"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.05.2012 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 03.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Mahkemece, ipoteğin kaldırılması konusunda icra hukuk mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....
talep ve dava edilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun "İtirazın Kesin Olarak Kaldırılması" başlıklı 68.maddesinin son fıkrasında aynen ; "...İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aym nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/son maddesi uyarınca “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” Görüldüğü üzere, menfi tespit ve istirdat davalarında seçimlik yetki söz konusu olup dava, icra takibini yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda davacı, davalı banka tarafından aleyhinde başlatılan icra takibinde ipotek bedelini aşan kısım için borçlu olmadığının tespiti ile ödediği fazla kısmın istirdadını talep etmiş, bunun yanında adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinde de bulunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacıları vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.04.2007 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması, menfi tespit ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması, menfi tespit ve tazminat istemleri ile açılmıştır. Davalı banka, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 176 ada 14 ve 141 ada 2 parseldeki davalı hissesindeki mevcut ipotek şerhlerinin terkinine, davacının 1996/46 esasta kayıtlı dava sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı banka temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, araç satışı karşılığında verilen senetlerin ödenmiş olmaları nedeniyle bedelsiz kaldıkları iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir....
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez....
Bodrum Kat) Muş İli sınırları içinde bulunduğu, ipoteğin kaldırılması ve menfi tespit istemli bu davada kesin yetki kuralı bulunduğundan ve yetkili mahkemenin Muş Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Borçlular vekili cevap dilekçesinde özetle; menfi tespite ilişkin ilamların kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olmadığını, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/679 E. sayılı menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararının teminatı olarak 5.600.000,00 TL'nin mahkeme veznesine 18/06/2012 tarihinde nakit olarak yatırıldığını, bunun dışında İstanbul 13....
Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir” düzenlemesi mevcuttur. Bu duruma göre İİK'nun 89/3. maddesine göre yapılan bildirimin şikayetçi üçüncü kişiye tebliğ edilip süresi içinde menfi tespit davası açılmaz ise haciz ihbarnamesi ile bildirilen borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılacağından, üçüncü kişinin malların haczi mümkün hale gelir. Şikayetçinin, İİK'nun 89/3'e göre kendisine gönderilen bildirime ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle anılan maddede öngörülen menfi tespit davası açma süresinin işlemeye başlamadığından borcun zimmetinde sayılmadığını, menkul mallarına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiğine göre, mahkemece İİK'nun 89/3. maddesine göre şikayetçiye gönderilen tebligatın usulüne uygun olup olmadığı incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....