Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; niteliği itibari ile İİK'nın 72- (3) maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Bu kapsamda, İİK'nın 72- (3) maddesinde; "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu belirlemelere göre, eldeki dava icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olup ancak İİK'nın 72- (3) maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun dışında, takibin veya satış işleminin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilemez....

ne herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti talepli menfi tespit davası ikame edildiğini, İstanbul 24....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1420 Esas KARAR NO : 2021/236 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/10/2018 KARAR TARİHİ : 02/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacılar------------- gösterilmek suretiyle İst....

    Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar nazara alındığında; ticari davalarda alacaklıya istirdat talebinde bulunması halinde arabulucuya başvurma zorunluluğu kabul edildiğine göre, menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığın tartışıldığı gözönünde bulundurulduğunda; menfi tespit davasında arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmiş olması gerekir, aksi taktirde; hak arama konusunda eşitlik kuralı ihlal edilmiş olur....

      Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar nazara alındığında; ticari davalarda alacaklıya istirdat talebinde bulunması halinde arabulucuya başvurma zorunluluğu kabul edildiğine göre, menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığın tartışıldığı gözönünde bulundurulduğunda; menfi tespit davasında arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmiş olması gerekir, aksi taktirde; hak arama konusunda eşitlik kuralı ihlal edilmiş olur....

      Şöyle ki; İİK'nun 72/1.maddesi gereği borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığının, gerçekte var olmayan bir borç nedeni ile kendisini tehdit eden veya kendisi aleyhine icra takibi yapan kişiye karşı herhangi bir borcunun olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açabilir. İİK'nun 72/2.maddesine göre; İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İİK'nun 72/5. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış, veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir....

        karşılıksız çıkan çeklerinin mahsubu gerektiğini, taraf defterlerinde davalı lehine kayıt oluşturan çeklerin karşılıksız olması nedeniyle müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmanın ötesinde davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafından açılan menfi tespit davası konulu İstanbul......

          Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. 2004 sayılı İİK'nun 72. Maddesi gereğince, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Davanın takipten önce açılabilmesi için davacının hukuki yararının bulunması gerekir. Menfi tespit davası açılmış olması takibi kendiliğinden durdurmaz. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

            Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacıların aktif dava açma ehliyeti olmadığından davanın reddine dair verilen 14/09/2018 tarih ve 2018/401 Esas 2018/945 sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya BAM'a gönderilmiş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 17/09/2020 tarih, 2019/1867 Esas, 2020/3281 Karar sayılı kaldırma ilamı ile "Davacı üçüncü kişinin taraf olmadığı icra takip dosyası üzerinden gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı İİK 89/1 maddesi ve devamı uyarınca menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, davanın İİK 72.maddesi kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, bu yönü ile davacının delillerinin hiç toplanmamış bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına" karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 89. Maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır. Davaya konu ... 7.İcra Müdürlüğünün ......

              Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/45 Esas, 2013/893 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 07.11.2012 ve iddianame düzenleme tarihinin 11.12.2012 olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK 43. madde kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca sair yönü incelenmeksizin BOZULMASINA, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu