Ancak ödeme emrine itiraz süresi içinde açılacak menfi tespit davası ile ilamsız icra takibinin itirazla durdurulmasından sonra açılacak menfi tespit davasında hukuki yararın mevcut olup olmadığını tespit etmek ise zordur. 1-Ödeme Emrine İtiraz Süresi İçinde Açılan Menfi Tespit Davasında Hukuki Yarar Alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapması halinde borçlunun şikayet ve itirazı kural olarak takibi durdurmadığı. için borçlunun itiraz süresi içinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Alacaklının genel haciz yoluyla ilamsız takip yapması halinde ödeme emrini alan borçlu ödeme emrine itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz edebilir veya menfi tespit davası açabilir veyahutta her iki yola birlikte başvurabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Maliye Bakanlığı vekili ve sadece vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurum tarafından müvekkili bankaya gönderilen bankaca 13.11.2012 tarihinde tebellüğ edilen 14.500,57 TL tutarlı ödeme emri nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile ... Vergi Dairesi tarafından müvekkili bankaya tebliğ edilen 12.11.2012 tarih ve ... takip sayılı ödeme emrinin iptali ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir....
Anılan madde ile Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Davanın davacı vekilinin açılan davadan feragate ilişkin beyanı doğrultusunda feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğrudur.Ancak davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesinde; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir....
İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle davanın 6183 Sayılı Kanunun 58'nci maddesi kapsamında ödeme emrinin iptali davası olduğu anlaşılmakla kabul bu gerekçeyle isabetli olup yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03/10/2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 24.02.2016 gün, 2015/10-2155 E., 2016/179 K. sayılı Kararları). Somut olayda, davaya konu ödeme emirlerinin 13/12/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, 13/12/2016 tarihiyle tebliğ aldığı ödeme emirlerinin arka sayfasında itirazın 7 gün içinde iş mahkemesine yapılacağı yazılı olduğu halde davanın 29/12/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte, alacaklının menfi tespit davası sonucu verilen kararı icra dosyasına ibraz ederek icra emri tanzim edilmesini talep ettiği ve icra müdürlüğünce örnek 4-5 icra emri düzenlendiği, borçlunun icra emrinin tebliği üzerine icra mahkemesine başvururarak, yeni bir icra emri çıkartılmasının, yeni bir alacağın ihdası niteliğinde olduğunu belirterek icra emrinin iptalini talep ettiği mahkemece icra emrinin iptali talebinin reddine toplam alacağın 29.335,22 TL olduğunun tespitine karar verildiği görülmektedir....
Vergi Mahkemesinin ödeme emrinin iptaline ilişkin açılan davada ödeme emrinin usulsüzlüğü sebebiyle iptale karar verdiği, kararın kesinleştiği, 6183 sayılı yasanın 79. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği, dolayısıyla hukuka aykırı olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen tebligat uyarınca davacı şirketin davalı idareye 341.700,22 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/524 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, bu davaya konu faturanın ödenmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından Karaman İcra Müdürlüğünün 2012/5112 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ve borçlu kooperatifin itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkil şirket tarafından Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/38 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, menfi tespit ve itirazın iptali davalarının birleştirilerek yargılamaya devam edildiğini, Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.10.2014 tarihli ve 2012/524 Esas, 2014/256 Karar sayılı kararı ile menfi tespit davasının reddine, birleşen itirazın iptali davasının ise kabulüne karar verildiğini, bunun üzerine borçlu kooperatifin Karaman İcra Müdürlüğünün 2012/5112 Esas sayılı dosya borcunu müvekkili şirkete haricen ödediğini, Karaman 1....