"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı manevi tazminat davasının reddine, istirdat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafın müvekkili aleyhine çeke dayalı olarak icra takibi başlattığını, sözkonusu çekin keşide tarihinde tahrifat bulunduğunu ve davalının bu çeki haksız olarak ele geçirdiğini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında icra dosyası borcunun tamamını ödemek zorunda kaldığını ve manevi yönden zarara uğradığını belirterek, müvekkilinin ödediği 5.560-TL'nin davalıdan istirdatına ve 5.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Menfi tespit davası borcun ödenilmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenilmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdât davası olup, bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeble kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....
tazminat davalarında davacının sorumluluğuna karar verilip verilmeyeceğinin ve verilecekse ne miktar ile sorumlu olduğuna karar verileceğinin belli olmadığı, dava konusu bonoların da bu zarar ve ziyanlar dolayısıyla davacıdan teminat olarak alındığı, yine dava konusu bonolardan 04.09.2011 tanzim tarihli, 144.500,00 TL bedelli bonodan dolayı dava tarihi olan 25.08.2014 tarihinden önce takip başlatıldığı ve icra dosyasının tahsil nedeniyle infazen kapatıldığı, bu nedenle bu bono nedeniyle davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, zira bu bono nedeniyle davacının ancak ve ancak istirdat davası açabileceği, yargılama sırasında dava konusu edilen diğer bonolardan dolayı yapılan bir ödemenin bulunmadığı, bu sebeple davacının dava konusu diğer bonolarla ilgili de menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, dava konusu bonolardan 04.09.2011 tanzim tarihli ve 144.500,00 TL bedelli bononun dışında kalan bonolardan dolayı mevsimsiz dava açıldığı gerekçesiyle...
Sayılı dosyasında müvekkillerinin borçlu olmadığına dair açmış oldukları menfi tespit davası sırasında müvekkilinin mallarına haciz konulmuş olup, baskı altında borcu olmadığı halde kendisine akdedilen borcu haciz baskısı altında ödemek durumunda kaldığını, daha sonra menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürüldüğünü ,görevsizlik kararı sonrası dava dosyasının gönderildiği mahkemece ,yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadan hak düşürücü nedeniyle davanın reddine karar verdiğini ,bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu , mahkemenin usulsüz yapılmış olan tebligatları usulüne uygun bir şekilde yapılmış gibi kabul edip buna istinaden değerlendirme yaparak davanın reddine karar verdiğini , Yine kabul etmemekle birlikte yerel mahkeme değerlendirmesi usul ve yasaya uygun olsa dahi dava menfi tespit davası iken İstanbul 23. asliye hukuk mahkemesi 201/375 e. sayılı dosyasında 25/03/2019 tarihli beyanlarında istirdat davasına çevirdiklerini beyan etmiş olduklarını, bu nedenle...
Bu durumda mevcut dava İİK'nın 72/6. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüş olduğu halde, mahkemece istirdat yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Davacı, daha sonra işbu istirdat davasını açmıştır. Açılan bu dava daha önce sonuçlanmış olan ve İİK'nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sh. 191 vd.). Bu itibarla, İİK'nın 72/7. maddesindeki hak düşürücü bir yıllık süre somut olayda uygulanamaz. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemiz kaldırma kararından sonra yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucu mahkemece; ''...Erbaa İcra Müdürlüğünün 2016/6353 esas sayılı dosyasının 26/01/2022 tarihli dosya hesabı raporunda bakiye borç miktarının 8.275,21 TL, tahsil edilen miktarın ise 38.514,20- TL olduğunun bildirildiği, dosya içinde bulunan davaya konu icra takip dosyası tetkikinden davacı tarafından menfi tespit davası açıldıktan sonra borç tutarına mahsuben ödemeler yapıldığı, davacı vekilinin 26.02.2021 tarihli duruşmadaki beyanında borcun tamamının ödendiği belirtildiği, ancak bahsedildiği üzere bakiye borç miktarının 8.275,21 TL olduğu, menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşeceği, ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmaya devam edeceği, bu halde işbu menfi tespit davasına kısmi tespit davası ve kısmi istirdat davası olarak devam edileceği, menfi tespit davasında kural olarak...
İİK.nun 72/6.maddesi hükmünce, menfi tespit davasının açılmasından sonra yargılama sürecinde borç ödenmiş ise ıslaha dahi gerek olmaksızın davacının talebi üzerine davaya istirdat davası olarak devam olunur. Nitekim yerel mahkeme gerekçesinde de anılan yasa hükmüne değinilmiştir. Ne var ki mahkemece, menfi tespit davasındaki dava değerinin ödenen 6.785,04 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılmış ıslah talebi de bulunmadığından bahisle menfi tespit davasına konu miktardan fazlası için istirdat kararı verilemeyeceği gerekçesi ile sadece menfi tespit davasına konu bedelinin istirdadına hükmedilmiştir. Oysa takibe konu edilen bedeli yanında ödeme tarihine kadar işlemiş faiz de gözetildiğinde yargılama sırasında ödenen toplam bedelin istirdadına karar verilmesi anılan yasa hükmü gereğidir. Mahkemece, istirdat yönünden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Menfi tespit davası doğrudan bir alacak talebine ilişkin değildir. Ancak her tespit davası eda davasının öncüsüdür. Eda davası aynı zamanda içerisinde tespit hükmünü de barındırır. Menfi tespit davaları şartları oluştuğunda istirdat talebini de içermektedir. İİK'nın 72/6 madde ve fıkrası ''Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.'' hükmünü içermektedir. Bu nedenle davaya konu çekin ödenmesi halinde davaya İİK'nın 72/6 madde ve fıkrası uyarınca istirdat davası olarak devam edilmesi gerekecektir. Nitekim Arabuluculuk Daire Başkanlığı'nın ''Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk'' başlıklı Mart 2019 tarihli yayınının 142. sayfasında ''Söz konusu gerekçeler dikkate alındığında, TTK'nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır....
Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. (Yargıtay 6....
Kabul tarihi 28.03.2023 olan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31.maddesi ile de 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup ayni yasanın geçici 1. Maddesi ile "... 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. " hükmü getirilmiştir....