Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; menfi tespit davasının reddine yönelik kararın kesinleşmediğini, dosyanın Yargıtay'da olduğunu, menfi tespit konulu ilamın İİK 72/4 maddesi gereğince kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olmadığını, ayrıca menfi tespit dava dosyası kapsamında mahkeme veznesine yatan nakit teminat yanında icra dosyasında hacizli taşınmaların alacağı fazlası ile karşıladığını söyleyerek talebin reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2012/8478 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; takibin, Yaşar Öztürk İnşaat Tur. San. ve Tic. A.Ş. tarafından, borçlular Yüksel Day. Tük. Mal. San. Tic .Ltd.Şti., T3 ve T4 aleyhlerine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olduğu anlaşılmıştır....

İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemelerine haizdir. Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada Kayseri 1. Aile ve 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, tarafların boşandıkları, yoksulluk ve iştirak nafakası için 4.200.00.- YTL: değer gösterilerek 29.01.2007 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açıldığı, davacının menfi tespit talebinde bulunduğu, uyuşmazlığın aile hukukunu ilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Somut oluyda; iştirak ve yoksulluk nafakası nedeniyle menfi tespit talebinde bulunulduğuna göre, aile hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu anlaşılmakla, 4787 Sayılı Yasa uyarınca görevli mahkeme, Kayseri 1. Aile Mahkemesidir....

    İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11-948 E., 2020/933 K.; 18.12.2018 tarihli ve 2017/3-1526 E., 2018/1948 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, halbuki menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığını, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince 6102 sayılı Kanunun 5/a maddesinde getirilen zorunlu arabuluculuk dava şartının davada uygulanacağı gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/808 KARAR NO : 2022/617 DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım) DAVA TARİHİ : 11/11/2020 KARAR TARİHİ : 01/06/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 06/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı tarafından müvekkili aleyhine Adalar İcra Dairesinin .......

          Dava, takip borçlusunun borçlusu sıfatıyla kendi alacaklısı olduğundan bahisle takip borçlusuna karşı açılan menfi tespit davasıdır. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık takip borçlusuna karşı açılan menfi tespit davasından takip alacaklısının hukukunu etkileyecek şekilde tedbir kararı verilip verilemeyeceğine ilişkindir. Davacı tarafından takip borçlusuna karşı İİK.’nun 72. Veya 89/5 maddesi kapsa- mında menfi tespit veya istirdat davası açılması mümkün ise de açılan bu dava üzerine takip alacaklısının hukukunu ilgilendirecek şekilde tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. Bu sebeple gerekçesi itibarıyla hatalı olmakla birlikte sonuç itibarıyla doğru olduğundan, dava- cının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            Mahkeme kararının gerekçesinde, İİK’nın 89. maddesinin maaş ve ücret hacizlerinde menfi tespit davası açmak için uygulanamayacağı, icra takibinden sonraki menfi tespit davasının takip borçlusu tarafından takip alacaklısına karşı açılacağı, davacının takip borçlusu olmadığı, davacının talebi olan haciz ihbarnamelerinin iptalinin icra hakimliğinde şikayet yolu ile öne sürülmesi gerektiği, takibin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmadığı, aktif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Dosya kapsamından, dava dışı üçüncü kişi olan borçlu ... ... aleyhine ......

              Eldeki dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkin olmakla, menfi tespit davaları ve kötüniyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan takibe itiraz edebilir. İtiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer halde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....

                Dava kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olup, somut olayda davacının İstanbul 3. İcra Dairesi'nin 2022/27372 esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve bu icra takibinin iptalini talep ettiği, incelenen icra dosyası içeriğine göre, davacının icra dosyasına 28.10.2022 tarihinde ödeme yaptığı ve dosyanın infazen kapatıldığı, eldeki davanın ise yapılan ödemeden sonra 31.10.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındandır. Borçlu borcunu ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira borçlu, ancak ödediği paranın iadesi amacıyla dava açabilecektir. Davacı vekilinin iddia ettiği gibi eldeki davanın İİK'nun 72.maddesi hükümleri gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşebilmesi için, yapılan ödemenin menfi tespit davası devam ederken gerçekleşmesi gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu