Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki; 2012 yılına ilişkin vefat tazminatı tutarının, hayat sigortacısı ile acentesi olan banka/ sigorta ettiren arasında düzenlenen HG/86 sayılı Tarımsal Kredi Müşterileri Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi'nin 1. maddesindeki düzenlemeye göre belirlenmesi yerine, sigortalı murisin ölüm tarihi olan 16/05/2012'deki bakiye kredi borcu olarak belirlendiği bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır. HG/86 sayılı Tarımsal Kredi Müşterileri Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi'nin 1. maddesinde "sigortanın konusu ve kapsamı" düzenlenmiş olup, anılan maddede ".... tarımsal kredi kullanan her gerçek kişi, kullandırılan kredi tutarının 1,15 katı üzerinden sigorta kapsamına alınacaktır..." düzenlemesi yapılmıştır....

    Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1493/7 (6762 sayılı TTK 1329) maddesinde "üçüncü bir şahsın lehine yapılan hayat sigorta mukavelesinden doğan hak ve menfaatleri sigortacıdan talep ve tahsil salahiyetinin doğrudan doğruya o kimseye ait olduğu" öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, davaya konu hayat sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş., sigortalı muris ... sigortacı ... olup sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş. olarak gösterilmiştir. Sigorta ettiren olarak sigorta şirketinden tazminat talep etmek hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigortalı ancak sigorta ettiren ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o surette sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Somut olayda, yargılama aşamasında sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş.'...

      Somut olayda davacı, 04/04/2013 tarihinde açtığı davada, davalı şirket ile arasında 25/11/2011 tarihinde hayat sigortası poliçesi imzalandığını, kazaen maluliyet şartlarının gerçekleştiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup kredi sözleşmesi değildir. Buna göre, davacı banka kredisi sebebiyle yapılan hayat sigorta poliçesi kapsamında, TTK'da düzenlenen sigorta hukuku hükümlerine göre dava açarak tazminat talebinde bulunmuş olup uyuşmazlığa 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir..." şeklinde karar verilmiş olup, dosya mahkememizin 2020/321 Esas sayılı sırasına kaydedilmekle, yargılamaya devam olunmuştur. Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı ... ile davalı ......

        Bankası Anonim Şirketi arasında kredi sözleşmeleri imzalandığını, müvekkilinin işbu kredilerin hayat sigortası kapsamında sigortalanmasını davalı bankadan talep ettiğini ve diğer davalı sigorta şirketiyle poliçeler akdedildiğini, sigorta şirketinin sunduğu ticari kredilere yönelik hayat sigortası teklif formunda; sigortalanan tarafından aksi beyan edilmedikçe sigorta süresi sonunda poliçe sağlık beyanına gerek kalmaksızın 5 yıl süreyle, 69 yaşına kadar ticari hayat sigortasının otomatik olarak yenileneceği vaadinin yer aldığını ancak gerek davalı banka gerekse de davalı sigorta şirketi kredi süresi içerisinde sigorta poliçesini yenileme sorumluluğunu yerine getirmediğini, vaat ettikleri yenileme hususunda asgari özen yükümlülüğü yerine getirmekten imtina eden davalı sigorta kurumu şüphesiz ki poliçenin yenilenmemesinden ve yenilenmemenin beraberinden getirdiği zararlardan sorumlu olduğunu, murisin davalı ......

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/555 Esas KARAR NO:2023/619 DAVA:Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:21/12/2016 KARAR TARİHİ:06/09/2023 Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi. D A V A / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi ... 'ün ......

            Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın istirdadına ilişkindir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un Geçici 73. maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir." ifadesi ile, tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı Yasanın 3/l. maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Eldeki davada; davacı ...' ın kocası ve diğer davacıların babası ......

              Arasında 03/08/2012 başlangıç, 03/08/2022 bitiş tarihli 5135060 nolu Uzun Süreli Kredi Grup Hayat Sigortası Poliçesiyle teminat altına alındığı, Finansbank Tire Şubesinin daini mürtehin sıfatının bulunduğu, muris Yusuf Arslan'ın 16/12/2013 tarihinde vefat ettiği, davalı sigorta şirketi tarafından hesap bakiyesinin yetersiz olması ve tahsil edilememesi nedeniyle sigorta poliçesinin iptal edildiği, sigorta poliçesinin bağlı olduğu vefat ettiği, sigorta primlerinin tahsil edilememesi üzerine davalı sigorta şirketi tarafından bildirimlerin murise SMS yoluyla yapıldığı, noter ihtarnamesi ya da iadeli taahhütlü mektupla yapılan bir bildirimin bulunmadığı, davalı sigorta tarafından sigorta priminin ödenmemesi ve tahsilat yapılamaması nedeniyle sigorta poliçesinin iptal edildiği, vefat ettiği tarihte Yusuf Arslan'a ait mevduat hesabındaki bakiyenin 22,06- TL olduğu ve bu bakiyenin sigorta priminin ödenmesinde yetersiz olduğu, murise ait Finansbank'tan aldığı kredi kartında da sigorta priminin ödenmesi...

              Davacıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde; tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketidir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya diyabet hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir....

              HD'nin 2015/7989 E. 2016/14767 K. 09/06/2016 tarih, 2015/16813 E. 2016/12955 K. 20/05/20156 tarih, 2015/37135 E. 2016/9807 K. 07/04/2016 tarih ve benzeri istikrar kazanmış içtihatlarında; tüketici kredisine bağlı olarak hayat sigortasının yapılması, kredi sözleşmesinde sigorta poliçesinin üzerinde Banka'nın adının dain ve mürtehin olarak gösterileceğinin yazılı olması ve sigorta teminat süresi içinde kredi borçlusunun ölmüş olması halinde, sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı hukuki yollar banka tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılamayacağı, aksi durumda vaktinden evvel açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği öngörülmüştür....

              Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İnceleme 6100 sayılı HMK 'nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde hak sahiplerinin yükümlülüklerini düzenleyen Hayat Sigortaları Genel Şatlarının A.6 maddesinde "Hak sahipleri, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren durumu 5 gün içinde sigortacıya bildirmek zorundadırlar." denilmektedir. TTK'nun 1427/2 maddesinde "Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitirince ve her halde 1446' ncı maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muacel olur. Can sigortaları için süre 15 gündür..." Denilmektedir....

              UYAP Entegrasyonu