Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18/12/2018 tarihli 2017/3-1526 E. 2018/1948 K. Sayılı kararı) Öte yandan, istirdat davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerekir....

    Yargılama neticesinde, Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/94 Esas, 2016/525 Karar sayılı dosyasından verilen 22/12/2016 tarihli menfi tespit, madi ve manevi tazminat davalarının reddine sonucu ile karara çıkan dava dosyasında davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 4.Hukuk Dairesinden verilen 20.04.2017 tarih 2017/538 E. 2017/481 K.sayılı ilamı ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davacının davasının görevsizlik nedeniyle reddine, dosyasının Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, aile mahkemesinde yargılamaya devam edilmiştir. 15.11.2018 tarihli duruşmada davacı vekili 'bilirkişi raporu gibi davamızın kabulüne karar verilsin. dosyada her ne kadar maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş isek de buna ilişkin harç yatırmadık. bu dosyada maddi ve manevi tazminat talebimiz yoktur. gerekirse ayrıca dava açacağız' şeklinde beyanda bulunmuştur....

    mal teslim alamayan müvekkili şirketin ekonominin sıkıntılı olduğu bu dönemde ağır mağduriyetinin ortada olduğunu, davalı taraftan malların teslimi veya çeklerin iadesinin müvekkili tarafından talep edilmiş ancak çeklerin iadesini sağlayamayan davalı tarafın mal tesliminde de bulunmayacağını bildirdiğini, bu nedenlerle, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya ilgili çek sebebi ile borçlu olmadığının tespitine, keşidecisi müvekkili şirket olan ...Değirmendere Şubesi’ne ait, ... nolu, 60.000,00 TL bedelli 31/01/2019 vadeli çek ve ... nolu 60.000,00 TL bedelli 28/02/2019 vadeli çekin iptaline, istirdat hakkı ve tazminat hakkının saklı tutulmasına ve davanın istirdat davasına dönüşmesi halinde faize hükmedilmesine, ödenen çeklere ilişkin olarak istirdat ve vadesi gelmeyen diğer çekler için Menfi Tespit ve Çek İptali davası açma ve buna ilişkin tüm hakların saklı tutulmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yüzde kırk kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile tüm yargılama...

      Bütün bu açıklamalar ışığında istirdat davasının kabulü ile 3.401,61 TL'nin ödeme tarihi olan 04/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın kabulü ile 3.401,61 TL'nin 04/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat davası yönünden davanın reddine, manevi tazminat davası yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

      Öte yandan dava dilekçesinde yalnızca ek tahakkuk faturası ile borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olup, davalı tarafından yapılan kaçak tahakkukuna ilişkin menfi tespit talebi bulunmamaktadır. Her ne kadar 06.09.2005 tarihli ıslah dilekçesinde faizi ile birlikte ödenen toplam 332.981.935 TL' lik kaçak tahakkuku yönünden de istirdat isteminde bulunmuş ise de, menfi tespit davasında kaçak tahakkuku konu edilmediğinden ve istirdat talebi menfi tespit davasına konu olan, ancak tedbir alınmadığı için ödenmek zorunda kalınan alacakla ilgili istenebileceğinden, mahkemece bu yön gözetilmeden kaçak elektrik bedeli yönünden de istirdata da karar verilmesi HUMK ' nun 74. maddesine aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ESAS SAYILI DOSYASI ASIL DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) BİRLEŞEN DAVA : İstirdat(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/02/2022 KARAR TARİHİ : 04/07/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit ve İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından takibe konu olan borcun kaynağını teşkil eden senedin müvekkili ile alacaklı arasında imzalanan ... nolu, ... tarihli eser sözleşmesine karşılık teminat olarak verildiğini, davalının eser verilmemesine rağmen kötüniyetle teminat senedini takibe koyduğunu, müvekkilinin işbu senede istinaden icra takibi yapıldıktan sonra danıştığı kişilerden senet olduğu için ödemesi gerektiği yönünde cevap aldığını, bu sebeple hiçbir zaman verilmeyen bir eser ile müvekkilinin borçlandırıldığını ve yıllardır maaşından kesinti yapıldığını, müvekkilinin sözleşmede belirlenen 80m x 80m alanın...

          ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Mahkemece, reddedilen manevi tazminat talebi için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde ise de, kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davanın tarafı olmayan vekil lehine vekalet ücreti takdir edilmesi ayrıca istirdat davası ve maddi tazminat alacaklarının reddedilen kısmı yönünden davalılar ... ve ... lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK. nun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, abonelik sözleşmesi nedeniyle istirdat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, İstanbul 23. İcra Müdürlüğü'nün 2016/29457 Esas, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2020/7800 Esas sayılı dosayları ile takip konusu yapılan faturalar nedeniyle elektrik abone sözleşmesinin kendisi tarafından imzalanmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığı halde ödediği 27.670,95 TL'nin 13/03/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdatı ile 7.500 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir....

            Hukuk Dairesinin 2018/805 esas ve 2019/1963 karar ve 25.03.2019 tarihli düzeltilerek onama kararında, "Sonuç olarak davacı tarafından açılan menfi tespit davası ödemeyle birlikte istirdat davasına dönüşmüştür." cümlesinin bu yönde bir delil olmadığından ve husus dava konusu olmadığından gerekçeden çıkarılarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmez ve borç icra dosyasına ödenirse menfi tespit davası İİK'nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Somut olayda davacı, çeklerin ibrazı üzerine dava dışı ciranta hamile ödemede bulunmuştur. Dolayısıyla davacının aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle icra dosyasına ödediği bir bedel olmadığından menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmeyecektir....

              Davalı vekili; beşeri hatadan kaynaklanan bir sebep nedeniyle icra takibi yapıldığını, davacı tarafından menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davasında banka kayıtlarında yapılan incelemede bu durumun fark edildiğini ve durumun mahkemeye bildirildiğini, aynı zamanda davacınınkapsamında negatif kayıtlarında yer alan kayıtların silindiğini ve icra takibinden vazgeçildiğini, ancak davacının işbu dosyadaki taleplerinin kabul edilemeyeceğini, iddialarının ispata muhtaç olduğunu, bu konuda herhangi bir delil sunulmadığını, davacı ile eşi arasında boşanma davası olmadığı gibi, davacının eşinden şiddet gördüğüne ilişkin bir cezai soruşturmanın da bulunmadığını, bu iddiaların tamamen soyut söylemler olduğunu, menfi tespit davası ikame edildikten sonra kendisine herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu