Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda Arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını Arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır... denilerek ticari dava niteliğindeki menfi tesbit davalarında arabulucuya başvurunun zorunlu olmadığı yolunda hüküm verilmiş olup; anılan ilam 2797 Sayılı Kanunun 45. maddesi gereği mahkemeleri bağlayıcı niteliktedir. O halde ilk derece mahkemesince davacıların menfi tespite ilişkin taleplerinin T.T.K. 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı dikkate alındığında bahsi geçen menfi tespit davasının açılması için zorunlu olmayan ve anlaşamama şeklinde tutulan arabuluculuk tutanağının iptalinin talep edilmesinde davacının hukuki yararı bulunmamaktadır....

    Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir.Somut olayda dava, ------sayılı icra takibi dosyasıyla aleyhine başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, aynı icra takibi nedeniyle davalı tarafından davacı aleyhine ------------ itirazın iptali davası açılmış ve bu dava devam ederken iş bu dava açılmıştır. Davacının menfi tespite ilişkin bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Taraflar arasındaki dava menfi tespit davası olup, uyuşmazlık TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari dava olup, TTK' nın 5/A maddesi gereğince ve yukarıda belirtilen gerekçelerle dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır...." şeklindedir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, menfi tespit istemine ilişkindir. TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir....

        Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur." şeklinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre davacı tarafın bonolara dayalı olarak başlatılmış dava konusu icra takiplerinden dolayı, icra takibinden sonra açtığı işbu menfi tespit davası yönünden istediği icra takiplerinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin, İ.İ.K 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyecek olması nedeniyle, henüz icra takibine konu edilmemiş bonolar yönünden açtığı menfi tespit talebi/davası yönünden istediği ihtiyati tedbirin de İ.İ.K 72. maddesi gereğince kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre bulunmaması nedeniyle ayrı ayrı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de...

          Bilindiği üzere dava şartları resen dikkate alınabilecek şartlardan olup dava şartının bulunmaması halinde dava dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir. 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile değişik T.T.K. 5/A maddesine göre dava konusu bir para alacağı olduğunda, arabuluculuğa başvuru dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu dava şartı giderilebilir bir şart değildir. Dava açılmadan evvel yerine getirilmesi gerekir. Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder....

            Mahkemece davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibinin itiraz ile durması üzerine, itirazın iptali davası açılmadan önce borçlunun menfi tespit istemekte hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davalı alacaklı kira alacağının tahsili için davacı hakkında icra takibi başlatmış, davacı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine de icra takibi durmuştur. İtirazın iptaline yönelik herhangi bir dava açılmamış iken davacı borçlu tarafından menfi tespit istemi ile 09/03/2011 tarihinde işbu dava açılmış, davalı alacaklı ise 25/08/2011 tarihinde itirazın kaldırılması ve tahliye istemi ile ayrı bir dava açmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmü gereğince borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

              İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, bu nedenle ticari menfi tespit davasında arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

                Hukuk Dairesi’nin 2019/851 esas ve 2019/1045 karar sayılı kararında, menfi tespit ve istirdat davasında dava türüne göre değil, uyuşmazlık türüne göre esas alınan değerlendirme sonucunda eldeki davanın TTK'nın 5/A maddesi gereğince dava şartı arabuluculuğa tabi olduğu sonucuna varıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/531 esas ve 2019/541 karar sayılı kararında, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davasında davanın kambiyo senedine dayalı açılan menfi tespit davası olduğu, Ticaret Kanunu'nda düzenlendiği, bu tür davaların ticari dava niteliğinde olduğu, bu tip davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edildiği, ilk derece mahkemesinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, B) Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafakanın Kaldırılması-Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; menfi tespit davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesinin yanı sıra iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılması ve menfi tespit talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacı erkeğin menfi tespit talebi velayetin değiştirilmesi talebinin eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz....

                    Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: Icra ve Iflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve Istirdat Davası, Ankara 2003,s. 87- 88, 119).İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu