Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, bu nedenle ticari menfi tespit davasında arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2020 NUMARASI : 2020/572 ESAS - 2020/1025 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) KARAR : Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye 1....

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 09/04/2021 YAZIM TARİHİ : 15/04/2021 Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye .... Ticaret Mahkemesi'nin .../... Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 11/12/2020 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların murisi ...'...

    Dava, İİK 72. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık, ticari nitelikte bulunan menfi tespit davalarında, 6102 sayılı TTK‘nun 5/A maddesi gereğince, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 19/12/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7155 sayılı Yasa'nın 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir....

    KARŞI OY YAZISI Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş farkı, itirazın kaldırılmasına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verildikten sonra açılan menfi tespit davası sonucunda da borçlu davalı aleyhine ikinci defa tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. İİK.nın 68/son maddesinde "İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar." hükmüne, İİK.nın 72/4.maddesinde "Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....

      AŞ'nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmaz ve işyerlerini diğer davalılara devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline talep etmiştir. Davalı ... İnşaat İnş. Nak. Tic. ve San. A.Ş vekili, müvekkilinin davacı ...’e borçlu olmadığının tespiti istemi ile menfi tesbit davası açmış, mahkemece davalar arasında irtibat bulunduğundan bahisle birleştirme kararı verilmiştir. Mahkemece, toplanan delil, belge ve alınan bilirkişi raporlarına göre davalı ... İnşaat İnş. Nak. Tic. ve San. AŞ'nin davacı ...’e borçlu olmadığının anlaşıldığından bahisle asıl dava olan tasarrufun iptali davasının reddine birleşen menfi tesbit davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile ayrı bir dava olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı dilekçesi istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın mahiyeti gereğince arabuluculuk müessesine başvurma zorunluluğu olmadığını, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunluluğu olmadığı ve arabuluculuğa gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığının Yargıtay'ın emsal kararlarında belirtildiğini, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığını, yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

          Mahkemece yapılan yargılama , toplanan deliller doğrultusunda, huzurdaki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, bu davalarda borçlunun mutlaka korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının gerektiğini, icra dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği durumlarda borçlunun dava açmakta hukuki yararının olduğu, huzurdaki davada ödeme emrine itiraz süresi geçmeden menfi tespit davası açan davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı, davacının 5 günlük itiraz süresi içinde İcra Hukuk Mahkemesine itiraz hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı veklince temyiz edilmiştir....

            İİK'nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında kural olarak herhangi bir süre öngörülmemiştir.Aynı hükümde istirdat davası için ödeme tarihinden itibaren (1) yıl içinde istirdat davası açılabileceği belirtilmişse de mahkemece davacının talebi gözetilmeden ve anılan hükümdeki ödemeden itibaren dava açma süresinin başlayacağı hususları dikkate alınmadan karar verilmiştir. Öte yandan menfi tespit davası devam ederken takip konusu borcun icra tehdidi altında ödenmesi halinde menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür. Bu durumda mahkemece davacının menfi tespit talebi yönünden işin esasına girilerek İİK'nun 72. maddesindeki menfi tespit ve istirdat davası ile ilgili hükümler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ayrıca TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 10/02/2020 tarih, 2019/3048 esas, 2020/1093 karar sayılı emsal ilamında "...menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile davalının da alacaklı olup olmadığının tespiti yapılacaktır. Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup, 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile TTK'nun 5.maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartı ..." olarak belirtilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu