Esas sayılı dosyasındaki icra takibinden sonra açıldığı, icra takibinden önce dava dışı lehtara karşı ayrıca menfi tespit davası açıldığı (Ankara 13.As.Tic.Mah.2022/233E.), dolayısıyla bu dosyanın davalısına karşı açılan menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı konusunda tereddüt bulunmadığı, İİk 72/3 maddesindeki yasal düzenleme karşısında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yasal olanak bulunmadığı, takip konusu çeklerin nama yazılı çek olup olmadığı, bu bağlamda ciro edilmesinin mümkün olup olmadığı, yapılan cironun geçerli bir alacağın temliki olup olmadığı, davalı ile lehtar arasında çeklerin metni dışında alacağın temlikine dair yazılı sözleşme yapılıp yapılmadığı , borçlu davacının kişisel def' ilerini davalı alacaklıya karşı ileri sürüp süremeyeceğine dair iddia ve istinaf sebeplerinin esasla birlikte değerlendirilmesi gereken hususlar olduğu , tüm bu nedenlerle mahkemece İİK 72/3 maddesi gerekçesiyle icra takibinin durdurulmasına...
Dava, İİK 72 md. göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olup, davacı takip öncesi ödendiğini ileri sürdüğü 2.000 TL'nin dikkate alınmadan takip yapıldığını ve bu miktar ile borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir. Bu durumda mahkemece davanın İİK 72. mad. kapsamında incelenerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hukuki tavsifte hata yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi 2014/893 E. , 2014/4403 K."İçtihat Metni"Davacı ... Medikal Sanayi Ticaret Ltd.Şti.vek.Av.... ile davalılar 1-... Teşhis Sistmleri San Tic.A.Ş.vek.Av.... 2-....vek.Av.... aralarındaki menfi tespit davası hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.11.2012 gün ve 2011/25-2012/723 E.K. sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Dava dosyasında davalı ... Tıp San. Ltd Şti'nin Av. ...'a vermiş olduğu vekaletnamesine rastlanılmadığından adı geçen davalı şirketin Av. ...'a vermiş olduğu vekaletname var ise eklenerek yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit Taraflar arasındaki davada İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R: Dava, 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit ilişkindir. İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesince, "... kambiyo senedi olan çeke dayalı uyuşmazlıkların ticari nitelikte davalar olduğu anlaşılmakla Mahkememizde açılan davanın konusunu kambiyo senedi niteliğinde çekin oluşturması sebebiyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, "... 2004 sayılı Kanunun 89....
kaynaklanan menfi tespit davası açıldığını, dava dışı ......
Hukuk Dairesi'nin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir." İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 06/11/2023 tarih 2023/5228 esas 2023/6468 Karar sayılı kararı, aynı yönde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 2020/71 Esas 2020/680 Karar, 22/09/2023 tarih 2023/1770 Esas 2023/1530 Karar sayılı ilamları). Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnameleri nedeniyle borçtan davacının sorumlu olup olmadığının tespitine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'dir....
İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1), Bu istisnai hükümlere göre, menfi tespit konulu ilamın anılan maddeler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Somut olayda takip dayanağı ilamda "Davacı ...'nın Menfi Tespit davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ" ile, davalıya 25.183,00-TL borçlu olmadığının tespitine, Davacı ...'nın Menfi Tespit davasının KABULÜ ile, davalıya 40.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine" karar verilmiş olup, menfi tespit hükmü .//.. içermektedir. Yukarıdaki açıklamalar nazara alındığında menfi tespit ilamının sonucu olan diğer hususlarında kesinleşmeden takibe konulması usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken istemin yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu yol borçlu için daha kısa bir yol olmakla beraber, borçlunun elinde iddiasını ispata yarar yukarıda bahsi geçen kanun maddesinin aradığı belgeler yoksa ya da var olduğu halde borçlu genel hükümler çerçevesinde kesin hüküm niteliği doğuracak mahiyette karar verilmesini istiyorsa İİK 72. maddesine dayalı olarak borçlu bulunmadığının tespiti için genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir. O halde davacının asıl isteminin İ.İ.K.'nın 72.maddesi uyarınca borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olmasına göre ve davacının menfi tespit istemli dava açma konusunda hukuki yararı bulunduğunun kabulüyle Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi'nce işin esasına girilerek toplanacak deliller nazarında davanın esasına yönelik karar ihdası gerekmekteyken yanılgılı gerekçeyle görevli mahkemenin Erzurum İcra Hukuk Mahkemesi olacağına dair verdiği karar isabetli bulunmamıştır....
Diğer taraftan, borçlular vekilinin dilekçesindeki açıklamaları itibariyle de; İİK.'nun 170/a maddesi uyarınca, icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını gerek talep üzerine gerek resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı, borcun bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığına dair, borca itiraz ile İİK.nun 170/a maddesine dayalı şikayetidir. Bu durumda, mahkemece, borçlu vekili tarafından ileri sürülen, iddialar incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile görevsizlik yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Anılan maddeye göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sonrasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre farklılık gösterir. Zira menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak ispat yükünün davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır. İmza inkârına dayalı olarak İİK.'nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını ispat yükü de, alacağını senede dayandıran ve dolayısıyla senetteki (somut olayda bonodaki) imzanın davacı borçluya ait olduğunu ileri süren davalı alacaklı tarafa düşmektedir. (Yargıtay HGK.'...