Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir. Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur. Dava konusu 34, 56, 403, 464, 893, 946, 1580, 1657, 2492, 2658, 2999, 3262, 3325, 4347 ve 4422 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında 13.11.2015 tarihli ......

    Buna göre erken açılmış dava bulunduğu ve hukuksal yararın bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, mahkemece teminat mektubunun paraya çevrilmemesi cihetinde konulan ihtiyati tedbirin haksız olduğundan bahisle İİK m. 72’ye dayalı olarak davalı lehine tazminat hükmü kurulmuş ise de söz konusu tedbirin muhatabı teminat mektubunu veren banka olup gerek banka gerekse de davacı aleyhine bu teminat mektubuna dayalı olarak girişilmiş herhangi bir icra takibi olmadığı gibi tedbirin icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik olmadığı, HMK m.399 koşullarının bulunmadığı gözden kaçırılarak davalı lehine İİK m.72/4 gereğince tazminata hükmedilmeside doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir." şeklindeki ilamıyla dosya bozularak mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır. Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir....

      Dava, İİK. 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.Davacının aleyhindeki takibe süresinde itiraz etmemiş olması takip hukukuna ilişkin bir takım sonuçlar doğurur ise de, icra takibinde talep edilen faiz miktarı ile faiz oranının maddi hukuk kuralları çerçevesinde menfi tespit davasına konu edilmesine engel teşkil etmez.Mahkemece bu yönler üzerinde durulup iddia ve savunma çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava İİK.’nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğuna göre, davacının borçlu olmadığı miktarın tespiti biçiminde karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde menfi tespit davasıyla bağdaşmayacak biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması anılan yasa yükümlerine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçlarının istek halinde iadesine, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı....

          Mahkemece, takipten önce borcun ödendiği davacı tarafından iddia edildiği halde İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası açıldığı, İİK'nun 33/ son hükmü uyarınca davacının borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığını iddia ederek İİK nun 72. maddesine dayalı istirdat davası açabileceği, davacının istirdat talebinin bulunmadığı, ayrıca icra dosyasında davalıya ödenen bir paranın bulunmadığı, bu sebeplerle menfi tespit davasının yasal dayanağının olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 72 maddesi hükmüne dayalı olarak açılan menfi tespit davasında; ispat yükü kural olarak davalıya (alacaklıya) düşer....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2018/660 E., 2022/324 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, İİK' nın 72.maddesine dayalı menfi tespit talebine ilişkin olduğu ve Mahkemece Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki İİK 89/3. maddesine dayalı menfi tespit davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 23/12/2013 gün ve 2013/17957-2013/20358 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 16/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ✍e-imzalıdır MUHALEFET ŞERHİ Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. ( 2004 sayılı İİK 72) Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. İİK nun 72/5. Maddesine göre borçlu icra takibinden önce yada takip sırasında ve hatta takip kesinleştikten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Amaç bir hukuki ilişkinin veya hakkın gerçekten mevcut olmadığını tespite yöneliktir. Davalı (alacaklı) tarafından davacı (borçlu) aleyhine genel haciz yoluyla alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı davacı borçlunun yasal süre içinde borca itiraz ettiği takibin durduğu davacının davalı alacaklı aleyhine iş bu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmaktadır....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava İİK 72.madde uyarınca kambiyo senetlerinden ötürü menfi tespit davasıdır....

                    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden tedbir talebinin ve kıymet takdiri yapılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu