Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

II-CEVAP: Davalı vekili; davanın menfi tespit davası mı ödeme emrinin iptali davası mı olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, her iki davanın birlikte görülemeyeceğini, davacının itirazının yerinde olmadığını, davanın yasal süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiğini, yasal süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, ödeme emrinin iptali davası bakımından davalı kurum alacağına ilaveten %10 zamla tahsiline, menfi tespit davası bakımından %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile; ... SGK Merkezi tarafından düzenlenen ve davacı hakkında başlatılan 20/09/2018 tarih 0012992 kart numaralı 2007/017885, 2007/017886, 2007/017887, 2009/012377, 2011/012453, 2015/019650, 2015/019651, 2015/019652, 2015/019653 takip numaralı ödeme emirlerinin zamanaşımı nedeni ile iptaline karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu olayda, davacı şirket aleyhine kesilen idari para cezalarının tahsili amacı ile şirket adına düzenlenen 6 adet ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının, anılan borçların zamanaşımına uğradığı iddiası ile sorumlu olmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istemi ile dava açtığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 140....

      nin ise İİK 89/3 kapsamında açılan iş bu menfi tespit davasında doğrudan taraf konumunda olmadığını, ancak İİK.72 kapsamında takip borçlusu aleyhinde menfi tespit davası açılmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını, Konya .İcra Müdürlüğünün ......

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Üçüncü Şahsın Vergi Borcu Sebebi ile Tebliğ Edilen Ödeme Emrinin İptali ve Menfi Tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. Aynı maddenin IV. bendine göre de herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açma hakkına sahiptir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Üçüncü Şahsın Vergi Borcu Sebebi ile Tebliğ Edilen Ödeme Emrinin İptali ve Menfi Tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. Aynı maddenin IV. bendine göre de herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açma hakkına sahiptir....

        Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Menfi Tespit ....İcra Mahkemesinin 2009/17731 sayılı İcra dosyasından ödeme emrinin tebliğne ilişkin belge bulunmadığından bu belgenin eklenerek gönderilmesi GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Maddesi uyarınca açılacak itiraz davasının bir menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, ne var ki kamu alacağına ilişkin takibin kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemekte olduğunu, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalmasının önlenerek hızla tahsili sağlanmak istendiğini, 6183 sayılı kanunda icra ve iflas kanunun 72. Maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun aynı konuda menfi tespit istirdat davası açamayacağını, aynı zamanda davanın esastan da reddi gerektiğini, 6183 Sayılı Yasanın 58. Maddesinde ödeme emrine itiraz sebepleri sayılmış olup davacının bu sebeplerden birine dayanmamış olduğunu, bu yönüyle davanın reddi gerektiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            Somut olayda; ödeme emirlerinin davacıya 9.5.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 7 günlük süreden sonra 8.6.2012 tarihinde açıldığı görülmektedir.Ancak davacının ihtilaf konusu dönem sadece yönetim kurulu üyesi olduğu, dosyada davacının yönetim kurulu üyeliği dışında kendisini "üst düzey yönetici" ve "yetkili" konumuna getirtecek bir görev üstlendiğine dair belge ve yönetim kurulu kararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının prim borcunun doğduğu dönemde yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi (Sayman) olduğu saptanmadığı sürece yönetim kurulu üyesi olması işveren ile birlikte prim borçlarından sorumlu olması sonucunu doğurmayacağından ve davacıya karşı doğrudan takip yapılamayacağından, dava ödeme emrinin iptali değil bir menfi tespit davasıdır....

              Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrasında ise, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir. ... 3....

                UYAP Entegrasyonu