartışılacak olması sebebiyle, menfi tespit davası sonucunda taraflar arasında alacaklı-borçlu ilişkisi bulunmadığının belirlenecek olması bakımından müvekkilin hukuki yararının gözetilmediğini, menfi tespit davası açılması için taraflarına süre verilmemek suretiyle yerel mahkemece hatalı hüküm kurulduğunu, yerel mahkemece karar verilmesi aşamasında, var olduğu iddia edilen borç ilişkisinde avantajlı durumda olan alacaklının taleplerinin dikkate alınmasının kanaatlerince bozma kararı verilmesini gerektirdiğini, diğer yandan, taraflarına menfi tespit davası açılması için süre verilmesinin yanında ipoteğin kaldırılması dava ikame etmeleri için de süre verilmesi talebinde bulunulmuş olup, işbu taleplerinin de gerekçeden yoksun bir...
HMK.395.maddesi uyarınca, mahkemece verilen tedbirin teminat karşılığı değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün ise de; somut olayda davacının takibe dayanak çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığı hukuki sebebine dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunduğu ve bu konudaki tahkikatın devam ettiği hususu gözetildiğinde, icra dosyasına yatmış olan paranın değer kaybetmesinin önüne geçilmesi için tarafların icra dairesinden paranın nemalandırılmasını isteme olanağı olduğu da dikkate alınarak, mahkemece tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine dair kararı yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....
HMK.395.maddesi uyarınca, mahkemece verilen tedbirin teminat karşılığı değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün ise de; somut olayda davacının takibe dayanak çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığı hukuki sebebine dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunduğu ve bu konudaki tahkikatın devam ettiği hususu gözetildiğinde, icra dosyasına yatmış olan paranın değer kaybetmesinin önüne geçilmesi için tarafların icra dairesinden paranın nemalandırılmasını isteme olanağı olduğu da dikkate alınarak, mahkemece tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine dair kararı yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
MAHKEMESİNCE : Taraflar arasındaki sözleşme gereğince tesis edilen ipoteğin fekki ve intifa hakkı şerhinin kaldırılması taleplerinin takipsiz bırakılması ve sonuçta açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması hususu da dikkate alındığında ilama dayalı olarak tahsil edilen 66.879,61 TL tutardan dolayı aradaki sözleşme hükümleri nedeniyle borçlu olmadığı yönünde davacı tarafından menfi tespit davası açılmasında hukuki bir yarar bulunmamaktadır. Bu itibarla, hukuki dayanaktan yoksun bulunan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; menfi tespit davasına ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini, davacının haczin kaldırılması talebi İİK 72. md aykırı olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''... Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2015/3639 sayılı dosyasında takibe konu Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi menfi tespit davasında 25.02.2019 tarihinde verilen kararın istinaf incelemesinde kaldırılarak yeniden hüküm kurulduğu, kararın ise henüz kesinleşmediği, davacının talebine göre icra dosyasındaki haczin kaldırılması için İİK madde 72/5 uyarınca takibin kesinleşmesi gerekli olduğundan koşulları oluşmayan talebin reddine dair müdürlük işlemi usul ve yasaya uygun olduğundan'' gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....