İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından ödeme emrinin iptali talebine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (10.) Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay (10.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İtirazla ilgili hukuki yollara başvurulmuş(itirazın iptali, itirazın kaldırılması) veya anılan taraflar arasında alacak veya menfi tespit davası açılmış ise bu dosyaların tespit edilerek onaylı fotokopilerinin dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması ve menfi tespit istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, menfi tespit, haczin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilâmına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) babından borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, belirgin şekilde Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (10.)Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı dava dosyasının Yargıtay (10.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.11.2006 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit, ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yerel mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 10.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece her ne kadar "davacı tarafın isteğinin olmadığı" gerekçesi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, yerleşik yargı uygulamalarında kabul edildiği üzere menfi tespit davalarında tedbiren icra takibinin durdurulması isteğinin "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince, takibin bir aşaması olarak icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi isteğini de kapsadığı anlaşılmakla, mahkemenin tedbirin kaldırılması yönündeki kararında yanılgılı değerlendirme yapıldığı kanaatine varılmıştır. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda; davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin "ihtiyati tedbirin kaldırılması" yönündeki ara kararının kaldırılmasına ve dairemizce HMK'nın 353/1-b/2 maddesi gereğince "icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi" yönünde, uygun bir teminat karşılığında, yeniden hüküm tesisi yönünde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir....
Mahkemece her ne kadar "davacı tarafın isteğinin olmadığı" gerekçesi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, yerleşik yargı uygulamalarında kabul edildiği üzere menfi tespit davalarında tedbiren icra takibinin durdurulması isteğinin "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince, takibin bir aşaması olarak icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi isteğini de kapsadığı anlaşılmakla, mahkemenin tedbirin kaldırılması yönündeki kararında yanılgılı değerlendirme yapıldığı kanaatine varılmıştır. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda; davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin "ihtiyati tedbirin kaldırılması" yönündeki ara kararının kaldırılmasına ve dairemizce HMK'nın 353/1- b/2 maddesi gereğince "icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi" yönünde, uygun bir teminat karşılığında, yeniden hüküm tesisi yönünde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir kararının devamına karar verilmiş fakat hacizlerin kaldırılmamış olduğunu, takipten önce açılmış bir menfi tespit davası ve tedbir kararı olduğunu, bu nedenle hacizlerin de kaldırılmasının elzem olduğunu, hacizler nedeniyle şirketin iş yapamaz hale geldiğini, bu nedenlerle hacizlerin kaldırılması nedeniyle istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir talebine itirazın kısmen reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 16/06/2022 tarih 2022/1582 Esas 2022/5882 Karar sayılı ilamında "....Harçlar konusunda genel düzenleme içeren, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun gerekçesinde harcın tanımı “fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir” biçiminde yapılmıştır....
Ancak, icra dosyası kapsamında, borçlunun aracı üzerine konulan haczin kaldırılması, satışın durdurulması sonucunu doğuracak bir ihtiyati tedbir talebi olup, bu husus icra takibinin durdurulması anlamına gelmektedir. İcra Müdürlüğü tarafından konulan hacizlerin kaldırılması, ancak takip konusu alacağın tamamının icra dosyasına yatırılmış olması halinde, borçlunun icra müdürlüğünden talepte bulunması üzerine mümkün olup, bu halde de hacizleri kaldırma işlemi İcra Müdürlüğünce yerine getirilir. Menfi tespit davasına bakan mahkemenin hacizlerin kaldırılması yönünde karar verme yetkisi bulunmadığından, ilk derece mahkemesince verilen ara karar usul ve yasaya uygun olup, davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilmek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....