Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili her ne kadar açmış olduğu davanın menfi tespit davası olduğunu ileri sürmüş ise de dava dilekçesi incelendiğinde davacı vekilinin menfi tespit isteminin yanı sıra icra takip dosyasına ödenen bedelin ödenmesini de talep ettiği görülmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin davası menfi tespit isteminden ibaret değildir. Davacı vekili menfi tespit isteminin yanı sıra icra takip dosyasına ödenen bedelin de iadesini talep etmiş olduğundan uyuşmazlık 6502 Sayılı Yasanın 73/A maddesine göre zorunlu arabuluculuk müessesine tabidir. Tüm bu nedenler ile ilk derece mahkemesi kararı mevzuata uygun olduğundan istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve ödenen paranın iadesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.03.2010 (Pzt.)...

    tarafından yapılması gerektiğini, davacının, Antalya ...îcra Müdürlüğü ... ve ... esas sayılı dosyaları ile tarafına tahakkuk edilen 7.230 TL tutarındaki borcu ödemiş olduğunu, buna ilişkin ödenen bu bedelin hesaplanan borç tutarı tenzilinden sonra fazla ödenen tutarın davacıya iadesi gerektiğini beyan etmiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalının göndereceği mallara karşılık toplam tutarı 100.000.00-YTL. olan (8) adet çeki davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkilinin davalıdan toplam tutarı 64.645.10.-YTL. olan malları teslim aldığını, bunun üzerine davalının elinde kalan toplam tutarı 30.000.00.- YTL. olan (2) adet çek ile fazladan ödenen 5.350.90.YTL.nın iadesi için davalıya ihtarname keşide edildiğini, ancak bundan bir sonuç alınamaması üzerine dava açma zarureti doğduğunu belirterek dava konusu (2) adet çekten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile fazla ödenen 5.350.90....

        DAVA Davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde; müvekkil ile davalı arasında düzenlenen 27.05.2003 tarihli sözleşme ile buharlı ısı kazanı yapımının kararlaştırıldığını, iş süresinde tamamlanmadığından sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek, ödenen bedelin iadesi ile menfi zararın tahsilini talep etmiş, terditli olarak ise menfi tespit, ödenen bedelin iadesi ile menfi zararın tahsilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; davacı sözleşme gereği yapması gerekenleri yapmadığından işin zamanında bitirilemediğini, tamamlanan kısmın da ayıplı ya da eksik olmadığını, kalan işlerin tamamlanıp teslim edilebileceği halde sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. III....

          davasında İİK 72/3 maddesi mucibince tedbir kararı bulunup menfi tespit davasından verilen karar kesinleşmediği için ödenen paranın İİK 361 maddesine göre iadesinin istenildiğini, fakat davalının açtığı menfi tespit davasının da 12/01/2020 tarihinde karara çıkıp reddedildiğini, menfi tespit davasındaki tedbirin kaldırılması için talepte bulunduklarını beyanla, İİK 361. maddesine göre yapılan memur muamelesinin iptalini istemiştir....

          Dava,kiracı tarafından açılan fazla ödenen üst hakkı bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti hazineye ait olan .. ili .. ilçesi .. mevkii .. parselde kayıtlı taşınmazın 6.000,00 m2 lik kısmının turizm amaçlı olarak müvekkili şirkete tahsis edildiğini, tahsis bedellerinin sözleşme gereğince ödendiğini, davalı tarafından 14.09.2011 vade tarihli tahsis bedelinin 44.007,00 TL olduğunun bildirildiğini, ancak bu bedelin tahsis sözleşmenin 6.maddesine aykırı olarak fazla hesaplandığını, tespit edilen bu bedelin itiraz kaydı dilekçesi verilerek müvekkili tarafından davalıya ödendiğini belirterek fazladan tahsil edilen 13.882,71 TL üst hakkı bedelinin davalıdan alınarak müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ,davanın reddini savunmuştur....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak ve menfi tespit davasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında yapılan franchise sözleşmesinin hükümsüz olduğu iddiasıyla ödenen bedelin iadesi ile davalıya borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK.den kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünde Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davalı taraflar ile imzalanan sözleşmelerin feshine, senetlerin iptaline ve sözleşmeler kapsamında ödenen bedelin iadesine karar verilmesinin talep edildiği mahkemece talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verildiğini, karar incelendiğinde mahkemece sözleşmenin geçersiz olduğu tespit edilerek sözleşmenin iptal edildiği, aynı şekilde senetlerin iptaline ve iadesine hükmedildiği ve aynı şekilde hükümde senetlerin iptalinin doğal sonucu olarak müvekkilin bu senetler bakımından borçlu olmadığının tespitine hükmedildiğini, bu kararda teknik olarak bir menfi tespit hükmü bulunmadığını, dava dilekçelerinde menfi tespit talebi olmadığı gibi icra takibine dayanak mahkeme ilamında da menfi tespite ilişkin herhangi bir karar verilmediğini, dolayısıyla işbu ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediğini, takibe konu ilamda davaların yığılması (hakların telahuku - objektif dava birleşmesi) bulunduğunu, yalnızca bedel iadesine ilişkin kısmının takip...

              Buna karşılık; davacı tarafından dava açılırken, 15.000,00 TL peşin ödenen iş bedelinin iadesi ve 1.000,00 TL menfi zararın tahsili istemlerine ilişkin olarak peşin nisbi harç yatırılmış, 18.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı menfi tespit istemi ise harçlandırılmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca menfi tespit istemine konu edilen çeklerin bedeli belirli olup, yargı harçlarının da belirli olan bu bedel üzerinden yatırılması gerekir. Yine Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddelerine göre, yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacaktır. Bu durumda, mahkemece davacı tarafa, menfi tespit istemine ilişkin olarak 18.000,00 TL bedel üzerinden peşin nisbi harcı ikmâl etmesi için uygun bir süre verilip, 30. maddede gösterilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, re'sen gözetilmesi gereken bu husus üzerinde durulmadan işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu